The Others Avrupa Diller Yılı bir fırsat!

Avrupa Diller Yılı bir fırsat!

09.12.2000 - 00:00 | Son Güncellenme:

Avrupa Konseyi "Avrupa Diller Yılıönı Ege Üniversitesi Avrupa Dilleri ve Kültürleri Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü Prof. Dr. Gertrude Durusoy yorumluyor.

Avrupa Diller Yılı bir fırsat

Türkiye bir Avrupa Konseyi üyesi olarak 2001 yılında yabancı dil eğitimini ele almalı
Avrupa Diller Yılı bir fırsat!

Avrupa Konseyi "Avrupa Diller Yılıönı Ege Üniversitesi Avrupa Dilleri ve Kültürleri Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü Prof. Dr. Gertrude Durusoy yorumluyor.

Gertrude DURUSOY

2001 - Avrupa Diller Yılı" kararının Türkiye için anlamı nedir? 2001’de vurgulanmak istenilen olay, Avrupa Konseyi üye ülkelerinin dil ve kültür miraslarına sahip çıkmaları ve Avrupa coğrafyasında bulunan öteki ülkelerle bunu paylaşmalarıdır. Bunun yolu, kültürün araçlarından birisi olan bir, iki hatta üç dil öğrenmekten geçiyor. Son otuz yıldan bu yana ve özellikle 1990 yılından sonra Avrupa kıtasında harıl harıl diller öğretilmekte ve öğrenilmekte. En büyük hamle AB’ye aday olan Orta ve Doğu Avrupa ülkelerinde görülüyor.
Türkiye’nin Avrupa Konseyi üyesi olarak 2001 yılına dil konusunda hazırlıklı girmesi gerekir. Nasıl mı? Milli Eğitim Bakanlığı’nın vereceği bir kararla, diplomalı Fransızca ve Almanca öğretmenlerinin bulunduğu okullar pilot okul olarak seçilir ve sekiz yıllık programında 4’ncü sınıfta bir dile, 6’ncı sınıfta ikinci dile başlanır. İlla İngilizceyle başlamak diye bir kural yoktur.
AB’de 11 dil çalışma dili olarak kullanılıyor. Resmi belgeler ise sadece Fransızca ve İngilizce olarak hazırlanıyor, sonra her ülke onları kendi diline çeviriyor. Demek ki, 11 dilden Türkçe’ye ve Türkçe’den bu 11 dile toplantılarda çeviri yapmak gerekecek. Türkçe’den önce bir kaç Slav dili ve Macarca da AB içinde kullanılmaya başlanırsa bu dil sayısı 15’e çıkacak. Bu birkaç dil öğrenmenin önemini yeterince gösteriyor.
Osmanlı’da Dil Oğlanları’nın ünü Avrupa’ya kadar yayılmıştı. Atatürk’ün ileri görüşü nedeniyle Dil ve Tarih - Coğrafya Fakültesi eski ve yeni toplam 14 dil bölümü ile kurulmuştu.
En büyük görev Milli Eğitim Bakanlığı’na düşüyor, sonra da üniversitelere. Üniversitelerimizde filoloji alanında dil çeşitliliği mevcut. Birleşmiş Milletler’in kullandığı 6 resmi dil yani Çince, İspanyolca, Rusça, İngilizce, Fransızca ve Arapça, Türk üniversitelerinde okutuluyor fakat oradan mezun olanların çoğu ilköğretimde veya liselerde görev almıyor.
Son yıllarda Türkçe’ye ilgi arttı. Helsinki’den sonra özellikle yabancı simültane çevirmenler, çeviri yapabilmek için Türkçe’yi öğrenmek istiyorlar. Bu kapı Türk gençlerine da açılmalı. 2001 Avrupa Diller Yılı, bir dil politikası oluşturmak için iyi bir fırsat olmalı.



ENTELLEKTÜEL BAKIŞ