The Others Aydınlar da soyunur

Aydınlar da soyunur

11.05.2000 - 00:00 | Son Güncellenme:

Aydınlar da soyunur

Aydınlar da soyunur


Bu kitap çok tartışılacak


       Tasarımını Bülent Erkmen yaptı. Los Angeles'ta yaşayan Faruk Ulay, hiç tanımadığı, sadece çıplak portrelerini gördüğü 32 ünlü aydın hakkında düşsel öyküler yazdı

       Bordo, ipeksi kumaşa elinizi değdirdikçe uzun zamandır kitapların kapaklarını okşayamadığınızı fark ediyorsunuz. "32 Büst" kitabını okşayarak açıyor, hemen sonra büyük bir merakla dikizlemeye başlıyorsunuz ve tabii okumaya, hem de hızla, hem de büyük bir keyifle ama hep dikizleyerek.
       "32 Büst", "Ofset Yapımevi'nin yedi yıl önce başlattığı "nesne kitap" geleneğinin bu yılki ürünü. Bülent Erkmen'in kavramını oluşturduğu ve tasarımını yaptığı kitabın alt başlığı "Otuz İki Fotoğraf İçin Yazılmış Yalanlar." Los Angeles'te yaşayan Faruk Ulay, tasarımcının tanıdığı kendisinin tanınmadığı 32 kişinin büst fotoğraflarına bakarak düş kuruyor ve kitabın yazınsal metnini bu düşler oluşturuyor.

Kimler yok ki...

       32 kişiye gelince; onlar bedenleriyle değil düşünsel etkinlikleriyle gündemde olan kültür ve sanat insanları: Nejat Yavaşoğulları, Serra Yılmaz, Faruk Malhan, Şakir Eczacıbaşı, Sarkis, Murathan Mungan, Ayşe Erkmen, Paul McMillen, Hilmi Yavuz, Sezer Duru, Barış Pirhasan, Haydar Karabey, Beklan Algan, Kerem Kurdoğlu, Ayşe Çağlar, Yurdaer Altıntaş, Aykut Köksal, Mustafa Taviloğlu, Naz Erayda, Melih Fereli, Ömer Madra, Gülsüm Karamustafa, Fatih Özgüven, Babür Tongur, Mustafa Avkıran, Arif Çağlar, İnci Asena, Edhem Eldem, Dikmen Gürün, Sadık Karamustafa, Orhan Silier, Kutluğ Ataman.
       Fotoğrafları Tülin Altılar çekmiş. Fotoğrafların görüntü anlayışı "göğüs röntgeni" çekiliyormuşcasına sakin ve anlamdan arındırılmış olması. Yani mermerden yontulmuş büstler gibi.

Hem oku hem dikizle

       Büstler, birbirine yapıştırılmış iki yaprağın içine yerleştirilmiş. Fotoğrafları ancak dikizleyebiliyorsunuz, dikizlemeyip illa da seyretmek isterseniz kitabı yırtmanız gerekiyor.
       32 büstün sahiplerinin çoğu arkadaşım, o yüzden Faruk Ulay'ın düşlerini en az fotoğraflar kadar merak ettim.
       Serra Yılmaz'a yakıştırılan: "Sohbeti bozuk yollardan yakınarak açan sürücüye yolların hiçbir zaman düzelmeyeceğini, bu bozukluğun gereğinden çok benimsenen kültürün bir parçası olduğunu, kimse kültürü derleyip toparlamaya yanaşmadığına göre yolların da böyle kalacağını, bu yollarda direksiyon sallamaya alışmaktan başka çaresi olmadığını söylüyor," bölümü çok hoşuma gitti. Açık bir büfeye rastlamak umuduyla bilmediği caddelere girip çıkan Murathan Mungan... "Sikke değil, eski para" diye olağan düzeltmelerinden birini yapıp soru savuşturan Hilmi Yavuz... "Biberleri, kadınlığını, gençliğini, bir miktar da yin yang koyduğu kesekağıdını iki yüz elli gram sarı leblebiyle yarım kilo kuru üzümü karıştırmaya sular gibi" sallayan, "elini karışıma daldırıp avuçladığında az sayıda gençlikle çok sayıda kadınlık bulan" Sezer Duru... Eskimo iken de, çocukken de gözlüklü olan ama şimdi gözlüklü olmayan Barış Pirhasan... Yıldızlara baktıkça evrenin kendisi için yaratılmış olduğunu düşünen İnci Asena... Çocukluğunu evcilik yerine uçurtma uçurarak geçiren Dikmen Gürün... Tekmelenmesi içimi cızlatan Ömer Madra...
       Ve hemen hepsi fotoğraf çekimine bağlanan bu düşsel yazılar, fotoğrafların doğal gücüne gerçekten güç katmış.

"DİNOZOR" SOYUNMADI

       Kitabın oluşma aşamasında teklif götürülen kültür insanlarından biri de çok satan "Bir Dinazorun Anıları" kitabının yazarı Mina Urgan'dı. Ancak Urgan tüm ısrarlara rağmen çıplak fotoğraf çektirmeyi kabul etmedi. Ünlü grafik sanatçısı Bülent Erkmen'in tasarımını yaptığı "32 Büst"te yeralan aydınların çıplak fotoğraflarını Tülin Altılar çekti.

Kitaba ilk tepkiler

       "Karakolda çekilmiş gibi"
       Magazin dünyası, çıplak aydınlara ateş püskürdü: Bu pozlar toplu katliam... Soyunmak için fırsat bekliyorlarmış
       BİRSEN ALTUNTAŞ
       Sanat dünyasının 32 ünlü isminin, grafik sanatçısı Bülent Erkmen'in kitabı için belden yukarı çıplak poz vermelerine sanat dünyasından farklı tepkiler geldi. Sanat ve magazin dünyasının ünlüleri de pozlar için şu görüşleri dile getirdi:
       * Hülya Avşar: Bence bu pozlar toplu katliam. Halkın gözündeki yerimizi katlettiler. Hiç estetik bulmadım. Kitabın içeriğini bilmiyorum ama demek ki insanlar soyunmak için fırsat bekliyormuş. Ben böyle bir teklifi kesinlikle kabul etmezdim.
       * Nükhet Duru: Bu pozları verenlere Allah selamet versin. Dekolteyle estetik ölçülerde fotoğraf çektirmeye karşı değilim ama ben oğlumun huzuru için böyle bir poz vermezdim. Daha kapalı bir poz olabilirdi. Ama yapanı da kınamıyorum. Zaten soyunmakla para kazanmak bizim ülkemizde doğru orantılı.
       * Tuğba Özay: Genelde biz mankenler soyunma konusunda hedef tahtası seçiliriz. Estetik çıplaklığa hiç karşı değilim ama et pazarına dönüşünce mide bulandırıyor. Bu pozlar karakolda çekilmiş gibi. Daha estetik olsa hoşuma gidebilirdi. Tam olarak amaçladıkları şeyi bilmiyorum. Ülkenin düşünen insanların bu pozları vermesi yine de güzel. Bu konudaki ön yargıların aşılmasını sağlayabilir.
       * Cem Özer: İnsan bedeni çok estetik ama o fotoğraflarda gördüğümüz, bu estetiğin yaş ilerledikçe kaybolduğu. Özellikle Naz Erayda dışındaki kadınların göğüsleri bunu yansıtıyor. Güzel olan çıplaklığın artık entellektüel çevrede de tabu olmaktan çıkması lazım. Artık mankenlere kızma hakları kalmayacak. Benim bir erkek olarak belden yukarımın görünmesinde bir sakınca yok. Kitabı hazırlayanla aramdaki ilişki çok iyiyse ben de öyle bir poz verebilirdim.
       Poz verenler arasında yer alan Bulutsuzluk Özlemi'nin solisti Nejat Yavaşoğulları şunları söyledi:
       "Bu Bülent Erkmen'in bir tasarımıydı, biz de içinde yer aldık. Medyatik bir çıplaklık söz konusu değil. İnsanların normal halinin görüntüsü ama alışık olmadıkları bir şey. Yakın çevremden olumlu ya da olumsuz bir tepki almadım. Kadınların fotoğrafları daha dikkat çekici. Ama zaten böyle bir tasarımının içinde kadını erkekten ayırmak mümkün değildir."