Ayrıntı

Ayrıntı
Enflasyon, Telekom ve IMF üçgenine endeksli "ekonomide son durum" haberleri, kanaldan kanala fark ediyor. Star "iyimser" tablo çizerken Kanal D’nin yorumu "pek de iç açıcı değil" şeklindeydi. "İyimser olmak" ya da "kötümser olmak" göreli bir şey. Rakamlar ve bilgilerin farklı yorumlanması, yaşamdaki tökezlemeleri, bezginlikleri değiştiriyor mu? Önemli olan bu.

Sırp kasabı Miloseviç’in davası ile ilgili yorumlarda da "bir bilene danışma" eksikliği vardı özel TV’lerde. TRT 2’de bu işleri çok iyi bilen Bakır Çağlar’dan görüş alınmış... "Dava çok uzayacak, bir yılı bulur" yorumlarına açıklık getirdi. "Bu süre normaldir" dedi. Yani dava normal süreci içinde tamamlanacak.

"Çok çalışmalıyım çook" sloganı ile belleklere yer eden reklam... Küçük oyuncumuz muhteşem oynuyor. Bu bir kenara... Giyimine dikkat ettiniz mi? Tipik bir "kolej" çocuğu. Özel okullarda kızları iş hanımı, erkekleri de büyümüş de küçülmüş iş adamları gibi giydirmekten zevk alırlar. Kapıyı çalan küçük, kendi boyundan büyük çantası, kravatı ve beyaz gömleğiyle bir de "çook çalışmalıyım çook" diye girince imaj tam örtüşmüş oluyor. Bu arada o beyaz gömlek de her gün yıkanmak zorunda olduğu için deterjan reklamının felsefesine ayrıca uymuş!

"102 Mİlyon" yarışmasında Eda Çakı rol icabı çalıştığı mekânda. Karşısında hayatı hiç de rol icabı oynamayan bir teyze; "80 milyon lira ile geçiniyoruz kızım" diyor. Eşinden yana dertli. Rol icabı 102 milyonla geçinen Eda, gerçekten 80 milyonla geçinen teyzeye akıl veriyor; "Ayrıl kocandan, iyi de nafaka alırsın" diyor. Teyze, eşinin ona para verebileceğini hiç zannetmiyor. Bu sefer bir başka öneri geliyor; "Hemen ayrıl, mesela kadın sığınma evleri var, Mor Çatı Kadınlar Evi’ne geç bir süre, o arada ev bulursun"... Yaa, işte böyle demesi kolay. Hatta 102 milyonlu yaşamın bir süre sonra biteceğini bilerek bunu bir oyun olarak oynamak da kolay. Bir de her gün ve ne zaman sona ereceği bilinmeyen bir 80 milyon lira ile geçinmenin gerçeği var. Yaşam bir yarışmanın sınırları içinde olsaydı...