The Others Bayramüstü kuru fasulye

Bayramüstü kuru fasulye

30.11.2003 - 00:00 | Son Güncellenme:

Bayramüstü kuru fasulye

Bayramüstü kuru fasulye



Bayram bitti... Sevmem bayramları. Nükhet Duru TV8'de "Bir garip olur içim, hüzünlenirim" dedi. Öyle denir hep. Hatta reklamlar da öyledir. Adam şeker gibi tatlı bir şeyi yiyecek; illâ gözyaşı ve hüzün. Konu başlıkları; tek başına kalan yaşlı adam ya da bir yıldır küs kardeşlerin barışma stresi. Bayramda mezarlığa gidilir. 365 gün gidilmez, bayram diye "adet ve örf" adına koşulur. TEM otoyolunun kenarına dizilmiş arabalar. Mezarın girişi çayırın başında. Ama şimdi kim gidecek oraya kadar! Çek kenara, in arabadan, atla bariyerden, sonra mezar duvarının yanından, fare deliği gibi delikten gir içeri çoluk çocuk...

Gazeteden eve giden yol hafta içi böyle tıkalı olmamıştı. Arabaların içine bakıyorum, dörder dörder, beşer beşer... Salamura şeklinde bayram ziyareti. Sonra aynen dönüş.

Bizim Cumartesi ilavesinde Özel Doğa Koleji haberi vardı. Ormanın içinde okul. Ama foto muhabiri arkadaş öyle bir açıdan çekmiş ki, bakınca "Doğa Koleji"nin aslında nasıl doğa ile bütünleştiğini çok iyi görüyorsunuz... Bir güzel tıraşlamışlar etrafı! Hayvanlar var ve çocuklar hayvan sevgisini birebir yaşıyor; ayrıca İngilizce, Almanca ve Çinceyi zehir gibi öğreniyorlar. İniş ve çıkışları olan bir ülkeyiz. Kapısı bacası olmayan okulun yanında bir de böylesi var. Sanırım hiçbir zaman ortalama, sakin, olması gerektiği gibi değil uçuk kaçık, tansiyonu yüksek bir yaşam sürdüreceğiz.

Biraz da TV... Gençlerbirliği ve Gaziantepspor rakiplerini evire çevire yenip üçüncü tura çıktı. Maçları Kanal D ve Show TV yayınladı. Bu maçların perde arkası olmaz mı? Ama anlaşılan beklenmiyordu böyle bir şey. Onlar "dört büyükler" değildi. Onun için bir kısa röportaj şansları yoktu!

Bizim sarı kafa, sabahın dördünde kalkar. Bana "Valla o saatlerde öyle güzel filmler oynuyor ki" diyor. Bu tesadüf değil, çünkü bu konuda uzman sayılır. Yani "denk gelmiştir" denilemez.

Atilla Demircioğlu benim sınıf arkadaşım. Habertürk'te Meriç Köyatası'na konuk olmuş. Şöyle bir baktım da... Yıllar, ah o yıllar. Atilla hep hatunların gönlünü çalmasını bilmiştir. Okul yıllarında "Nathalie"yi söylerdi. Kızlar da erirdi. Şimdi yine söylüyor. Saçlar beyazlamış filan da, sanki sesi daha bir oturmuş; evet gerçekten öyleydi. Atilla'yı izlerken kendimi de görmüş oldum. Sabah kalkıp da aynaya bakmak gibi değildi. Çünkü nelerin gelip geçtiği konusunda aynalar yalan söyler.

Star akışında şöyle bir içerik; "Yerli Dizi: Kibar Feyzo". Koca filmi nasıl yerli dizi yapabilirsiniz? Şu filmleri bölüp, ondan sonra da yetmiyormuş gibi bir de "dizi" diye yutturmak sadece bizde olabilir. Sanata ve sanatçıya saygılıyız ya! n