Beyoğlu Beyoğlu

Beyoğlu Beyoğlu
Ana caddeye paralel yollarda paralel binalar; kimi hayalet gibi, kimi başıboş, unutulmuş. Kimi vurdumduymazlığın zırhında işgale uğramış. Kimi sarhoşlara, tinercilere barınak olmuş. Kimi, mafyanın elinden kiraya verilmiş.
Şimdi, Tarlabaşı'nı bilmiyorsanız, resimlere bakın, hayal edin.
Mahallede tek başına kalmış duvarlar, sanki II. Dünya Savaşı'nda bombalanmış binalar, sahibi olmayan ama çamaşırından, perdesinden hayat izlenimi yakalanan apartmanlar. Bitmedi, odaları evsizleri, kimsesizleri, müptelaları, ayyaşları barındıran, dokunsan yıkılacak gibi duran yapılar...
Bir gidin görün; terkedilmişliğin - yıkılırsa, yakılırsa - tehlikeye döndüğü bir semtte, içler acısına şahit olun.
Bir gidin dinleyin; aynı sokaklarda, eli yüzü düzgün, "adresi belli" evlerde oturan, elektriğe, suya para ödeyen, vergisini veren vatandaşın, feryadına, şikayetlerine tanık olun.
Olun ki, 30, 40, 50 yıllık yalnızlığın örttüğü taşlar üzerinde biriken tozlar silinsin, bir aymazlık kenara itilsin.
***
Yeter ki, devlet, iktidar, yerel yönetim, sivil toplum örgütleri olarak, biraraya gelip, el ele verip, acilen binaların kimlik sorununu çözelim.
Sonra mı, Taksim'in yanıbaşı, İstiklal'in arkası başıboşluğun bu mekanlarından, tarih kokulu, altı dükkan, restoran, cafe, üstü çiçek pansiyon sokaklar yaratabiliriz. Lojmanlar, yurtlar çıkarabiliriz. Hem turizme, hem görevlilere, öğrencilere hizmet...
***
Beyoğlu'nda bir de böyle film çevirmeyi denesek...
Siz ne dersiniz?




İSTANBUL