Bilimsel hurafeler!

Üniversitelerin de katıldığı 'Doğu Marmara Depremleri' toplantısından sonra hazırlanan kitapta, 'Mimoza depremi haber verir, ipekböcekleri arka arkaya dizilir'


       Mimoza çiçeğinin depremden birkaç saat önce yapraklarını büzüp pörsüdüğüne inanan depremzedeler bölgedeki süs bitkisi satıcılarında mimoza bırakmadı.
       Jeofizik Mühendisleri Odası'nın çeşitli üniversitelerle birlikte düzenlediği "Doğu Marmara Depremleri" toplantısından sonra hazırlanan kitapçıkta, "mimoza çiçeğinin deprem habercisi olduğu" öne sürüldü. Prof. Dr. Ahmet Ercan'ın hazırladığı kitaptaki "Gölcük depremi geliyorum dedi mi?" konulu bölümde deprem öncesinde doğada görülen bazı değişikliklere dikkat çekildi. Kitapta, depremle bağlantılı olarak böcek ve hayvan davranışları, deniz, göl ve yeraltı suları ile bitki ve ağaçlarda değişimler olduğu öne sürüldü.

Kitapla gelen patlama

       Depremden önce meyve ağaçlarının erken çiçek açıp ürün verdiği, ot ve ağaç dallarının yüzeylerinin kızarıp yandığı vurgulanan kitapta ismi geçen tek bitki olarak mimozanın depremden saatler önce pörsüdüğü savunuldu.
       Kitabın yayınlanmasının ardından Marmara Bölgesi'nde yok satan ve halk arasında da "Küstüm çiçeği" olarak bilinen mimozanın şu anda sadece Yalova'da Termal Yolu üzerindeki TEMA Vakfı Başkanı Hayrettin Karaca'ya ait Karaca Arboterum Fidanlığı'nda bulunabildiği kaydedildi.

Doğa yerden kaçıyor

       Prof. Dr. Ahmet Ercan'ın derlediği kitapta, depremden öncesinde belirlenen bazı değişiklikler şöyle sıralandı:

       * Böcek ve hayvan davranışları (3 gün - bir saat önce)

       - At, eşek, inek: Tasmalarını koparırlar, ahırlardan dışarı çıkmak isterler, tepelere doğru koşarlar
       - Tavşan ve fare: Yapıların üst katlarına kaçışırlar, direklere tırmanırlar, yere inmek istemezler.
       - Domuz: Hızla yukarıya doğru koşarlar. Toprağı delicesine eşerler.
       - Kedi: Kutu ya da çöp bidonu içine atlarlar. Evden dışarı kaçmak isterler. Top gibi sıkışıp şiddetle titrerler. Perdelere asılırlar. Isırıp, tırmalarlar. Sahiplerinin yanına sokulurlar.
       - Köpek: Korkuyla havlar, ulur, saldırganlaşırlar.
       - Balık: Göl ya da deniz tabanının ısınması sonucu yüzeye yakın yüzerler. Yılan balıkları ortadan kaybolur.
       - Ördek, kaz, kuğu: Göle girmek istemezler. Göldekiler ölebilirler.
       - İpekböceği: Arka arkaya dizilirler.
       - Yengeç: Kumlarda ortaya çıkarlar.
       - Martı: Çember halinde uçuşurlar.
       - Büyükbaş hayvanlar: Birkaç saatle 3 - 4 gün önce elektromanyetik ışınlardan etkilenmeye başlarlar.
       - Karınca: Yuvalarından korkuyla dışarıya çıkarlar.
       - Kertenkele - yılan: Yuvalarından çıkarlar.
       - Böcekler: Kümeler halinde toplanırlar.
       - Arılar: Kovanlarını terk eder, depremden sonra geri dönerler.
       - Tavuklar: Kümeste kaçışırlar, tepelere tünerler. Yumurtadan kesilirler.
       - Sülükler: Kümeler halinde toplanırlar.

       * Deniz ve gölde değişimler (2 hafta - bir saat önce)

       - Kıyıları deniz suyu basar (Bir iki hafta önce)
       - Su çekilmesi (1 - 5 saat önce)
       - Dalgalar, gemi geçmiş gibi karaya vurur (1 - 5 saat önce)
       - Bol hava kabarcıkları çıkar
       - Deniz tabanı ısınır

       * Gökyüzündeki değişiklikler (Bir hafta - bir saat önce)

       - Işık huzmeleri görülür.
       - Yanan bir kibrit alevi gibi alev topu oluşur.
       - Açık havada kırılacak alan üzerinde deprem bulutları oluşur.
       - Yıldırımlar olağandışı mor, yeşil, kırmızı, mavi, pembe şeklinde oluşur.
       - Açık havada kısa gökkuşağında yeşil, siyah, mavi renk egemendir.
       - Havada aşırı sıcaklık ve sıkıntı belirir.
       - Parlak bir gökyüzü içinde yıldızlar elle tutulabilecek kadar yakın görünür.
       - Yerden anlam verilmeyen fırtınaya benzer uğultu belirir.

       * Bitki ve ağaçlarda ki değişiklikler (Bir -Üç ay öncesi)

       - Küstüm çiçeği (mimoza) gündüz deprem öncesi pörsür. (Saatler öncesi)
       - Meyva ağaçları erken çiçek açar ve erken meyve verir.
       - Ot ve ağaç dallarının yüzeyleri kızarır ve yanar.

Ziraatçiler bilmiyor

       Fidanlıkta görevli Ziraat Yüksek Mühendisi Habibe Güler ise çiçeğin depremden önce pörsüdüğünü ilk kez duyduğunu söyledi. Avustralya kökenli bir Akasya türü olan mimozanın dış mekan bitkisi olduğunu belirten Güler, çiçeğin aşırı güneşte veya normal bir ortamda dokundulduğu zaman yapraklarını kendiliğinden kapadığını vurguladı. Güler, mimozanın özellikleriyle ilgili şu bilgileri verdi:
       "Mimoza, belirli mevsimlerle tamamen sarı çiçeklerle donanır. Bizim elimizde şu anda boyları 5 metreye kadar uzamış iki çiçek kaldı. Bunları genellikle lüks villaların sahipleri dekoratif olarak alıyor. Fiyatları ise boylarına göre 20 milyon ile 150 milyon lira arasında değişiyor. Mimoza ülkemizde yetiştirilmiyor. Avustralya bir kökenli bitki olduğu için biz İtalya'dan ithal ediyoruz. Çok hassas bir bitki olduğunu biliyorum."