The Others Bir düdüğü kaça çalarsın?

Bir düdüğü kaça çalarsın?

04.10.1998 - 00:00 | Son Güncellenme:

Bir düdüğü kaça çalarsın?

Bir düdüğü kaça çalarsın
4 Ekim 1998
Burak GÖRAL Profesyonel futbol hakemliği seneye İngiltere'de başlıyor. Acaba daha çok para daha doğru kararları beraberinde getirir mi?

Kıyaslayın. Fenerbahçe hafta içinde Juventus'tan transfer ettiği Portekizli futbolcu Dimas'a her sene için 1.2 milyon dolar verecek. Dimas'ın bir sezonda 50 kadar maç oynayacağını kabul edersek maç başına aşağı yukarı 7 milyara geliyor. Peki Dimas'ın maçlarını yönetecek olan Türkiye 1. Ligi hakemleri maç başına ne kadar alıyor? 100 milyon artı masraflar. İşte çok uzun yıllardır tartışılan hakemlerin profesyonelleşmesi de tam bu noktada başlıyor.
Gelecek sezondan itibaren İngiltere Premier Ligi'nde (Türkiye'nin birinci ligine tekabül ediyor) profesyonel hakemler uygulamasına geçiliyor. En az on hakem belirlenerek profesyonel statüye geçirilecek ve şu anda maç başına 400 sterlin (189 milyon TL) artı masraflar olan ücretleri yıllık 40 bin - 50 bin sterline (yaklaşık 19 - 23 milyar TL) çıkarılacak. Profesyonel hakem uygulamasının getirilmesinin en önemli avantajı olarak hakemlerin bütün zamanlarını formda kalmaya ve futboldaki gelişmeleri takip etmeye ayıracağı için kalitenin yükselmesi gösteriliyor. Ayrıca hakemlerin büyük bölümünün bu işe destek vereceği de bir sır değil. Milliyet Gazetesi yazarlarından Doğan Koloğlu şöyle diyor: "Belirli bir yaştan sonra pozisyonları görme ve değerlendirme düştüğü için 'koşan hakem'in önemi arttı. Profesyonel hakemlerin önemi de burada ortaya çıkıyor."
Eski hakem Erman Toroğlu da profesyonel hakemliğin destekçilerinden. "Profesyonel hakemlik gelince hakemlerin kazandıkları da artacak, kaybedecekleri de. Formsuz oldukları taktirde maç başına, örneğin 500 milyondan olacaklar. Bu yüzden kendine güvenmeyen hakem olamayacak. Üstelik bugüne kadar futbolcular futbolu bıraktıktan sonra antrenörlüğe yöneliyorlardı, para yok diye. Hakemliği seçen futbolcu sayısı da artacak."
Merkez Hakem Komitesi de bu konuda çalışmalarını sürdürüyor. Eski hakemlerden Bülent Yavuz MHK olarak bu konuda üç yıldır çalıştıklarını ve UEFA talimatları doğrultusunda bu çalışmalara devam ettireceklerini belirtiyor. Bu "az derin" açıklamanın ardından MHK'nın bu konudaki tavrını sorduğumuzda devletin her türlü kademesinden aşina olduğumuz türde bir cevap geliyor: "Hiç şüphe yok ki biz de profesyonellikten yanayız. Ancak ülkemizin şartlarını siz de biliyorsunuz."
Profesyonelliğin olduğu yerde sponsorluk da olacak elbette. Fakat profesyonelliği destekleyenler bile sponsorluk konusunda biraz çekingen davranıyorlar. Aynı anda hem bir hakemin hem de bir futbolcunun ya da takımın sponsoru olan bir kuruluş hakem üzerinde baskı unsuru olabilir mi? Doğan Koloğlu bu soruya bir anekdotla cevap veriyor: "Zamanında Ahmet Çakar'ı bir Bayern Münih maçına verdiler. Maçtan birkaç gün önce Opel'in - Opel, B. Münih'in forma reklamını taşıdığı kuruluş - davetlisi olarak Türkiye'ye gelen B. Münih futbolcusu Rumenigge 'Ahmet Çakar Avrupa'nın en iyi hakemlerinden biri, ona çok güveniyoruz,' dedi. Böyle şeyler her zaman olur."
Hem Nike hem de Türkiye Futbol Federasyonu'nun sponsorlarından Adidas henüz Türkiye'de böyle bir girişim için bir hazırlık yapılmadığını belirtiyorlar. Nike'tan görüşlerine başvurduğumuz İlhami Şentürk aynı zamanda uluslararası voleybol hakemi. Maç yönetirken sporcuların giydikleri formanın üzerinde ne yazdığına bakmadığını söylüyor. Profesyonelliğe karşı olanların en önemli dayanaklarından biri ortalama bir hakemin 35 - 50 yaşlar arasında görev yapabileceği, bu sürenin de bir kariyer için yeterli olmadığı. Ayrıca hata insani bir şey olduğu için bu uygulamanın standartları yükseltmeyeceği de söyleniyor.
Bu tartışmaların alevlenmesinin bir sebebi de FIFA'nın yeni başkanı Sepp Blatter'in profesyonel hakemliği desteklediği yönündeki açıklamaları. Ama şunu da unutmayalım. Bir zamanlar bir Alman gazeteci Blatter için şöyle demiş: "O her gün 50 yeni fikir üretir ve bunlardan 51'i kötüdür."