08.01.2001 - 00:00 | Son Güncellenme:
1 Ocak tarihli Milliyet’in manşeti, bir Güney Amerika ülkesinde, cezaevlerinde düzenlenen açlık grevlerinin "barışçı" bir yöntemle sona erdirilmesiyle ilgiliydi.
Arjantin’de Hayata Dönüş başlıklı haberde, Arjantin Devlet Başkanı’nın bazı mahkumların ceza süresini indirmesi üzerine grevlerin ölüm olmadan son bulduğu aktarılmaktaydı.
"Türkiye’deki kanlı cezaevi operasyonuna destek veren Milliyet, Arjantin’deki açlık grevinin kansız bitmesini övüyor. Türkiye’deki operasyonlarda devlet kaynaklı bilgileri hiçbir süzgece tabi tutmadan yayımlayan Milliyet acaba niye böyle bir tavır değişikliğine gitti? Şaşırdım.." diye yazmış Ali Al.
Başka bir açıdan gelen eleştiri, Meltem Gözübüyük’e ait:
"Haberde Türkiye ile Arjantin arasında kıyaslama yapılıyor. Sanki, burada çok büyük yanlışlar yapıldığı izlenimi verircesine. Buradaki operasyonların böyle kanlı yapılması tabii ki çok üzücü, ama koşulları birbirinden farklı olan ülkeler arasında bu tür karşılaştırmalar yapılmasını ben yadırgıyorum..."
Milliyet Genel Yayın Yönetmeni Mehmet Y Yılmaz yanıtlıyor:
"Bu önemli bir gelişme, bir haberdir. Türkiye’deki gelişmeler açısından da çok günceldir. Bu haberi görmezden mi gelmeliydik? Hayır. Milliyet o ülkedeki bir açlık grevinin nasıl sona erdirildiğini okurlarına anlatmayı görev bildi."
Yorum: Haberin sunumunda Türkiye ile kıyaslama var ise de bir değer yargısı ortaya konmuyor. İki gelişmenin zamansal açıdan paralelliği vurgulanıyor. "Zorlama" bir mukayese mi? İki ülkenin koşulları farklı olsa bile, yöntem farklılıklarına bir ölçüde dikkat çekmeyi öngören bu yaklaşımı ben rahatsız edici bulmuyorum.
Ancak, haberin gerek ön sayfada sunuşunda, gerek kendisinde önemli bir bilgi hatası var. Birçok şiddet eylemiyle tanınan Enrique Gorriaran Merlo’dan, metinde, "..1980’da Nikaragua diktatörü Somoza’ya suikast girişiminde bulunan.." diye söz ediliyor. Girişim değil, suikast söz konusu oysa. Gorriaran Merlo, Somoza’nın Paraguay başkenti Asuncion’da bombalı bir saldırı sonucu öldürülmesi eylemini daha sonra üstlenmiş ve bundan mahkum olmuştu.
1 Ocak tarihli Milliyet’te Geç Gelen Kocasını Önce Baltaladı Sonra Bıçakladı başlıklı bir şiddet haberi yer almaktaydı.
Haberde, Sefaköy’de meydana gelen olayda bir kadının "eve geç geldiği gerekçesiyle" kocasını balta ve bıçak darbeleriyle yaraladığı belirtiliyordu.
Haberin devamında, bilinci açık olarak hastaneye kaldırılan kocanın, "evden erkek sesi duydum... içeri girer girmez kafama baltayla vurdular. Karım dostuyla yakalanınca birlik olup beni öldürmek istedi" şeklindeki ifadesine de yer verilmiş.
Kayhan Ruşen "haberin başlığıyla içeriği birbirine uymuyor" diye yazmış.
Yorum: Sadece başlıkla haber çelişkisi değil söz konusu olan. Çünkü haberin birinci cümlesi de "eve geç geldiği gerekçesiyle" ifadesini içeriyor. Burada, okurun kafasını karıştırmaktan başka bir amaca ulaşmayan bir metin söz konusu. Belli ki, saldırıya uğrayan kişinin iddiası, haber için önem taşıyan bir unsur. Geriye itildiği için çelişki gibi görünüyor, kurguyu bozuyor.
Kuzey Kutbu yakınlarında, buzdan inşa edilmiş otelle ilgili bir haber, 27 Aralık tarihli Milliyet’in internet "baskısında" yer almakta.
Alparslan Acarsoy, haberde ciddi bir hata olduğu görüşünde.
Haberin ilk cümlesi, ‘İsviçre’nin kutuplara yakın Jukkasjaervi bölgesindeki Torne nehri yakınlarında bulunan ve yazın eriyen Buz Otel..." diye başlıyor.
"Bildiğim kadarıyla İsviçre’nin kutuplarla bir ilgisi yok" diye yazmış Acarsoy. Yerinde bir eleştiri. Kastedilen ülke İsveç çünkü.