The Others Burçin ve Milliyet

Burçin ve Milliyet

19.01.2004 - 00:00 | Son Güncellenme:

Milliyet, Bircan'ın günlüklerindeki "ahlaksız teklif" iddiasını komisyonla araştıracak. Muhabirin gazeteyle ilişkisi, karar açıklanıncaya kadar kesildi

Burçin ve Milliyet



Burçin ve Milliyet



Bu yazı, Milliyet'in geçici bir süre için Okur Temsilciliği'ni üstlenmiş "Haber Müdürü" tarafından kaleme alınmıştır. Ondan önce; bu gazetede yayımlanmış herhangi bir haber büyüteç altına alındığında rol çalmaya yeltenmek yerine, suçlanan o yazının altında önce kendi imzasını gören bir yönetici... Ondan da önce, bu görevi üstlenene kadar mesleğinin her kademesinde çalışmış bir gazeteci... Ama hepsinden önce, bir "insan" tarafından kaleme alınmış sayın bu yazıyı. Cansız bedeni bir mezarlığa terk edilmiş gencecik bir kadının günlüklerini "gazeteci" olarak okuyabilecek bir lisan bilmeyen, ama pimi çekilmiş o hayatın kederini kendince yaşayan... O pimde kendi parmak izlerini de aramanın, insan olabilmenin asgari koşulu olduğunu unutmayan bir insan!
Burçin Bircan'dan söz edeceğim bu hafta. Kim bilir, ne umutlarla girdiği yeni yılın ilk haftasında cesedi bir mezarlığa bırakılmış Bircan'ın, uyuşturucu bağımlılığının üç boyutlu resmini bütün toplumun suratına çarpan günlüklerini gazete, televizyon, radyo ve internet sitelerinden günlerce izlediniz.
O günlükler, Milliyet'i, insan olmanın yazılı olmayan anayasasıyla karşı karşıya getiren satırlar da içeriyordu. Hürriyet gazetesinde 16 Ocak Cuma günü yayımlanan şu satırlar, Bircan'ın günlüğünden:
"Yeniden başladım eroin kullanmaya. Moralim çok bozuk. Gazeteci Yaşar Çakmak (haberde Y.Ç olarak geçiyor), beni haber yapmak için bana sürekli sekse davet çağrıları yapıyordu. Daha o akşam Laila'da yemeğe giderken takside bana cebinden bir milyar çıkarıp 'Bu para seni satın alır biliyor musun' diye bir söz işittim. Ve o da benim o durumda nasıl paraya ihtiyacım olduğunu biliyordu. Ve beni kendi çapında satın almaya çalışıyordu. Ama bunu beceremedi. Yemekten sonra onu ekmeyi becerdim. Ancak 1 - 2 önemli resimlerim ve yarışma ...um (okunmayan bu sözcükle İngilizce 'book' sözcüğünden hareketle yarışma kitabını kastediyor olabilir) onda. Şerefsiz, kendine kâr saydı onları. Şimdi onları vermiyor. Hem de, getirirsem eve gelirim, diye tutturmuş."

Çakmak ve o haber
Milliyet'te 25 Temmuz 2002'de yayımlanan ve "Derya Danacı'nın hem Yasemin Kozanoğlu, hem de Burçin Bircan'la ilişkisi olduğu" yolundaki haberi yazan Yaşar Çakmak, günlükteki bu satırlar için şunları söylüyor:
"Bu haber çıktıktan sonra Bircan gazeteye geldi. 'Beni Derya Danacı ile haber yaptın, en iyi arkadaşım Yasemin Kozanoğlu ile aram açıldı. Yaşar Abi, ne olur bunu düzelt' dedi. Foto muhabirimiz Yurttaş Tümer ile Nişantaşı'nda oturduğu kafede önce uzaktan fotoğraflarını çekmiştik. Daha sonra yanlarına gittik. Birlikte olup olmadıklarını teybimizi açarak sorduk. Danacı, 'Benim arkadaşım, sevgilim de olabilir. Bu kimseyi ilgilendirmez. Şimdi onunla berabersem, sevgilim o' gibi şeyler söyledi. Ancak sormamıza rağmen Bircan konuşmadı. Gazeteye geldiğinde de kendisine bunu hatırlattım. Sadece, 'Yasemin'le bozulan aramı düzelt. Ararsa, bu haberin yanlış olduğunu söyle' dedi."
Çakmak, günlükte söz edilen fotoğraflar için şu bilgiyi veriyor:
"Gazetede unuttuğu dosyasında iki fotoğrafı vardı. Bir gün olağan görev yerlerimizden Laila'da karşılaştık. Yanında manken Şiar da varken, bana 'Fotoğraflarımı unutmuşum, gönderir misin' dedi. 'Çekmecemde duruyor. Beni ara, neredeysen gönderirim. Yolun gazeteye düşerse de veririm' dedim. 2002 yaz aylarındaki bu konuşmadan sonra bir daha aramadı. Ölümüne kadar da görüşmedik."
Ve taksideki bir milyar:
"Ailemin kira, gıda, elektrik, su, telefon gibi giderlerini de karşılamaya çalıştığım maaşım 730 milyon liraydı. Üzerimde hiçbir zaman bir milyar lira para taşımadım. Hiçbir zaman da Bircan ile taksiye binmedim."
Çakmak, "Bircan'ın günlüğünde mal temin etmekte güçlük çektiği, para bulmak için işe çıktığı... Müşterilerin kolundaki şırınga izlerini görünce çekindiği" yolundaki satırlara dikkat çekiyor. Ve "uyuşturucu bulmak için bedenini teslim etmek zorunda kalan bir insanın, bir milyar lira gibi, belki de uzun süre ihtiyacını karşılayacak bir parayı reddebileceğinin ipuçlarına, en azından kendi yazdığı günlükte rastlamadığını" anlatıyor.

Haber uzun bir yoldan gelir
Beş yıldır bütün haberlerinin başında bulunduğum Milliyet'in kararından önce, bir haberin karşınıza çıkmadan önceki uzun yolculuğundan söz etmeliyim. Muhabirlerin, "haber değeri" taşıdıklarını düşündükleri olayları içeren yazıları henüz yolun başındadır. Bu yazılar, Milliyet'in bütün büro ve servislerinde önce şeflerin yardımcıları olan redaktör ve editörlerin süzgecinden geçer. Sonraki süzgeç, bulundukları yerlere mesleki deneyimleri dikkate alınarak getirilmiş servis ve büro şefleridir. Onlar önlerindeki "yazı"yı "haber" olarak görmemişlerse, yolculuk, gazetenin sayfalarına yaklaşamadan biter. Ancak servis şeflerinin de katkısıyla yazı onay görürse, sıra Haber Merkezi'ndedir. Buradan geçmeyen "yazı"lar için yolculuk yine bitmiştir. Haber Merkezi'nde redaktör ve editörlerin denetiminden geçen yazı, Haber Müdürü'nün de onayı varsa artık gazetenin "ortak aklı" olan Yazı İşleri'ndedir. Yazı İşleri editörleri ile müdürlerinin, unsurlarını eksiksiz buldukları yazılar Genel Yayın Yönetmeni'nin onayıyla yayımlanmaya değer görülmüş, "haber" mertebesine yükselmiştir.

Kurumları kurallar yönetir
Size insanlardan değil, kurallardan söz ediyorum. Kurumları; insanların kişiliklerinden bağımsız, o kişilikleri aşan, çalışma yaşamında belirli standartlar arayan kurallar yönetir.
Ajanslardan geçenler dahil, her gün yüzlercesi için Milliyet'teki yolculuğunu özetlemeye çalıştığım haberlerin yayımlanması, varsa o haberi kaleme alan muhabirin peşinde olduğu gizli amaçtan bağımsız, o amaçla ilgisiz ölçütlerle gerçekleşir. Böylesine kılı kırk yaran bir süreci, bir "art niyet zinciri" olarak planlayamazsınız. Ve herhangi bir haber ile yazanın varsa art niyeti arasında uygun bir illiyet - nedensellik bağı kuramazsınız.
Yine de bir "art niyet organizasyonu" kuşkusundan hareket edenler için, Burçin Bircan konusunda yukarıda sözü edilen dışında, Magazin Servisi'nin bu gazetede yayımlanmış tek haberi olmadığını... Bircan'a "ahlaksız teklif" dayanağı olabilecek "olumlu veya olumsuz" tek satır yayımlanmadığını da ekleyelim.