The Others Demokrasi için daha sivil MGK

Demokrasi için daha sivil MGK

03.02.2000 - 00:00 | Son Güncellenme:

Demokrasi için daha sivil MGK

Demokrasi için daha sivil MGK


Hükümetin "Kopenhag kriterleri" dorultusunda hazırladığı ilk resmi raporda, idamın, işkencenin ve dokunulmazlığın kaldırılması istendi


       Avrupa Birliği (AB)'ne tam üyelik süreci için örgütsel yapıyı oluşturan hükümet, "Kopenhag kriterleri" doğrultusunda Türkiye'nin durumunu belirleyen ilk resmi raporu tamamladı. Raporda, Milli Güvenlik Kurulu'nun (MGK) danışma organı durumuna getirilmesi ve sivil üye sayısının arttırılması, idam cezasının kaldırılması, dokunulmazlıkların sınırlandırılması, işkenceye son verilmesi istendi.
       Sekizinci Beş Yıllık Kalkınma Planı Türkiye - AB İlişkileri Özel İhtisas Komisyonu Siyasi İlişkiler Alt Komisyonu'nun, Kopenhag kriterleri açısından Türkiye'nin yapması gerekenleri içeren ilk resmi raporunda ilginç tespitler yer aldı.
       4 Şubat'ta DPT'de tartışmaya açılacak raporda, Türkiye'nin, AB'ye üyelik için temel ölçütleri içeren Kopenhag kriterleri karşısında yapması gerekenler şöyle sıralandı:

       Daha çok sivil üye
       * MGK'ya ilişkin Anayasa'nın 118. maddesinin, bu kurulun bir "danışma organı" olarak Bakanlar Kurulu'na tavsiyelerde bulunabileceğini belirtecek şekilde yeniden düzenlenmesi ve kuruldaki sivil üye sayısının arttırılması.

       Sekreter bakanlıktan
       * MGK Genel Sekreteri'nin TSK veya kurulda temsil olunan bakanlıkların mensupları arasından atanmasına olanak verecek değişikliğin yapılması.

       CMUK'a yeni düzenleme
       * Kişi dokunulmazlığı, özgürlüğü ve güvenliğinin asgari düzeyde kısıtlanmasını hedefleyecek şekilde, yaşama hakkı ve ölüm cezası, kolluk aşırılıkları, işkence, güvenlik soruşturması, gözaltı, tutukluluk gibi konularda Polis Vazife ve Selahiyet Kanunu, Türk Ceza Kanunu, Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu başta olmak üzere ilgili mevzuatta gerekli düzenlemelerin yapılması.

       Düşünceye özgürlük
       * Düşünce ve ifade özgürlüğünü kısıtlayıcı ve uygulamada idarenin esnek yorumuna imkan tanıyan, başta Terörle Mücadele Kanunu (TMK) ve Siyasi Partiler Kanunu (SPK) olmak üzere, ilgili mevzuattaki hükümlerin, ülkenin bütünlüğünü koruyan Cumhuriyet ilkeleri çerçevesinde yeniden düzenlenmesi.

       Ölüm cezası kaldırılsın
       * İnsan Haklarının ve Temel Özgürlüklerinin Korunmasına İlişkin Sözleşmeye Ek Ölüm Cezasının Kaldırılmasına Dair 6 Nolu Protokol'ün imzalanması.

       Dokunulmazlık kalksın
       * Dokunulmazlığın sınırlandırılması. Toplum vicdanını rahatsız eden yolsuzluklarla etkili şekilde mücadele edilmesi, bu çerçevede "siyasi ahlak yasası"nın çıkarılması.

       Cezaevlerine yeni düzen
       * Cezaevi personelinin ve mahkumların görev, yetki, sorumluluklarını bir esasa bağlayacak "cezaevleri teşkilat kanunu"nun çıkartılması. Adli kolluk kuvvetinin kurulması.

       OHAL demokratikleşsin
       * Olağanüstü hal (OHAL) mevzuatında demokratik hukuk devletinin gerektirdiği değişikliklerin yapılması.

       Terör mağduruna tazminat
       * Terörden zarar gören vatandaşların uğradıkları zararın devletçe karşılanabilmesi için yasanın çıkarılması.

       Adil seçim sistemi
       * Adil seçim sistemi hazırlanması. Kadın ve erkek eşitliğine Anayasa'da yer verilmesi.

       Sözleşme ve grev hakkı
       * Sendikal haklarla ilgili mevcut sınırlamaların kaldırılması. Kamu görevlilerine toplu sözleşme ve grev dahil gerekli sendikal haklar tanıyan düzenlemenin yapılması.

Etnik kimliğe anayasal hoşgörü

       Raporda, azınlıklar, gayrimüslim kişilerin uygulamadan kaynaklanan yakınmalarının Lozan Antlaşması ışığında incelenerek gerekli tedbirlerin alınması istenirken, Kürt kimliği tartışmalarına atıfta bulunularak, "Öte yandan kollektif haklar çerçevesinde değerlendirilebilecek hususların kabul edilmesi mümkün görülmemektedir" denildi. Raporda şu ifadelere yer verildi:
       "Türkiye, 'Anayasal vatandaşlık' kavramından hareket ederek, Türk vatandaşı olan herkesin eşit muamele görmesi anlayışını getirmiştir. 'Türkiye sınırları içinde yaşayan ve kendisini Türk hisseden herkes Türktür' çağdaş anlayışı, TC ile birlikte var olmuş, günümüze dek bu yaklaşım başarı ile uygulanmış, bir Türk kimliği, Türkiye'de yaşayan nüfusça paylaşılmıştır. Bunun tek istisnası komisyon raporlarında da dile getirilen 'Kürt kimliği' tartışmasıdır. Bu tartışmanın öne çıkan boyutu, 1984 yılında beri süregelen PKK örgütü olmuştur. Demokrasi ve eşit vatandaşlık anlayışı çerçevesinde bireysel haklar temelinde karşılanabilecek hususlar, TC'nin Anayasa'da belirlenen temel kuruluş ilkeleri ve kamu düzeninin korunmasına dair hükümler saklı kalmak kaydıyla, önyargıların aşılarak hoşgörüye dayalı bir yaklaşımla ayrıca değerlendirilebileceği düşünülmektedir."
       Raporu hazırlayan İnsan Hakları Koordinatör Üst Kurulu (İHKÜK) Sekreterya Başkanı Gürsel Demirok başkanlığındaki Siyasi İlişkiler Alt Komisyonu'nun çalışmalarına şu isimler katıldı:
       Gürsel Demirok: Alt Komisyon Başkanı, Dışişleri Bakanlığı
       Hüseyin Aksoy: İHKÜK Sekreteryası, İçişleri Bakanlığı
       Bilge Pekgöz: İHKÜK Sekreteryası, Adalet Bakanlığı
       Selahattin Durmaz: İHKÜK Sekreteryası, Milli Eğitim Bakanlığı
       Gülay Ayvalı: İHKÜK Sekreteryası, Sağlık Bakanlığı
       Erdoğan İshakoğlu, Ceyda Ümit, Celalettin Dönmez (Adalet Bakanlığı), Bülent Doğan, Huriye Seven (İçişleri Bakanlığı) Levent Şenol (Jandarma Genel Komutanlığı), Gülay Erdoğan, (Emniyet Genel Müdürlüğü), Akın Özçeri, Kıvılcım Kılıç(Dışişleri Bakanlığı), Prof. Dr. Haluk Günuğur(G.Ü. İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi), Prof. Dr. Mehmet Külahçı(AİBÜ Teknik Eğitim Fakültesi), Nurullah Aydın(G.Ü İletişim Fakültesi), Füsun Oralalp(Türkiye AB Derneği), Didem Tekeli: (G.Ü. İktisadi İdari Bilimler Fakültesi).