Dertleri yok gibi...

Dertleri yok gibi...
TGRT elindeki "Çocuklar Duymasın" adlı iyi diziyi kaçırdı. Ne kadar çok komik dizi elimizde bulunursa o kadar reyting artar mantığının sonucu. Bizim TV dünyasının özelliklerinden biri. Bu kadar çok dizinin oradan oraya gittiği AB üyesi (yeni standartımız bu ülkeler ya!) ülke var mı?

"KAÇAK" yarışmasından kendi payıma söyleyeyim; "Bir şey anladıysam Arap olayım". Yarışmacı vatandaş kendi kafasına göre takılmış, yakalanmamak için dere tepe aşıyor ve kaçıyor. "Yollar yürümekle aşınmaz" sözü ile yetişen bir toplumun evlatları olarak zaten biz hep kaçıyoruz. Neyse, demek istediğim, yarışmacı kardeşimiz ile aynı heyecanı yaşayamıyoruz. Mesela kuru fasulye üstü pilav yedikten sonra tatlıcıya girip yolda yürürken hanımların kalçalarına baktığı gibi ayrıntıları göremiyoruz!

YARIŞMALARDAN söz açılmışken BBG orta yolu bulmuş. Hem RTÜK’ün, hem vatandaşın isteği yerine getirilmiş. Oylar entel görünüşlü gözlüklü çocuk için verilirken cazgır kızımız da vatandaşın bu yarışmaya ilgisini çeken unsur olarak kalmaya devam etti. Yani "hep bağıranlar birinci oluyor" iddiası görünürde silinmiş oldu.

FİLİSTİN halkının yanındayız. Gösterilerden görüntüler vardı TV’lerde. Sağ cenahta çıt yok. Sol cenahın gösterilerinde ise bildik manzaralar. İstiklal Caddesi’nde polis, gençlere girişiyor. Aslında girişince durum daha da vahim oluyor. Karmaşaya karmaşa katılıyor. TKP ve EMEP bu ülkenin iki yasal partisi. Onların gençlik örgütleri var. Hem de Filistin’i savunuyorlar. Polis bir girişiyor, "valilikten izin yok" adlı iki perdelik oyun... Mesela ülkücü gençler böyle bir yürüyüş yapsaydı, ya da türbanlı genç kızlarımız? Sesli düşündüm de...

KANAL 7’de spiker, Filistin’i destekleyen mitingleri haber veriyor. Bir şehirde sağcılar, öteki şehirde solcular. Bu noktada bile bir araya gelememenin sıkıntısını anlatan bir tabloydu.

"BEYAZ Showöda Amca (İlhan Şeşen), Zülfü Livaneli ve Memoli’nin Yunanlı güzeli (hep böyle derler ya!) vardı. Hafif sol soslu bir koku oldu. Beyaz da günün anlam ve önemine binaen, "Bugünkü gençlik ile sizin döneminizdeki gençlik arasındaki fark nedir" diye Livaneli’ye sordu. Cevap anlamlıydı; "Bu programlarda dertleri yok gibi"...