The Others DOLAŞIRKEN KENDİNİZİ ZAMAN TÜNELİNDEYMİŞ GİBİ HİSSEDECEKSİNİZ

DOLAŞIRKEN KENDİNİZİ ZAMAN TÜNELİNDEYMİŞ GİBİ HİSSEDECEKSİNİZ

06.06.1999 - 00:00 | Son Güncellenme:

Geçmişiyle barışık şehir

DOLAŞIRKEN KENDİNİZİ ZAMAN TÜNELİNDEYMİŞ GİBİ HİSSEDECEKSİNİZ

İsviçre'nin Zürih şehri, yeşilin her tonunun doğaya hakim olduğu, insana, geleneklere, mimariye saygılı bir yer. Bir dönem mülteci olarak Kafka, Wagner, Brecht, Lenin ve Troçki gibi sanat ve siyaset adamlarına da ev sahipliği yapan, Alp Dağları eteğinde, kendi adını taşıyan gölle çevrili Zürih şehri bu ilginç özelliğiyle farklı bir konuma da oturmuş.
Şipşirin, hani 500 yıl önce bu şehirde yaşamış olan bir kişinin "dünyaya tekrar döndüğü" zaman doğduğu evini rahatlıkla bulacağı, 360 bin kişinin yaşadığı bir yer Zürih.
Emirates Havayolları'nın davetlisi olarak gittiğimiz Zürih'te, zaman tünelinden geçer gibi tarihi dokunun içinde yürüyoruz. Bir tarafta mimari çizgileriyle göz okşayan eski binalar, iki kişinin bile yan yana yürüyemeyeceği darlıktaki sokaklar, birbirinden zevkli eşyaların satıldığı dükkanlar, balkonlarından çam ağaçları, sakız sardunya ve petunyaların fışkırdığı evler...
Diğer tarafta her adım başı şirin lokanta, bar ve çikolata kokularının etrafa yayıldığı pastanelerin olduğu caddeler, şehri ikiye bölen Limmat Nehri üstündeki güzel köprüler, St. Peter Kilisesi, Fraumünster kuleleri ve masalımsı malikaneler...

16 milyon kitap
Göl manzaralı, binbir çeşit ağaçla kaplı, içinde golf sahaları, havuzlar, spor kompleksleri ve atla dolaşma alanlarının olduğu 100 yıllık tarihi Dolder Grand Otel'den çıktıktan sonra trene binip bir dönem içinde sinemanın da olduğu tarihi gar binasının içinden geçtikten sonra ara sokaklara dalıyoruz. Önce içinde sekiz milyon doküman ve kitabın olduğu müthiş bir kütüphane...
Tüm İsviçre kütüphanelerinde 16 milyon, New York Kütüphanesi'nde ise 15 milyon kitap olduğunu göre Zürih'teki rakam hiç yabana atılacak gibi değil. Yakın bir tarihte kütüphanede Wagner'in hiç çalınmamış bir eserinin bulunması ve yeniden düzenlenmesi ise halkta büyük heyecan yaratmış.
Adım başı güzel çeşmelerin olduğu meydanlar ise, sevgi ve huzurla barışık yaşamayı seven insanın üzerinde değişik bir etki yapıyor. Zürih şehrinin her tarafına dağılmış, lezzetli suların aktığı meydan çeşmelerinin üzerindeki heykellerde ise, İsa ya da Meryem gibi dini semboller yerine değişik figürler işlenmiş. Kiminde Aşk Tanrısı Eros, kiminde modern bir figür. Zürih halkının Protestan olması da buna etken herhalde!
Rindermarkt Sokağı'na girdiğimiz zaman eskiden elmaları depolamak için kullanılan Oepfelchammer barıyla karşılaşıyoruz. Tüm masalarda ve tavanlarda isimlerin kazındığı yer gerçekten çok ilginç. Birden keyiflenip biz de ismimizi kazımak istediğimizi söylüyoruz, ama karşımıza biraz becermesi zor bir engel çıkıyor. Tavandaki kalın ahşap kolonlara tırmanıp ayaklarımızı ters döndürüp şarap içersek ismimizi masa ya da duvara kazıyabilirmişiz ancak! Çaresiz bu hevesten vazgeçip kırmızı şarap içip parmezan peyniri, sucuk, jambon ve pastırma eşliğinde tarihi mekanın kokusunu içimize sindirmeye çalışıyoruz.

Lenin'in şehri

DOLAŞIRKEN KENDİNİZİ ZAMAN TÜNELİNDEYMİŞ GİBİ HİSSEDECEKSİNİZ

Oepfelchammer'den çıktıktan sonra daracık sokaktan geçip bu kez Sovyetler Birliği'nin kurucusu Lenin'in Rus ihtilalinden önce yaşadığı eve varıyoruz. Lenin parasız olduğu için bu evin ancak bir göz odasını kiralayabilmiş. Hemen yanıbaşında da adına edebiyat ödülleri verilen, ancak 24 yaşında tifodan ölen Alman edebiyatçı Georg Bürchner'in evi. Az ötede de Mozart'ın 10 yaşındayken iki konser verdiği bina... Geçmişin kültürle dolu yaşanmışlığına sahip çıkan Zürihliler ise, bu tür önemli insanların yaşadığı tüm binaları müze haline getirmişler. Bu insanların kendi şehirlerinde yaşamalarından kıvanç duyup haklı gururu içlerinde taşımışlar.
Kısacası Zürih şehrinin her tarafından zarafet ve incelik süzülüyor. Yılların içinden damıtılarak akan kültür ise, bu tablonun altın çerçevesini tamamlıyor.
Biraz ekonomik yaşam, biraz coğrafya derseniz İsviçre'nin kuzeydoğusunda yer alan Zürih kantonunun yüzölçümü topu topu 1729 kilometre kare. Bu alanın yaklaşık 500 kilometre karesini ormanlar, 70 kilometre karelik kısmını ise göller oluşturuyor. Hemen hemen tüm ormanlık alanların devlete ait olduğu Zürih'te özel ormanlar da var. Ama etrafı çitle çevrilemiyor. Ormanın içinde ev yapmak isteyene "hayır" diyen yok, ama yöre halkının tamamının "evet" demesi şart.
Binlerce yelkenlinin gölü süslediği su kenarları ise tamamen halka açık. Ayrıca şehrin içerisinde çevrelenmiş ve üzerinde ufak kulübeler olan bahçelik alanlar da var. Aslında bu bahçeler Zürih yönetiminin "aile bahçeleri" olarak açtığı alanlar. Apartmanda yaşayan istediği zaman bu bahçelere gidip ürününü ekip biçebiliyor, kulübeyi de gündelik olarak kullanabiliyor.
Zürih'te bir kişinin ortalama aylık geliri 5 - 6 bin İsviçre frangı (1 milyar 580 milyon lira). Şehrin en lüks yeri sayılan Limmat Nehri kıyısındaki 80 metrekarelik bir dairenin aylık kirası ise 3 bin frank (800 milyon lira) civarında. Çoğunluğu kiracı olan Zürihlilerin bu aylıklarla ev sahibi olabilmesi ise bir hayli güç.
Kısacası Zürih tarih, kültür ve doğaseverler için bulunmaz bir şehir. İmkan yaratıp bu güzel şehre giderseniz, kolay kolay vazgeçemeyeceğiniz bir alışkanlık edineceksiniz.

Konforlu uçuş
Emirates Havayolları 14 yıllık genç bir şirket ama bu kısacık sürede uçtuğu tüm hatlarda en iyi servisi verdiği için tam 160 uluslararası ödül kazanmış. Teknolojinin tüm üstünlüklerini sadece first ve business class bölümlerinde değil, ekonomi bölümünde de sunan Emirates uçaklarında her koltuğun arkasına monte edilen kişisel video, eğlence proğramları, uydu aracılığıyla dünyanın her yeriyle görüşmeye olanak sağlayan telefonlar, faks cihazları, limitsiz bar servisi var. Emirates uçakları Dubai üzerinden, batıda Manchester'den doğuda Manila'ya kadar uzanan 45 noktada sefer yapıyor.