Ecevit ilgisi...

Çelik Erişçi - Çanakkale


Bu sizlerle buluştuğum ilk yazı ama devamı gelecek. Başbakan Ecevit'i Çanakkale'de izlemek üzere sabah 03.00'te gazetenin muhabiri İpek Durkal ile yola çıktık. Tekirdağ'da yoğun kar yağışı sebebiyle şarampole yuvarlandık. Bize bir şey olmadı, arabamız da çekici yardımıyla kurtuldu. Ben de gerçek bir muhabir gibi görevimi başarıyla bitirdim. Onun için rahatlıkla haberimin altına Çelik Erişçi - Çanakkale imzamı atabilirim.
Küçüktüm, çiçekli balkonumuzda ailemle kahvaltıdayken radyoda Ecevit'in "Türk Silahlı Kuvvetleri Kıbrıs'a çıkmıştır" sözünü işittim. Ailemin yüzündeki tedirginliği hiç unutmuyorum. O günkü kahraman Karaoğlan Ecevit'ti.
Şu an Çanakkale'deyim. Bir gün, ben de böylesi bir iz bırakan Ecevit hakkında ülkenin en önemli gazetesi Milliyet'te bir yazı yazabileceğimi hiç düşünmemiştim.
Başbakan Ecevit'le ilgili şeyler bir bir aklımdan geçti.
Kıbrıs Fatihi Ecevit...
12 Eylül Gazisi Ecevit...
DSP Kurucusu ve Lideri Ecevit..
Mesut Yılmaz'la koalisyon hükümetindeyken son 20 senenin en iyi mali reformunu ve çete operasyonu yapan Ecevit..
Son olarak Kenya Fatihi Ecevit...
18 Mart Çanakkale Zaferi'nin 84'üncü yıldönümü nedeniyle Çanakkale'ye gelen ve hafızamda böyle yer etmiş olan Ecevit'in neler söyleyeceğini merak ediyordum. Konuşmadan evvel havayı bir koklamak istedim. (Bu terimlere çabuk alıştım, kendimi şimdi iyice gazeteci gibi hissediyorum)
Çanakkale'de hava çok soğuk ve yağışlı olmasına rağmen, 72 yaşındaki Başbakan, eşiyle birlikte salona geliyor.
Tören 18 Mart Kapalı Spor Salonu'nda yapıldı. Eh, gazeteci olurum da haber atlatmayı bilmez miyim? Dört tane bomba bulunmuş salonda! Böylece olağanüstü güvenlik önlemlerinin sebebi anlaşıldı.
Salonda kendilerine "milis kuvvetleri" diyen Çanakkale ve Bursa şehit ve gazilerinin varisleri vardı. Onlardan biri olan Mümin Gönülsüz'e, bu memleket için savaşan, kanını döken birinin evladı olarak, memleketin durumunu nasıl bulduğunu sordum:
"Bize siyaset yakışmaz ama seçim istikrarı getirecektir. Bir de seçilenlerde mutlaka memlekete hizmet aşkı olmalı, koltuk aşkı değil" dedi.
Önceki seçimlerde Çanakkale'de DYP ve ANAP, oyların yüzde 53'ünü, DSP ve CHP ise oyların yüzde 29'unu almış. Diğer oylar kalan partilere dağılmış.
Törende, protokol sırasına göre konuşmalar yapıldı. En iyi konuşmayı çok iyi bir hatip olan Onsekiz Mart Üniversitesi Fen - Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Öğrencisi Gökhan Bayram yaptı. Doğrusu ülkemin liderinin de böyle bir hatip olmasını çok isterdim.
Ecevit kürsüye gelmeden önce, bir öğretmen Ecevit'e ait olan "Çanakkale" adlı duygu yüklü şiiri okudu. Keşke Ecevit ya da diğer liderler, ülkenin geleceğini öğretmenin şiiri okuyuşu gibi okuyabilselerdi.
Ecevit kürsüden seçime yönelik hiç bir açıklama yapmadı. Ancak, tüm yurtta bombaların patladığı şu günlerde çok kesin bir ifadeyle şunu söylemeyi de unutmadı:
"Nasıl Çanakkale geçilmediyse, bu ülke teröre de geçit vermeyecektir"
Başbakanımızın yanına gidip seçimlerle ilgili olarak Milliyet gazetesi adına kendisini izlediğimi ve söylemek istediği bir şeyi olup olmadığını sordum.
Bana mutluluklar diledi. Eğer bu dileği de şimdiye kadarki dilekleri ya da seçim vaatleri gibi olursa yandım!!!

Çanakkale'nin sorunları

Çok büyük bir genç nüfusun oy kullanacağını bildiğim için Çanakkaleli gençlerin uğrak yeri olan Dardanelia Cafe'ye gittik. Cafedeki gençlere şehrin problemlerini sordum. Ve şu cevapları aldım:
"Altyapı, trafik, turizm zayıf. Tarihi yerlere ilgisizlik çok, verilen sözlerin hiç biri yerine getirilmiyor, milletvekilleri seçimden önce ve sonra seçmeni tanımıyor, vergimizi veriyoruz ve nereye gittiğini bilmek istiyoruz, ama kanunlar buna izin vermiyor. Sosyal demokrasi istiyoruz. Fakat liderlerin hiç biri bu tanıma uymuyor. Çünkü, her biri bir saltanatın devamı. Bütün öğrenciler örgütlenip tek bir partiye oy vermeli."
Diliyorum ki liderler bu genç ama derinden gelen sesi duyarlar.
Şehirle ilgili son gözlemlerim ise:
DYP ve ANAP eski güçlerinde değiller. Kararsızlar seçimin sonucunu etkileyecek gibi görünüyor. DSP ise çıkışta...