The Others "Gece olsaydı ölmüştük"

"Gece olsaydı ölmüştük"

07.06.2000 - 00:00 | Son Güncellenme:

"Gece olsaydı ölmüştük"

Gece olsaydı ölmüştük


Depremde hayvanlarının bakımını yapmak için uyandıklarını belirten köylüler, 'Gece uykuda olsaydık, çoğumuz ölmüştük' diyerek yaşadıklarına şükrediyorlar


       Çankırı'nın Çerkez ve Orta ilçelerini merkez üssü alan depremde, civar köylerde yoğun biçimde hayvancılıkla uğraşılması can kaybını azalttı.
       Ölü ve yaralı sayısının az olması memnunluk yaratırken; köylülerin kimi evini, kimi de ineğini kaybettiğine üzüldü. Depremden etkilenen iki ilçenin 40'a yakın köyündeki kerpiç evlerin büyük çoğunluğu "oturulmaz" hale geldi. Bazı bölgelerde okul, belediye gibi kamu binalarının yine ağır hasar gördüğü tespit edildi.

"İneğime yanarım"

       Merkez üssü Çerkez olmasına rağmen depremden en fazla Orta ilçesinin köyleri etkilendi. İlçeye en yakın köy olan Buğdüzü'nün girişinde yıkık bir duvarın üstünde birbirlerine sarılıp ağlayan 65 - 70 yaşındaki iki kadın, hem depremi hem de ağlama sebeplerini şöyle anlattılar:
       Fadime Karataş: "Kızkardeşim ile beraber iki dul, bir evde kalıyoruz. Üç inekle buzağılar dışında kimsemiz yok. Çoluk çocuk İstanbul'da. Üç ineğin ikisi yıkılan samanlığın altında kaldı, ona yanıyorum."
       Fadime ninenin kardeşi Sultan Erbasan (üstü başı toz içinde, elleri titreyerek): "Ben sabah erken kalkıp, samanlığı süpürmeye başladım. Bir an üstüme sanki çuval dolusu toz toprak düştü. Yere düştüm, sallantı bitene kadar bekledim."

25 milyonu kurtardı

       60 yaşındaki Ümmühan Tüfekçi, namazını kıldıktan sonra ineğini sağmak için beklediğini, sallantı ve deprem başlar başlamaz kocasını uyandırdığını ifade etti. Tüfekçi, "Tam dışarı çıktım, aklıma para geldi. Evde 25 milyon liramız vardı. O zelzelede, bir koşu gidip parayı sakladığımız yerden aldım" dedi.

Önce jandarma geldi

       Depremden en fazla etkilenen köylerin başında gelen Dodurga'da ise köylülere "deprem sonrasını" sorduk. Hepsinden ilk yanıt, "İlk önce jandarmalar geldi" oldu. Saat 05.40'da gerçekleşen depremden sonra yaklaşık bir iki saat içinde tüm köylere jandarma birlikleri ulaşmış.
       Dodurga köyündeki 200 haneden sadece 4'ünün sağlam kaldığını belirten çiftçi Muhammed Altan ise depremin büyüklüğünü "Aslında biz depreme alışkınız. Son iki senedir her hafta en az iki kez sallanıyorduk. Ama hiç böylesini görmedik" diye anlattı.

"Rüyadan uyandım"

       Ortaokula giden 13 yaşındaki Hilal Demir, depremi yaşadığı Buğurören köyüne iki günlük ziyaret için İstanbul'dan gelmiş. Deprem anını, "Çok güzel bir rüya görüyordum. Deprem olunca yarıda kaldı, ne gördüğümü de unuttum" diye anlattı.
       Evlerinin diğerleri gibi kerpiçten olduğunu kaydeden Hilal, "Üstüme toz toprak yağdı. Bitene kadar bir yere gitmeden bekledim, sonra babam gelip çıkardı" dedi.

"Evlere giremedik"

       Depremden en fazla etkilenen iki köyden biri olan Buğurören'de sokakta ağlayarak bekleşen Arife Sarıkamış ve kızları da saatler sonra evlerine ilk kez bizimle birlikte girebiliyor. Evleri dışarıdan sağlam göründüğü için kimsenin kendileriyle ilgilenmemesinden şikayetçi olduğunu aktaran Arife Sarıkamış, "Halbuki evin içi harabeye döndü. Çöktü çökecek. Korkumuzdan eve giremiyoruz" diye konuştu.