The Others Gelen cennet değil!..

Gelen cennet değil!..

24.10.2000 - 00:00 | Son Güncellenme:

Gelen cennet değil!..

Gelen cennet değil..


Eyüp - Feshane’de düzenlenen “Birinci Boğaziçi Kitap Günleriönin konuğu olarak İstanbul’a gelen dünyaca ünlü Kırgız yazar Cengiz Aytmatov ile politik bir söyleşi yaptık. Kitapları 150 ülkede yayımlanan Aytmatov’un eserlerinin Türkçe basımları Cem ve Ötüken yayınevleri tarafından yapıldı.


       Sovyetler Birliği’nin yıkılmasıyla neredeyse bir dünyadan diğer bir dünyaya, bir zamandan diğer bir zamana ışınlanır gibi geçildi. Siz neler hissettiniz?
       Değişme insanların bilinci ve isteği dışında gerçekleşir. Dolayısıyla değişim kaçınılmazdır. Sovyetler’in yıkılması da insanlık için bir değişimdi. Gelişmeyi vaat ettiği için elbette sevindim. Ancak, yeni zaman beni çok aşırı sevindirmedi. Çünkü, gelecek zamanda zorluklar ve sıkıntılar olacağının farkındaydım. Gelen şey cennet değildi!

       Sovyetler Birliği’nde bildiğimiz olumsuzluklar yaşandı. Ama eşitlik ve sömürüye karşı olmak gibi idealler de vardı. Sistem çökünce, olumsuzlukların yanında bu idealler de terk edilmedi mi?
       Kendi saf halinde ele alırsak sosyalizmin ilkeleri çok güzel ve insanlığın yararınadır. Ama burada problem, bu ilkelere ve ideallere nasıl ulaşılacağıdır. Bu ilkeleri ne doğrultuda kullanacağımız, onları nasıl elde edeceğimiz çok önemlidir. Bu ilkeleri Stalinizm, totalitarizm ve baskıcı bir yöntemle elde etmeye çalışırsak, geriye doğru bir şey kalmaz. İnanıyorum ki gelecekte, bu ilkeler perspektif vaat etmeye devam edecektir; tüm insanlık bundan yararlanacaktır.
       Ancak bu ilkelere farklı yollardan ulaşılacaktır. Bunun için en iyi yol demokrasidir. Ekonomik gelişmenin sağlanmasıyla, insanların entellektüel gelişimiyle, kültür düzeyinin artmasıyla sosyalizmin ilkelerine ulaşacağız. Ancak totalitarizmde olduğu gibi işçi sınıfının yani hiç eğitimi olmayan bir sınıfın iktidar olmasıyla, sosyalizmin ilkelerine ulaşılamaz; böyle bir sistem insanlara hiçbir şey veremez.

       Türkiye önemli
       Size göre kapitalizm de ideal bir sistem değil öyleyse...
       Kapitalizm ideal bir sistem değil. Fakat ekonomiyi ve demokrasiyi geliştirmek için kapitalizm bir aşamadır. Bence, demokrasiye varmak için kapitalizm aşılması gereken bir yol. Kapitalizm olmasaydı dünya başka olurdu.

       Efsanelerden ve geleneklerden çok yararlanan bir yazarsınız. Artık Sovyetler Birliği de bir efsane değil mi? Onu nasıl yazacaksınız?
       En azından benim zamanımda o bir efsane olmayacaktır. Daha sonra belki... Sovyetler Birliği’nden kalanlar halen bir realite.

       Şu an Rusya’daki sistem nedir?
       Rusya demokrasiye ulaşma çabası içinde olan bir ülke.

       Eski Sovyet ülkelerinde, Orta Asya’da, Kafkaslar’da demokrasi zayıf. Engeller nedir?
       Demokrasi varılması mümkün olmayan bir hedef değil. Eğer biz yerimizde sayarsak tabii ki ulaşamayız. Ama çaba gösterirsek, düşünürsek engelleri aşabiliriz. Öncelikle bu, ekonomik gelişmeyle, iktisadi refahın sağlanmasıyla ve ilmi araştırmaların geliştirilmesiyle olacaktır.

       Size göre, “Türk Dünyası" diye bir dünya, bu ülkeleri birleştiren bir temel var mı? Yoksa bu bir efsane mi? Örneğin Avrupa ülkeleri bir birlik kurdu. Böyle bir şey bizler için de söz konusu olabilir mi?
       Şu anda, “Türk Dünyası" daha çok tarihi bir kavram. AB ile bizleri kıyaslamak mümkün değil. Onların kendilerine has bir sistemleri var. Türk Dünyası dediğimiz ülkelerde sadece niyet, hedef var ama kurumsal özelliklere sahip bir hareket yok. Belki gelecekte kurumsallaşmış bir sistem geliştirilebilir. Bunun için, iktisadi refahı artırmalı, belli bir düzeyde kalkınmalı ve birbirimize eşit bir düzeye gelmeliyiz.

       Biz Türkiye olarak kendimizi çok fazla önemsiyoruz. Size göre de Türkiye çok fazla önemsenecek bir ülke mi?
       Türkiye güçlü bir ülke. Avrupa ile temasları var. Öyle zannediyorum ki, böyle devam ederse Avrupa Birliği’ne dahil olacaktır. Dolayısıyla biz Türkiye’yi önemsiyoruz. Fakat, Türkiye’nin problemlerinin olduğunun da farkındayız. Türkiye bu problemlerini çözmeye gayret ederse daha da güçlenecektir.

       Kültürler karşı karşıya
       Bu problemlerden bazılarını söylerseniz biz de çözmeye gayret ederiz...
       Kusura bakmayın tavsiyede bulunamam... Ancak şunu söyleyebilirim. Türkiye çizdiği yolu sürdürmeli. Fanatik İslam’a meyil etmemeli. Dine aşırı önem verirseniz, Pakistan olursunuz. Japonya’nın yolunu izlemelisiniz. O teknolojiye ulaşmalısınız. Genç nesilden eğitime başlamalısınız.

       Japonya örneğini verirken, teknolojide ileri gitmeyi ama aynı zamanda geleneklerini önemsemeyi de kastediyor musunuz?
       Evet, onu da kastediyorum.

       Batı’da ve Doğu’da yaşadınız. “Medeniyetler Çatışması" tezi için ne diyorsunuz? Çatışmaya yol açacak kadar kültürel ve dini uyumsuzluklar söz konusu mu?
       Böyle bir çatışmanın temeli olduğunu düşünüyorum. Şu anda herkes medeniyetlerin ve dinlerin karşı karşıya geldiğini görüyor. Ancak İzmir’de bir barış konferansına katıldım. Türkiye’de bu çatışmayı önleyecek insanların var olduğunu gördüm. Düşünürlerinizin çabaları bunu engellemeye yönelik.

       Kendinizi Doğulu mu, Batılı mı görüyorsunuz?
       Ortada bir yerdeyim.