‘Güreş, çayırdan taştı’

Kırkpınar’ın Başpehlivanı Taşçı, doping ve esrar iddialarına ‘Komplo’ dedi ve ekledi: Artık isyan ettim... Bu kez çayır dışında güreşeceğim..


       O, Van Damme değil; Maradona hiç değil. Kanında uyuşturucu ve doping çıkmasını da, üçüncü kemeri almasına bir yıl kala onu karalamak isteyenlerin komplosu olarak görüyor. Başına gelen son olaylardan sonra güreşin çayır dışına taştığını ifade eden Taşçı, isyanını sorularımıza verdiği şu yanıtlarla ifade ediyor:

       Komplo ya da karalama politikası diyorsunuz. Biz de atasporunda dolap dönmez diye düşünüyoruz. Çok mu büyük rekabet var?
       Var tabii... Ama idarecileri bozuk. Sporcular arasında mertçe rekabet var. Bugün tüm sporcu arkadaşlar bana destek veriyor. Güreş camiasında yöneticiler arasında rekabet vardır. Bu mertçe değil.

       Sizi Milli Takım’a niye çağırmadılar?
       Birtakım olaylarla bizim orada da çalışmamızı engellediler. 1987’de Türkiye Şampiyonası’na Adana’ya gönderdi federasyon. Orada bir sürü entrikalar döndü. Gittiğimde bana dediler ki, “Adana’ya niye geldin? Çorum’a gidecektin". Güreştirmediler. Yani hep engellendim.

       Niye isyan etmediniz?
       Ben hep çayırda güreştim. Başka hiçbir yerde güreşmedim. Hiçbir konu için... Ama hayatımda ilk defa güreş, çayırdan taştı. Biz güreşe çayırda hakimiz ama dışarıda hakim olamıyoruz. Yine yukarılarda istedikleri gibi oynayabiliyorlar, masabaşlarında. Bugün de bu entrikalara yenik düşüyorum. Kullanmadığımız şeyleri kullandı olarak Atina’dan, buradan olumsuz sonuçlar geldi. Ne yapacağımı bilemiyorum. Ama bu sefer isyan ediyorum. Daha iyi bir mücadale olacak. Gerekirse bugüne kadar söylemediğim şeyleri söyleyeceğim. Atasporunu, kendimden ziyade, bu şekilde karalamalarına müsade etmeyeceğim. Bana biraz zaman lazım. Araştırmalar yapacağım.

       Dedektif mi tutacaksınız?
       Dedektif de olur. İnşallah olumlu sonuçlar alacağıma inanıyorum.

       Özel hayatınıza gelelim. Çok güzel, incecik bir eşiniz varmış. O nasıl bu aralar olaylar karşısında?
       Eşim bu konuda bana çok destek. Başarılarımın arkasında eşim var diyebilirim. Gamze’ye buradan çok teşekkür ediyorum. Bir oğlum var, Emirhan, bir kızım var, Gizem. İyi bir ailem, yuvam var. Mutluyum. Bu mutluluğumu da bunlar bozmayacak.

       Kadına el kaldıran erkekler hakkında ne düşünüyorsunuz?
       Bir erkek karısını döveceğine onu boşasın. Benim tavsiyem bu. Bir erkek kadını dövüyorsa, o erkek zayıftır. Bana göre bir erkeğin bir kadına bağırması bile yanlış. Ama ister istemez Gamze ile benim aramda da bağırış oluyor yani. O kaçınılmaz. Benim çayırda yaptığım da spor, dövüş değil. Van Damme değilim. Dışarıda hiç dövüşmedim. Daha yumuşak halletmeye çalışırım. Ama çok kaşınan olursa kaşırım. Belki fiziki caydırıcılığımız var...

       Eşim Gamze ile evde güreşiyorum
       Ahmet Taşçı ile sohbetimizde, oradan buradan da konuştuk. İşte, Taşçı’dan bazı anekdotlar:
       “Delikanlılık, sözünde durmak, kızdığı zaman öfkesini belli etmemek, affedici olmak, haklı olduğu zaman bile affedebilmektir... İmkân varsa, garibanın, öksüzün, yetimin yanında olmaktır. Hem delikanlılık hem de güzel insan imajı olarak bu benim delikanlılık tarifim."
       “Eşime de güreşi öğrettim. Tüm hareketleri bilir. Eşimle güreşiyoruz da bazen. Tiyatroya mesela çok gideriz. Nejat Uygur’u çok severiz. Kışın kayağa gideriz. İyi kayak yaparım. İyi bilardo oynarım. İyi futbol oynarım."

       ‘Orhan Abi’ci
       “Sezen Aksu’ya mesela bayılırım. Emel Sayın’ı severim. Erkeklerden Orhan Gencebay’ı severim. Çok üretken bir insan. Çok delikanlı da aynı zamanda. Yıllardan beri hiç çizgisini bozmadı. Orhan Abi’yi severim yani. Tanışıklığımız da var. İmajım bu yani.

       Ormanda idman
       “Spor salonuna gitmem. Ormanda idman yaparım. Kayaları kaydırırım, yuvarlarım. Ağaçlara halat asarım. Halatlara tırmanırım. Kışın karda ‘cross’ yaparım. Gıdama dikkat ederim. Beyaz et, balık yerim. Her sabah altıda kalkarım. Uykuma çok dikkat ederim.