Habercilik ‘ateşten gömlek’ giymek oldu

Geçen hafta Milliyet Okur Temsilcisi sayfasında medya üzerinde “Demoklesin kılıcı” işlevi gören “gizliliği ihlal” uygulamalarından örnekler vermiş, sorumlu Yazı İşleri Müdürümüz Hasan Çakkalkurt hakkında açılan davalardan söz etmiştik.
Çakkalkurt, TCK 285. maddeden 2010’un ilk 2 ayı içinde hakkında 19 soruşturma açıldığını belirten bilgi notu geçmiş. Haklı olarak bu durumun basın özgürlüğünü daralttığı düşüncesinde. Şunu savunuyor:

Yayın yasağı tebliğleri
“Son 5 yıl içinde ülkemizdeki ana gündemi oluşturan yolsuzluk, cinayet ve Ergenekon’a ilişkin soruşturmalar hakkında kamuoyunun haber alma ihtiyacını karşılayabilmek, gazeteciler için ‘tehdit’ haline gelmiştir. Mesleğimizin gereğini yerine getirmek, artık her dönemden daha fazla risk oluşturmaktadır.
Ayrıca son zamanlarda karşılaştığımız diğer konu da, zaten soruşturmanın gizliliği hükmü bulunmasına rağmen mahkemelerin, ‘yayın yasağı, gizlilik, kısıtlama kararı’ vermeleridir. 2005 yılından bu yana 28 yayın yasağı kararı tebliğ edilmiştir.
Bu kararlar tüm gazete ve televizyonlara tebliğ edilmekte, bundan sonra ‘soruşturma açıldı, filanca ifade verdi’ şeklindeki haberlere dahi ‘yayın yasağına, gizlilik kararına, kısıtlama kararına aykırılık’ iddiası ile hakkımızda soruşturma/dava açılmaktadır. Bu iddianın gerekçesi ise yine, TCK 285. madde olmaktadır.

Kısıtlamadaki düşünce!
Oysa kısıtlama kararı, soruşturma dosyasından belge, bilgi almak için avukatlar hakkında verilen karar olmasına rağmen soruşturma hakkında haber yayımladığımızda basına, ‘avukat bile dosyadan belge alamaz iken gazete nasıl haber yayımlar?’ düşüncesi ile dava açılmaktadır.
Bu düşüncenin gazetecinin haber verme hakkı kavramına uygun olmadığı açıktır. Dünyanın her yerinde gazetecinin işlevi haber niteliği taşıyan güncel ve somut gerçeğe ulaştığında, kamu yararını gözeterek haberi kamuoyuna aktarmaktır. Gazeteciler için, artık bu görevi yerine getirmek, adeta ateşten gömlek giymekle eşdeğerdedir."