The Others Haberdeki diller

Haberdeki diller

27.10.2003 - 00:00 | Son Güncellenme:

Kürt derken, 'Iraklı' ayrımı yapılması neden önemli? Bush - Muhammed tartışması taraflı mı sunuldu? Yatırım fonları neden ortadan kayboldu?

Haberdeki diller



Haberdeki diller

Okumanın öte yanına geçip gazeteye eleştiri, soru ve öneri göndermek için özel vakitlerini ayıran okurlar, Milliyet'in değerine değer katıyorlar. Çoğu da bu özelliklerinin farkında. Türkiye içinden veya dışından Milliyet sitesine girip her gün bilgilerini tazeleyenlerle gazeteye her gün para verip haberleri ve yorumları izleyenler ortak bir paydada birleşiyor:
Amatör düzeltmen ruhuyla katkılarını esirgemeden, daha kaliteli, daha az hata içeren bir gazeteyle ertesi gün buluşmak.
Okurumuz Alper Tükel'in notu:
"Milliyet gazetesi ve internet sitesi bana göre Türkiye'nin tartışmasız en iyi hizmet veren haber kaynağı. Size sık sık eleştiri gelmesi, sanırım, bu kalite kaygısı nedeniyle açıkçası bizi biraz şımartmanız. Sitenizin sürekli kullanıcısıyım. Tabii ki hata bulmak amacıyla okumuyorum. Ama hata bulduğumda size bildirerek Milliyet'in daha mükemmel olmasına katkıda bulunmak bana zevk veriyor ve sonuçta büyük beğeniyle okuduğum gazetemin kalitesine güvenim bu şekilde daha da artıyor..."

* Haber dilini okurlar sık sık editörlerle tartışmak istiyor, gündeme taşıyorlar. Her şey kusursuz, mükemmel değil elbette: Okurların ifadeleri nasıl algıladığı, gazeteyi her gün hazırlayanlar için çoğu kez yol gösterici, uyarıcı, zihin açıcı.
Metin Arıkan, "başlık atılırken ya dikkatsizlikten ya da yerden kazanmaktan (ben öyle düşünmek istiyorum) ötürü oldukça önemli hatalar yapılıyor, diye düşünüyorum" diye yazmış.
Örnek olarak, Irak'la ilgili bazı başlıklara dikkatimizi çekiyor. Kürtler Türk Askerine Karşı veya Kürtler Her Yolu Deniyor gibi.
"Unutmayalım ki" diye uyarıyor, "Türkiye'de Kürt vatandaşlarımız var. Bunları Kuzey Iraklı Kürtlerden ayırmamız lazım. Eskiden 'Peşmergeler' terimi kullanılıyordu. Hiç olmazsa bu tür yazılarda 'Kuzey Iraklı Kürtler' ibaresini kullanmak daha doğru olmaz mı? Yukardaki başlıkları okuyan Kürt vatandaşlar sizce ne düşünürler?"
Serkan Ceylan ise 18 Ekim tarihli manşet habere tepkisini iletmiş.
Batman'daki Kürtçe dil eğitim kursuna kapı ebatları eksik olduğu gerekçesiyle izin verilmemesiyle ilgili bir haberdi bu.
Ceylan, özetle, münferit bir olayın "büyütüldüğünü" öne sürüyor, aslında herkesin Türkiye'de rahatça Kürtçe konuştuğunu savunuyor.
"Kapı darmış. Kural buysa uyulacaktır. Anormal olan nedir? Kapıyı değiştirince açacağını kursun sahibi söylüyor. Sorun nedir o zaman?" diye soruyor. Manşetlerin yolsuzluklarla ilgili olmasını öneriyor.
Yorum: Türkiye'nin AB'den müzakere tarihi almak için resmi çabaları eğer ciddi ise, basın da bu çaba ve adımların hayata nasıl geçtiğini - yani uygulamayı - izlemek ve neler yaşandığını okurlara aktarmak zorunda. Haber de serinkanlı bir dille Türkiye'nin "ilk" Kürtçe dil eğitimi verecek dershanesinin serüvenini anlatıyor. Ceylan'ın itirazını haklı bulmuyorum.

* Bazı okurlar ABD Başkanı George Bush'un, Yahudilikle ilgili sert suçlamalar yapan Malezya lideri Mahathir Muhammed'i Bangkok Zirvesi'nde "azarlaması"na ilişkin haberi "ABD yanlısı" buldular. Haberde geçen "Muhammed'in fiyakası bozuldu", "Bush... adamakıllı fırçaladı" ve "(Muhammed) bin pişman oldu" gibi ifadeler, tepkilerin esas nedeni.
Yorum: Tartışma, Muhammed'in "ırkçılık kokan" ve Yahudi soykırımını adeta haklı gösteren sözleri nedeniyle başlamıştı. Bush'un sert çıkışına ilişkin ayrıntılar Milliyet'in haberinde saygın İngiliz gazetelerinden The Daily Telegraph'a atfen veriliyor. Bu bakımdan bence bir sorun yok. Ama Zirvede Fırça başlığındaki ikinci kelimeyi Milliyet'e uygun olmayacak ölçüde argo bulduğumu kişisel fikrim olarak eklemeliyim.

* Tarihçi Erdoğan Aydın'ın "Osmanlı'nın Türklere bakışı" konusundaki tartışmada TTK Başkanı Yusuf Hallaçoğlu'nun sözlerine verdiği yanıtları içeren geniş haber okurların genelde olumlu tepkilerine yol açtı.
Dalga Dizdar'ın notu:
"Bu haberleriniz - ilk gün sansasyonel bir başlıkla verilmiş olsa da - adil ve tarafsız bir yaklaşımla sunulmuş. Farklı düşünceler ne yazık ki medyada fazla yer bulamıyor. Oysa geçmişle hesaplaşmadan gelecek kurulamaz. Milliyet, okurunu tarafsızca bilgilendiren bir adım attı. Teşekkürler..."
Gülce Ertan:
"Resmi tarihçilik anlayışı dışında haber, dizi, araştırma, makale bulmanın çölde serap bulmaya eşdeğer olduğu ülkemizde Milliyet beni şaşırttı doğrusu."
Dr. Özgen Dirim ise farklı bir tepki gösteriyor:
"Osmanlı Türk olsa idi, adı Osmanlı Türk devleti olurdu. Dili Osmanlı dili değil, Türkçe olurdu. Osmanlı'nın Türk olmadığını yeni bir buluş gibi sunmak zaman kaybıdır. Dünyanın bildiği gerçekleri durup durup tekrarlamakla değil, gerçek araştırmalarla uğraşalım.."

* Bu hafta pek çok okurun şikâyetleri ve soruları Ekonomi bölümünün yayımladığı yatırım fonları çizelgesinin "sayfalardan yok oluşu" ile ilgiliydi. "Neden kaldırdınız?" sorusu birkaç gün havada asılı kaldı.
Ve fonlarla ilgili bilgiler cuma gününden itibaren yeni bir formatla geri döndü.
Ekonomi Servisi şefi Murat Sabuncu:
"Sayfa düzeninde bazı değişiklikler yapıyorduk, yani tadilat vardı. Bu yüzden iki gün ara vermek zorunda kaldık. Çok sayıda okurumuz da durumdan haklı olarak yakındı. Artık her gün bu bilgileri bulacaklar. Kesinti nedeniyle özür diliyoruz."