The Others Hac rekabeti!

Hac rekabeti!

03.11.2000 - 00:00 | Son Güncellenme:

Hac rekabeti!

Hac rekabeti


SERHAT OĞUZ - ÖMER ERBİL


       Şubat ayında, kutsal topraklara Türkiye’den 70 bin kişinin yapacağı hac ziyareti tartışmalara yol açtı. 18 Mayıs 2000 tarihli kararnameyle hac organizasyonları bu yıldan itibaren şirketlere açık hale getirildi. Ancak, bu durum seyahat şirketleriyle, Diyanet İşleri Başkanlığı ve müftülükleri karşı karşıya getirdi. Türkiye Seyahat Acentaları Birliği, TÜRSAB’a göre; müftülükler, hacı adaylarına Diyanet’in organizasyonunu tercih etmeleri için baskı yapıyor. İstanbul Müftüsü ise, özel şirketlerin, banka önlerinde bekleyerek Diyanet organizasyonunu tercih eden hacı adaylarını kandırmaya çalıştığını söylüyor.

TÜRSAB Başkanı Başaran Ulusoy:

       Diyanet 35 milyon
       doları ne yapıyor?
       Kura ile belirlenen hacı adaylarının, müftülüklerden kartlarını almak suretiyle, Diyanet İşleri Başkanlığı veya yetki almış seyahat acentalarına kayıt yaptırması gerekiyor. Ancak, müftülükler kartları hacı adaylarına dağıtmıyor. Adaylar Diyanet’e yönlendiriliyor. Ayrıca seyahat acentalarına isim listeleri verilmeyerek engelleme yapılıyor.
       Acenta yetkilileri müftülüklere alınmıyor, hatta çeşitli hakaretlere maruz kalıyorlar. Müftülük görevlileri acentaları kötülüyorlar.
       Diyanet haksız rekabet yapıyor; kendilerine pazarlama ödülü vermek lazım. Ticarete soyunan Diyanet’i mahkemeye vereceğiz. Hac Kararnamesi serbest rekabeti öngörse de Diyanet, hacı götürme tekelini elinde tutuyor. Kesin kayıtların bitmesine 10 gün kala, 140 milyon dolarlık hac pastasından pay kapma savaşı kızıştı. Müftülük , adaylara para ödemeleri gerektiğini söylüyorlar. Prosedürü bilmeyen hacı adayı da, bu parayı yatırdıktan sonra, istemese de DİB’nın organizasyonu ile gitmek zorunda kalıyor. Kandırıldığını anladığı zaman ise parasını geri alamıyor.
       Biz her götürdüğümüz hacı için Diyanet’e 90 dolar; ayrıca teminat mektubu için 47 dolar ödüyoruz. Bunun yanında kurumlar vergisi, kazanç vergisi, SSK primi ödüyor ve hacılarımızı birinci sınıf yerlerde ağırlıyoruz. Buna rağmen yüzde 20 iskontaya hazırız. Diyanet hacı adaylarını bize bıraksın 1800 dolardan yüzde 20 aşağısına götürelim. Diyanet her hacıdan 500 dolar kazanıyor. 70 bin hacıda bu 35 milyon dolar eder. Diyanet bu paraları ne yapıyor? Hesabını versin.

İstanbul Baş Müftüsü Necati Tayyar Taş

       Şirketler hacıları koyun zannediyor
       Hacı adaylarına Süleymaniye Camii’nde seslenerek, bu sene isteyenlerin özel şirketlerle gidebileceğini açıkladım. Süleymaniye Camii’nin ve müftülüğün duvarlarına da duyurular; tercih edebilecekleri özel şirketlerin listesini astırdım. 70 yaşındaki yaşlı hacı adayı da okusun diye büyük harflerle yazdırdım. Hiçbir ilçede, müftülük görevlilerinin, hacı adaylarına baskı yapması, özel şirketleri kötülemesi mümkün değil. Böyle bir şeyden hiçbir menfaatimiz olamaz.
       Şirket elemanları, hacıların para yatıracağı bankaların önünde bekleyerek, onları kandırmaya, kendi şirketleriyle gitmeye ikna etmeye çalışıyorlar. En azından 30 - 40 hacı, bu kişilerin sözlerine kanarak, paralarını ödedikten sonra, Diyanet organizasyonundan çıkmak istedi. Normalde geri ödeme mümkün değildi ama ödenmesi talimatını verdim.
       Hacı adayları şirketleri tercih etmiyorlar. Ben de olsam devletin organizasyonunu tercih ederim. Türkiye, hacca götürüyorum diye insanları Antalya’ya götürüp bırakanları unutmadı. Şirketleri tenzih ederim ama bu ülkede bir şirket imajı var ama devlet imajı yok!
       Onlar hacıları koyun yerine koyuyorlar. Hacca gidenler zaten iradesini ortaya koyabilen insanlardır. Hiçbir arkadaşımız hacıları yönlendirmek için tek bir kelam etmemiştir. Onlar, hacı adaylarını şirketlere göndermek için baskı yapmamızı istiyorlar. Sadece bunu yapmadık.