The Others Hacıların parasına 'mecburi' FAİZ

Hacıların parasına 'mecburi' FAİZ

08.04.2000 - 00:00 | Son Güncellenme:

Hacıların parasına 'mecburi' FAİZ

Hacıların parasına mecburi FAİZ


Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Nuri Yılmaz, hac paralarının mevzuat gereği Vakıflar Bankası'nda faizde tutulduğunu söyledi


       Ekonomik daralma Diyanet Vakfı'nın iştiraklerinin bir bölümünü tasfiye etmesine yol açtı. Vakfın Yönetim Kurulu Üyesi olan Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Nuri Yılmaz, tasfiye edilenler iştirakler arasında Temsaş ve Vetaş'ın bulunduğunu belirtti. Yılmaz, "Vakıf ayrıca, Kuveyt Türk, Sek Süt, İhlas Finans, İhlas Sigorta, Gimat ve Saf Süt'teki hisselerini de tasviye etti. Diğer iştirakleri olan Divantaş, Gintaş, Komaş ve 29 Mayıs Sağlık Hizmetleri faaliyetlerine devam ediyor" dedi.

       Ekonomide yaşanan daralma ve piyasalardaki durgunluk vakfın faaliyetlerini nasıl etkiledi?
       Piyasalardaki durgunluk her kuruluşu etkilediği gibi vakfımız ve iştiraklerini kısmen de olsa etkiledi. Vakıf, birkaç şirketini kar getirmediği gerekçesiyle tasfiye temeye başladı.

       Vakfın Hac ve Umre gelirini bankada tuttuğu söyleniyor. Bu para faiz de mi tutuluyor?
       Başka bir şekilde yapamaz. Vakıf, Hac ve Umre Gelirini Vakıflar Bankası'na yatırıyor. Faize yatırılmış olarak parayı tutuyor. Mevzuat gereği böyle yapması kaçınılmaz. Vakfın aynı zamanda tüm kazancını sene sonuna kadar harcaması lazım.

       TOBB ve TİM geniş çaplı bir enflasyonla mücadele kampanyası başlattı. Diyanet İşleri Başkanlığı bu kampanyaya nasıl bakıyor?
       Enflasyon sadece ekonomiyi tahrip etmiyor. Tüm toplumsal ve ahlaki değerler üzerinde tahribat yapıyor. Bu konuda biz cuma hutbelerinde, vaazlarda halkı bilinçlendirme yoluna gideceğiz. İmamlar da enflasyonla ilgili olarak bilgilendirilecek. Bu kampanya çerçevesinde reklam filmi teklifi gelse rol alırım. Ve enflasyonun ahlaki değerleri bozduğunu mesajımı iletirim. Bir de Tevfik Diker tarafından kurulan Yolsuzlukla Mücadele Derneği'ni destekleyeceğiz.

Paranın dini olmaz

       Bazı holdinglerin kar payı adı altında yurtdışında ve içinde para toplamasını, İslamiyet açısından değerlendirebilir misiniz?
       İslam hukuku açısından, insanların, sermaye ve birikimlerini bir araya getirerek, kar ve zarar esasına dayalı şirket kurmalarında bir sakınca yok. Hukuki kurallara uygun olduğu sürece kişiler her türlü ticari faaliyette bulunabilir.

       Bu holdinglerin için yeşil sermaye olarak adlandırılması konusunda ne düşünüyorsunuz?
       Sermayenin kırmızısı yeşili olmaz. Para paradır. Paranın dini olmaz. Şirketlerin kurulmasını din de teşvik etmiştir. Bu kar - zarar ortaklığıdır. Ortak sayısı da önemli değil. Önemli olan insanları kandırmamak. Yasak olan, aldatmak insanları mağdur etmektir. Gurbetçilerimiz de bu yolla mağdur edilmesin. Dini siyasette ve ticarette kullanmak yasaktır. Dini kullanarak İslam adı altında para toplanması yanlış.

       Türkiye'nin Avrupa Birliği (AB) üyesi olması durumunda dini açıdan herhangi bir yaptırım olacak mı?
       Dinimizin AB'ye engel teşkil etmesi mümkün değil. Dini konularda herhangi bir reforma gerek duyulacağını zannetmiyorum. Ancak din hizmetlerinin sunulması noktasında bir takım yeni mevzuata ve düzenlemelere ihtiyaç duyulabilir.

       Ne gibi düzenlemeler yapılacak?
       Helsinki Zirvesi'nde ülkemizin AB'ye aday ülke olarak kabul edlişi kamuoyunda bir takım beklentilere yolaçtı. Bu bakımdan toplumun beklentilerine cevap verebilecek hizmet ve faaliyetleri yerine getirmesi için yapması gerekenleri belirlemek amacıyla bir şura düzenledik. Diyanet İşleri Başkanlığı 2 - 6 Mayıs'ta düzenlecek şurada, tüm konuları tartışacak. Ülkemizde cumhuriyet, demokrasi, laiklik ve islam gibi kavramların açıklığa kavuşturulması lazım. Tüm bunları tartışacağız ve sonuç bildirisi hazırlayacağız.

       Diyanetin özerkleştirilmesi konusundaki düşünceniz nedir?
       Diyanetin daha itibarlı hale gelmesini istiyoruz. Kurumun özerkleştirilmesinde fayda var. Hiç değilse Yüksek Öğretim Kurumu (YÖK) gibi olsun. Böyle olunca itibarının artacağını düşünüyoruz. Şu anda görüş bildirme konusunda herhangi bir etki ve baskı yok. Bu nedenle özerk gibi zaten. Ancak yönetim anlamında farklılık olabilir. Tayinler konusunda serbestleştirilebilir.


Zenginlik iyidir

       "Divan edebiyatı ile çok uğraştım. Fuzuli'nin şiirlerini ezbere bilirim. Özellikle Su Kasidesi'ni severim" diyor Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Nuri Yılmaz.
       Yılmaz'ı her zaman dini konularda verdiği görüşlerden hatırlarız. Ancak biz onunla ekonomiyi konuştuk:
       Yılmaz, "Ekonominin dinde yeri çok önemli. Din yardımlaşmadan, dayanışmadan söz eder. Yoksulluk mu iyi? Zenginlik mi iyi? Elbette zenginlik iyi. Ama zenginlik şahsi çıkarlar için kullanılmadıkça" diyerek gösterdi ekonomiye bakış açısını.
       Yaptığımız sohbet onun farklı kimliklerini de ortaya koydu. "Din sadece namaz, oruç değil. Din aynı zamanda bir medeniyet. Din Peygamberimiz'in Veda Hutbesi'dir, Baki'nin şiiridir, bir yaşam biçimidir. Dinin romanı hikayesi olacak" diyen Yılmaz'la enflasyonu, edebiyatı, faizi, yeşil sermayeyi konuştuk.

Sheakspeare hayranı din adamı

       Yayınlanmış onlarca kitabınız var. Edebiyata özel bir ilginiz var mı?
       Evet özel bir ilgim var. Yazmayı çok seviyorum. Bir ara mahalli gazetelerde köşe yazarlığı da yaptım. Her akşam yatmadan önce mutlaka kitap okurum. Kitap yazmaya yıllar önce başladım. Şimdi yazmaya vakit bulamıyorum. İlerdeki hedefim hayatımı yazmak olacak. En sevdiğim ve hayran olduğum yazarların başında Sheakspeare ve Dante geliyor. Rus edebiyatına da ilgi duyuyorum. Bunun dışında yerli yazarlardan Mehmet Akif Ersoy, Necip Fazıl Kısakürek'i severim. Müzik türlerinden ise Türk Sanat Müziği'ni tercih ediyorum ve özellikle Dede Efendi'yi seviyorum. Günümüzde de Muazzez Abacı'yı severek dinliyorum. Zeki Müren'in ölümü de Türk müziği için önemli bir kayıp oldu.

Hüsnü Mübarek'ten devlet nişanı

       Mehmet Nuri Yılmaz 1943'de Erzurum'da doğdu. Küçük yaşta Kur'an - ı Kerim'i ezberledi. Erzurum eski müftüsü merhum Sakıp Danışman'dan dini ilimler tahsil etti. Sarf, Nahv (Arapça gramer), Maan, Beyan, Bedi (Arap edebiyatı, Mantık, Fıkıh, Fıkıh Usulü, Tefsir, Tefsir Usulü, Hadis, Hadis Usulü, Feraiz, Kelam ve Farsça okuyarak icazetname aldı. Yüksek öğrenimini Erzurum İlahiyat Fakültesi'nde tamamladı. Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi'nde tefsir sahasında mastır yaptı. Sırasıyla; vaizlik, Kültür Bakanlığı Müşavirliği, aynı bakanlıkta müfettişlik, Vakıflar Genel Müdürlüğü'nde vakıf kayıt mütehassıslığı ve mütercimlik, Din İşleri Yüksek Kurulu Raportörlüğü, Din İşleri Yüksek Kurulu Uzmanlığı ve Çankaya Müftülüğü görevlerinde bulundu. 1990'da Din İşleri Yüksek Kurulu üyeliğine, 1991'de Diyanet İşleri Başkan Yardımcılığı'na atanan Yılmaz, 3 Ocak 1992'den itibaren Diyanet İşleri Başkanlığı görevini yürütüyor.
       "Kur'an - ı Kerim Meali" yayımlanan Yılmaz'ın ayrıca; "İçtihat Nedir, Müçtehid Kimdir?" adlı basılı eseri ve yayına hazırlanmış "İbn - i Batuta Seyahatnamesi", "Ahilik ve Fütüvvet" bölümünün tercümesi ile "Kur'an'da Nesih", "Sünni ve Şii İhtilafının İçyüzü" ve "Kur'an'da Talak" adlı eserleri bulunuyor. Mısır Devlet Başkanı Hüsnü Mübarek tarafından "Devlet Nişanı" ile taltif edilen Yılmaz'a Kırgızistan OSCH Üniversitesi tarafından fahri profesörlük payesi verildi. Yılmaz, Arapça, Farsça ve Fransızca olmak üzere üç dil biliyor.

Dini kadın müftüler öğretecek

       Diyanet yeni bir yapılanma düşünüyor mu?
       Zaten yeniden yapılanma içine girdik. İmamlarımıza İlahiyet Fakültesi Mezunu olma şartı geldi. 50 bin imamımız var. Bunların çoğunu açıköğretime sokarak eğitim seviyelerini yükselteceğiz. Ayrıca müftülüklere bayan eğitim görevlisi atadık. Bunlar eğitim uzmanı olarak görev yapacak. Şu anda 22 bayan bulunuyor. Kısa sürede 80'e çıkacak. Bunlar özellikle bayanlara dini öğretecekler. Günümüzde en çok tarikatlara üye olanlar bayanlar. Bunlara dini doğru öğretmek lazım. Tarikatlar artık devrini tamamlamıştır. Dinimizde şeyhe bağlanmak diye bir olgu yok. Ayrıca camilerimizi de sıkı denetime tabi tutuyoruz.

Camilerde ayda bir para toplanacak

       Türkiye'de kaç cami bulunuyor ve bunlardane toplanan para nasıl denetleniyor?
       Türkiye'de şu anda 76 bin 300 cami bulunuyor. Camilerde para toplama konusuna bir düzen getirdik. Böylece her gün para toplama ortadan kalkacak. Ayda bir defa para toplanacak. Çok sıkıntı olursa ikiye çıkartılacak. Bunu valiliklere bildirdik. Bir komite kurduk. Bu komite makbuz kesecek ve tutanak tutacak. Bu tutanaklardan birisi camiye asılacak, birisi valiliğe gönderilecek. Tutanak beş sene saklanacak. Denetim tamamen sağlanmış olacak. Camilerden genel yardımlar için para topluyoruz. Mesela deprem için dört trilyon lira toplandı. Yurtdışındaki camilerimizde de büyük elçiliğin nezdinde para topluyoruz.