HADEP'e zaman ayarlı şok

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Vural Savaş HADEP'in seçimlere katılmasının engellenmesi için Anayasa Mahkemesi'ne başvurdu


YARGITAY Cumhuriyet Başsavcısı Vural Savaş, HADEP'in seçimlere katılmasının engellenmesi için Anayasa Mahkemesi'ne başvurdu. Başvuru kabul edilirse HADEP'li adaylar bağımsız milletvekili adayı da olamayacak. Başvurunun, 1961 Anayasası'yla kurulan Anayasa Mahkemesi'nin tarihindeki ilk örnek olduğu belirtildi.
Savaş dilekçesinde, Anayasa Mahkemesi'nin siyasi partilerin seçimlere katılması konusunda "ihtiyati tedbir" kararı verme yetkisinin bulunduğunu savunarak "Yürütmenin durdurulması veya her ne şekilde adlandırılırsa adlandırılsın verilecek bir tedbir kararıyla HADEP'in 18 Nisan'daki seçime katılmasının engellenmesi hususunda bir karar verilmesini takdirlerinize arz ederim" dedi.
İhtiyati tedbir kararı verilmesinin gerekçesi olarak başsavcılığa ulaşan bazı bilgileri gösteren Savaş, PKK'nın bazı militanlarının Güneydoğu'da baskınlar düzenleyerek, "Oylarınızın tümünü HADEP'e vermezseniz, köylerinizi yakar, hepinizi öldürürüz" türünden tehditlerde bulunduğunu iddia etti. Savaş ayrıca, bazı radyo ve televizyonlarda henüz yayınlanmamış konuşmaların bölücülük propagandası içereceğine ilişkin duyumlar aldıklarını da öne sürdü.
"HADEP hakkındaki kapatma kararının gecikmesi nedeniyle bu partinin seçimlere katılmasına izin vermenin sayılamayacak kadar sakıncalı durumlar yaratacağını" vurgulayan Savaş, dilekçenin büyük bir bölümünde Anayasa Mahkemesi'nin yetkilerini tartıştı.
Yüksek mahkemenin daha önce bazı ihtiyati tedbir başvurularını reddettiğini de anımsatan Başsavcı, "HADEP'in seçimlere katılmasının engellenmesinin telafisi mümkün olmayan birçok zararı önleyeceğini" ileri sürdü.
Savaş, Anayasa Mahkemesi'nin bir partinin seçimlere girmesini engelleme yetkisinin bulunduğunu da dilekçesinin sonuç bölümünde şöyle anlattı:
"Son kararı vermeye yetkili olma, kamu yararının gerektirdiği hallerde sakıncalı durumların doğmasını önlemek veya anayasamızı tehdit eden bir gücü engellemek için, dava sonuçlanıncaya kadar her türlü tedbiri almaya yetkiyi de içerir."
İhtiyati tedbir kararı verilmemesi durumunda hukuk dışı bazı engellemelerin olabileceğine işaret eden Başsavcı, dilekçesinin bu bölümünde Prof Dr. S. Güran'dan şu alıntıları aktardı:
"Yargı denetimi, demokratik hukuk devletinin temel öğesidir ve etkili bir denetime olanak tanıyan hukuksal araçların kullanıma açık tutulmasıyla garanti altına alınmıştır. Bu araçlarda gerçekleşktirilecek her türlü sınırlama, yargı denetiminin özüne dokunur ve Anayasal dengede bozulmaya neden olur."
Başsavcı'nın HADEP hakkında ihtiyati tedbir kararı alınmasını istemesinin listelerin YSK'ya verilmesinin ertesi gününe denk düşmesi dikkati çekti. Başvuru bir gün önce yapılsaydı HADEP'liler bağımsız milletvekili adayı olabilecekleri gibi, dün seçimlerden çekilme kararı alan Demokratik Halk Partisi (DEHAP) listelerinden de aday gösterilebileceklerdi. Başvuru kabul edilirse, HADEP'lililerin adaylıkları YSK tarafından düşürülecek.

Kapatmanın dayanakları

SAVAŞ, HADEP'in kapatılması istemiyle dava açarken 29 Ocak tarihli iddianamesinde "partinin, PKK'nın siyasi kanadı olduğunu, ERNK'nın işlevini üstlendiğini" savundu ve "HADEP il ve ilçe teşkilatlarının, PKK'nın askere alma daireleri haline geldiğini" ileri sürdü.
HADEP'in, Anayasa ve Siyasi Partiler Yasası'ndaki hükümlere aykırı davranarak "Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne aykırı eylemlerin odağı haline geldiği" için kapatılmasını isteyen Savaş, "Musa Anter barış treni, HADEP teşkilat binalarındaki açlık grevleri ve Parti Genel Merkezi'ndeki eğitim çalışmalarını kapatılma için yeterli deliller" olarak sıraladı.

HADEP tepkili: Türkiye'ye yazık

A. Rezzak ORAL - ANKARA
HADEP Genel Başkan Yardımcısı Özman Özçelik, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Vural Savaş'ın, HADEP'in seçimlere girmemesi için Anayasa Mahkemesi'ne başvurmasını "tüyler ürpertici" diye nitelendirdi.
Savaş'ın, "HADEP için PKK militanları baskıyla oy toplama kampanyası yapacak, HADEP yönetimi radyo ve televizyon yayınlarında bölücü propaganda yapacak" gerekçesiyle başvurduğunu belirten Özçelik, bu iki gerekçenin de henüz ifade bile edilmeyen düşüncelere yasak koyma amacı taşıdığını savundu.
Siyasal zemindeki mücadeleyi son noktasına kadar götürmekte kararlı olduklarını belirten Özçelik şöyle konuştu:
"Gerçekten inanmak zor. Tüyler ürpertici. Bir hukuk adamının düşünce suçlarının bile ayıplandığı bir çağda henüz dışa vurulmamış, bir varsayımla vurulacağından hareketle kurumsal bir talebe ve yasağa yönelmesi gerçekten düşündürücü. Bu tavrı Sayın Savaş'ın hukuk anlayışına bırakıyoruz. Biz hukuk mücadelemizi sonuna kadar sürdüreceğiz. Biz parti kimliğimizle seçimlerde halkımızdan oy almak istiyoruz. Bu nedenle hiçbir zaman bağımsız adaylığı düşünmedik bile."
Özçelik, Anayasa Mahkemesi'nin Savaş'ın talebini 10 -15 gün içinde karara bağlayabileceğini ifade ederken, parti avukatlarının her türlü hukuki savunmayı yapacağını vurguladı. Anayasa Mahkemesi'nin bu talebi kabul edeceğini sanmadığını dile getiren Özçelik, "Tersi olursa, Türkiye'ye de yazık olur" dedi.