Hareket başladı

Hareket başladı
‘Haberci’ ile ilgili başlattığım kampanya, fakslar, internet ve ICQ yazışmalarıyla devam ediyor.

"Haberci" bir olayın simgesidir benim için. Hani o hep "Kalite istiyoruz, eğiten TV istiyoruz" diye laf edenler, hadi bakalım iş başına. "Televole’den bıktık" diye söylenenler, bakın işte bir fırsat, gücünüzü gösterme fırsatı. Bazı işadamlarımız pek şikayet ediyorlarmış TV’lerin "kalitesizliğinden"... Hadi koşun bakalım. Dedim ya, "Haberci" iyi iş üretenlerin, genel geçer "eğlencelik" televizyon anlayışına somut ürünleri ile direnenlerin simgesidir. Yoksa bugüne kadar pek çok program yayından kaldırıldı. Ama "Haberci", Türkiyeli olarak batı TV’lerindeki o gerçekten zor belgesel kulvarında adını yazdırmış bir isim. İzlenme oranları düşük ve maliyeti yüksek olduğu gerekçesi, hep kafasında zangoç misali sallandı bugüne kadar. İşte bir fırsat; izlenme oranlarının düşük olmadığını ve maliyetinin yüksek gelmediğini ispatlamak sizin elinizde. Program yayından kaldırıldı. Ama Coşkun Aral yine çekim için Hindistan’a gidiyor. Kim destekliyor biliyor musunuz? Jet Air Tours (Hindistan) ve Emirates Hava Yolları. Ne demekistediğimi anlamışsınızdır sanırım...

"Ekran" sayfası ile ilgili bu aralar eleştiriler yoğunlaştı. Filmler az, içerikler az, programlar (TV kanalları) yetersiz... Bu konularda düşünmemizi istemiş okurlar. Bizim sayfa satranç oyunu gibi. Düşünüp duruyoruz... Hatta hafta sonu ilavesinde bir de yarım sayfa ilan gelince daha da bir düşünür oluyoruz.

Sabah gazeteye gelirken bir radyoda konuşmacı Avrupa Birliği ile ilgili güzel bir yorum yapıyor, "Biz hem topluluğa girelim diyoruz, hem de ne gerek var diye yan çiziyoruz"... Örnek olarak Çekoslovakya’yı veriyor. Çek Cumhuriyeti ve Slovakya diye ikiye ayrıldı. Avrupa standartını yakalamak için fakir olan bölgeye zengin olan acayip destek veriyormuş. Yani "Avrupalı olmayı hissediyorlar" dedi konuşmacı. İşte biz bunu hissetmiyoruz. Hissetmedikten sonra hikâye. Doğru söze ne denir?