The Others Hatemi haberinde dil sorunu

Hatemi haberinde dil sorunu

17.06.2013 - 02:30 | Son Güncellenme:

Milliyet yazarı İpek Durkal, avukat Kezban Hatemi’nin kendisi gibi hukukçu olan oğlu Mehmet Ali Hatemi’nin ‘aşk’ hayatını konu alan bir yazı kaleme aldı.

Hatemi haberinde dil sorunu

23 Mayıs 2013 tarihli “Aşkları hastane odasında başladı” başlığıyla yayımlanan haberin spotunda şu ifadelere yer verilmekte: Avukat Kezban Hatemi’yle avukat oğlu Mehmet Ali Hatemi arasında yaşananları biliyorsunuz. Tekrar tekrar başa dönmeyeyim, size bilmediğiniz ve içinde aşk olan bir hikâye anlatayım.” Durkal haberin girişinde ise şöyle diyor: Mehmet Ali Hatemi, işlerin kötü gittiği eşiyle ayrılmak istediğini annesine söyleyince ve anne karşı çıkıp, kelimenin tam anlamıyla elinden geleni ardına koymayınca kendisini bir anda Lape Hastanesi’nde buluyor. Üstelik de en sıkı kuralların geçerli olduğu, hücre diye adlandırılan bir odada...

‘İddia edenin adı yok’
Sibel Çelebi adlı okurumuz şöyle diyor: “Haberin girişinde bu sözlerin Mehmet Ali Hatemi’ye ait olduğuna dair tek bir ibare, tek bir ima, tek bir satır görebiliyor musunuz? Ben göremedim. Aksine ‘o olunca bu oldu, sonra da böyle oldu’ tarzı bir anlatım kullanılmış.
Bizim bildiğimiz bir kişiyle röportaj yaptığınızda o kişinin sözlerini tırnak içinde kullanırsınız, hele hele bunlar iddia ise mutlaka iddia edenin ismini kullanarak o kişinin sözleri olduğunu muhakkak belirtirsiniz. Öte yandan haberin spotu nedir? Bir gazete ne zamandır okuyucusuna “Dün bunu yazdım seni de okumuş olarak farz ediyorum. Okumadıysan o senin sorunun. Ben tekrar tekrar yazamam” diyebilir mi? Belki ben dün Milliyet gazetesini okuyamadım. Belki ilk kez Milliyet almaya başladım. Gazete, bırakın olayı hatırlatacak kısa bir kutu yapmayı, spotunda ‘okusaydın kardeşim’ diyebilir mi?

Yorumlarda titizlik şart
İpek Durkal gönderdiği açıklamada şöyle diyor: Milliyet Cadde’de ‘ortaya karışık’ adlı köşemde tamamen benim fikrim ve izlenimimden oluşan içinde Hatemi ve sevgilisi Zeynep’in nasıl evlenme kararı aldığını anlatan taze bilgiler olduğu için ana gazetede de yer alması uygun görüldü. Söz konusu yazı haber değil köşe yazısıydı. Köşe yazımın logosu olsaydı bu yanlış anlaşılmayı ortadan kaldıracaktı.
Ombudsman Görüşü; Bir köşe yazısı ‘haber’ üzerinden kurgulanıyorsa sayfa editörü okurun sözünü ettiği hatırlatmaları yapmalı, haberde hastane ve akıl sağlığı ve ailevi anlaşmazlıkla ilgili iddialara karşı ‘kişisel yorum’lara titizlik göstermeliydi.