Hey gidi günler...

Hey gidi günler...
Atv haberlerde bana göre beklenen istifa geldi... Serap Ezgü ayrıldı. Ali Kırca’nın ayrılmasından sonra Atv, çözümü Murat Birsel - Serap Ezgü ikilisinde buldu. Pratikte ise durum Murat Birsel haberde, Serap Ezgü fonda şeklinde oldu. Bana göre bardağı taşıran son damla Beyaz’ın stüdyo konuğu olduğu haber bülteniydi. En çok vergi veren, şov dünyasının genç ismi Beyaz ile Murat Birsel’in sohbeti öyle bir havaya girdi ki kamera göstemese Serap Ezgü orada mı, yok mu anlamak mümkün değildi. Ve Murat Birsel yanında oturan Ezgü’ye bir soruluk konuşma hakkı bile vermedi. Kendisi sanki NTV’deki programındaymış gibi davrandı. Her açıdan amatörce bir yaklaşım. Eğer iki isim haber bültenini sunuyorsa böyle uzun soluklu bir sohbette paslaşmak gerekir. Bu kadar basit bir gerçeği bile görmemek Serap Ezgü’nün aldığı kararın haklılığını gösteriyor.

TRT 1’in Derviş’in basın toplantısını yayınlamaması hayretle izlenmiş! TRT 2 haber kanalı ve bu toplantıyı canlı yayınladı. Bana göre bunda şaşıracak bir durum yok.

"Biri Bizi Gözetliyor" un ağır topu Murat da saf dışı kaldı. Şimdi üç isim var (hatunlara şans vermiyorum). Melih, Eray ve Sinan... Eray en profesyonel olanı ama en samimiyetsizi de. İşini bileni oynuyor. Melih ile Sinan’dan biri seçilmeli diye düşünüyorum.

"Bir Varmış, Bir Yokmuş" TRT 2’nin belgesellerinden. İzzet Öz sunuyor. Öz, Türkiye’deki müzik yolculuğunu anlatıyor. Bu hafta 70’li yıllarda ivme kazanan devrimci müzik ele alındı. Ünlü "1 Mayıs" marşının hikâyesini izledik. Hey gidi günler. Yeşil parkalar ve kaşkollarla saz çalınırdı. Gitar burjuva aleti olarak görülürdü. Timur Selçuk’un piyanolu konserleri unutulmazdı, Şilili Isabel ve Angel Parra’nın konseri ise aklımda kalan unutamadığım bir gündü...