The Others Hizbullah devlete sızdı

Hizbullah devlete sızdı

05.07.1999 - 00:00 | Son Güncellenme:

Hizbullah devlete sızdı

Hizbullah devlete sızdı


Diyarbakır bölgesinde tutuklanan 500 örgüt mensubundan 70'inin kamu görevlisi olduğu ortaya çıktı


Örsan K. ÖYMEN


Ağırlıklı olarak Güneydoğu Anadolu'da faaliyet gösteren şeriatçı terör örgütü Hizbullah'ın devlet kurumlarına sızdığı bildirildi. Hizbullah'ın İlim Grubu olarak bilinen kanadına karşı son zamanlarda gerçekleştirilen operasyonlarda tutuklananların arasında, devlet kadrolarında görevli birçok kişinin bulunduğu ortaya çıktı. Diyarbakır bölgesinde tutuklanan yaklaşık 500 Hizbullah üyesinden 70 kadarının kamu görevlisi olduğu bildirildi.
Hizbullah örgütünün Güneydoğu'daki emniyet kadrolarına da sızmayı başardığı, son operasyonlarla, emniyet içinden Hizbullah'a bilgi aktaran bazı kişilerin de tutuklandığı öğrenildi. Diyarbakır'ın merkez ilçesi Sur'un Belediye Başkanlığı eski Özel Kalem Müdürü Mehmedi Kanar'ın da Hizbullah ile bağlantıları nedeniyle tutuklananlar arasında olduğu bildirildi.
Özel yapılmış yeraltı sığınaklarında ve hücre evlerinde ele geçirilen Hizbullah'a ait bilgisayar disketlerinde binlerce sayfayı kapsayan verilere ulaşıldığını anımsatan yetkililer, bu bilgilerin ışığında operasyonların halen sürdüğünü belirttiler. Disketlerde Hizbullah'ın kendi içindeki hesaplaşmalarla ilgili birçok bilgi yer aldığı, birbirini üst yönetime ihbar eden Hizbullah üyelerinin özel yaşamları, görüşleri ve eylemleriyle ilgili bilgi notlarının bulunduğu belirtildi.
Yetkililer, Hizbullah'ın en büyük örgütlenmesinin camilerde olduğunu belirterek, "Camilere operasyon gerçekleştirmekte zorlanıyoruz. Bazen camilere baskın yapıyoruz, insanları tutuklayıp götürüyoruz, oradaki halk olayı anlamadığı ve aldatıldığı için bize tepki gösteriyor" dedi.
Örgütün mali kaynakları konusunda bilgi veren yetkililer, en önemli kaynaklar arasında camilerde ve bölge esnafından toplanan bağış ve haraçların bulunduğunu söyledi. Hizbullah'ın ayrıca İran'dan da ciddi mali kaynak temin ettiğinin tahmin edildiği belirtildi.

İran destekliyor

Yetkililer, bölgedeki yüzlerce öldürme ve yaralama olayından sorumlu olan ve birçok faili meçhul cinayetin arkasında olduğu anlaşılan Hizbullah'ın İran tarafından destek gördüğünü söyledi. Örgütün lideri olarak bilinen ve halen firarda olan Hüseyin Velioğlu'na çok yakın bir konumda görev yapan Abdülaziz Tunç'un verdiği bilgilerle, İran bağlantısının daha da net biçimde ortaya çıktığı belirtildi.
Tunç ve beraberindeki bir grup örgüt üyesinin 1988'de İran'a gittiklerini ve burada eğitim gördüklerini anımsatan yetkililer, bu gruba İran içinde yardımcı olan kişinin kendisini Resul olarak tanıtan bir "devrim muhafızı" olduğunu belirtti. Söz konusu Hizbullah grubunun İran'da Kalaşnikov, G3, G1, Browning, Colt, Baretta tipi silahların kullanımı, parçalarının takılıp, sökülmesi alanlarının yanısıra, el bombası ve roket kullanımı konusunda da İran yönetiminin yardımıyla eğitim gördüğü bildirildi.
Yetkililer, son operasyonlarla birlikte Hizbullah örgütünün gücünün ve örgütlenme etkinliğinin tahmin edilenden çok daha fazla olduğunun anlaşıldığını belirtti. Hizbullah'a ait bilgisayar disketlerinde örgüt üyesi oldukları belirtilen binlerce kişinin adının geçtiği, ancak bu kişilerin tamamının eylemci olamayacağı, çoğunluğun örgüt sempatizanı veya örgüte dışarıdan destek veren kişiler olduğu belirtildi.

Faili meçhullerde Hizbullah imzası

"Allah'ın Partisi" anlamına gelen Hizbullah 1980'li yıllarda bölgeye şeriata dayalı yönetim getirmek için Güneydoğu Anadolu'da örgütlenmeye başladı. Hüseyin Velioğlu'nun lideri olduğu İlim Grubu ve Menzur Gülersoy'un lideri olduğu Menzil Grubu olarak bilinen iki ayrı kanadı bulunuyor. Bu iki kanat birbiriyle anlaşmazlık içinde bulunuyor. Menzil grubu eski etkisini büyük oranda yitirmiş durumda. İlim Grubu ise son operasyonlarla birlikte büyük darbe almış olmasına rağmen etkisini sürdürüyor.
Bölgedeki yüzlerce öldürme ve yaralama olayının sorumlusu olan Hizbullah'ın, birçok faili meçhul cinayetin de arkasında olduğu ortaya çıktı. 1980'li ve 1990'lı yıllarda devletin içindeki bazı güç odaklarının Hizbullah'ın terör faaliyetlerine göz yumduğu ve bu örgütü PKK'ya karşı bir koz olarak kullandığı iddiaları ortaya atıldı, ancak resmi yetkililer bu iddiaları her zaman yalanladılar. "Susurluk Skandalı" ile birlikte ortaya çıkan devlet içindeki yasadışı oluşumlardan birisinin lideri olan ve "Yeşil" kod adıyla bilinen Mahmut Yıldırım'ın da Hizbullah ile işbirliği yaptığı iddia edildi, ancak bu iddialar da doğrulanamadı.
Başbakanlık Personel ve Prensipler Genel Müdürü Özgün Ökmen de, Ocak 1999'daki açıklamasında, özellikle RP - DYP koalisyon hükümeti döneminde, Başbakanlık kadrolarına bile "Hizbullah" ile bağlantılı kişilerin girdiğine dair bilgilerin bulunduğunu açıklamıştı.