The Others İPEK TENOLCAY KENDİ DENEYİMİNİ ANLATTI

İPEK TENOLCAY KENDİ DENEYİMİNİ ANLATTI

09.05.1999 - 00:00 | Son Güncellenme:

'Anne olunca annemi daha iyi anladım'

İPEK TENOLCAY KENDİ DENEYİMİNİ ANLATTI
  • Doğum yapmanıza bir ay kala göbeğinizi gösteren, Demi Moore pozları gibi fotoğraflarınız yayınlandı.
    Hamile olmaktan çok memnundum. O hamilelik pozlarını verirken hamile kadının da güzel olabileceğini göstermek istedim. Hamilelik kadının gözlerini içini parlatıyor. Ben bir sürü çocuk doğurmak isterim şimdi.
  • Hamileyken neler hissettiniz?
    Kendime döndüğüm ilk zaman oldu bu. 5 aylık hamileyken bıraktım işi. Arkadaşlarınızla, ailenizle daha çok zaman geçiriyorsunuz. Sabah kalktığınızda ne yapsam diye düşünmek çok güzel bir şey. Bebekle ilgili planlar yapıyorsunuz, küçük endişeler taşıyorsunuz.
  • Nasıl endişeler?
    O zamana kadar sevdiğiniz bebekler hep başkalarının çocukları. Şimdi sizin hayatınıza bir tane girecek... Karnım ilk dışarı pörtlediğinde daha ne kadar şişeceğimi merak ettim.
  • Sağlıklı bir hamile miydiniz?
    Evet. Doktorum Yavuz Berkol'un tavsiye ettiği her şeyi yaptım. Tuzu kestim, greyfurt suyu içtim, her gün yarım kilo yağsız süt içtim, yarım kiloya yakın yoğurt, kepek ekmeği yedim. Ekstra demir ve kalsiyum aldım. Ben mankenlik ya da televizyonculuk yapmasaydım da bunları yapardım. Kendim ve çocuğum için. Doğumda 12 kilo aldım ve doğumdan 20 gün sonra hepsini vermiştim.
  • Başka?
    Yalnızlık hissediyorsunuz. Kendi hissettiklerinizi kelimelerle anlatamayacağınızı düşünüyorsunuz. İşte o dönemde en güzel şey annenizin yanınızda olması. Anneye bir şey anlatmanıza gerek yok. O her şeyi biliyor ve anlıyor. Her gün annemdeydim.
    İPEK TENOLCAY KENDİ DENEYİMİNİ ANLATTI
  • Korkunuz var mıydı?
    Doğumdan çok korkuyordum. Zaten sezaryenle doğurdum.
  • Doğum gerçekleşti ve çocuk kucağınıza verildi...
    Doğumdan sonra narkozun etkisi vardı. Kendi acılarımla da uğraşıyordum. Bir süre hiçbir şey anlamayacağım diye çocuğu görmek istemedim. Bir yandan da korkuyordum. Sürekli hayal ettiğiniz an geliyor ama karnınızdan nasıl bir şey çıktı diye düşünerek korkuyorsunuz. En sonunda çocuk çok acıktı ve tanışma zamanı geldi.
  • Ve?
    O anda hissettiklerimi anlatamam. Ağlamak istedim, gülmek istedim, onu tekrar içime sokmak istedim.
  • Doğumdan sonra annenizle ilişkilerinizde değişiklik oldu mu?
    Anneyi çok iyi anlıyorsunuz. Anneyle yıllarca tek taraflı bir ilişki yaşıyorsunuz. Hep o veriyor, hep o sizin hakkınızda fikirler yürütüyor... Siz onun size karşı olan duygularını anlamaya çalışmıyorsunuz, zaten anlayamazsınız da. Çocuk sahibi olduğunuzda bu sefer annenizle özdeş yanlarınızı bulmaya başlıyorsunuz. Neden çatıştığınızı anlıyorsunuz.
  • Daha mı iyi anlaşmaya başladınız?
    Anneniz gibi davranmaya başlamıyorsunuz. Sadece onun neler hissettiğini biliyor ve daha anlayışlı oluyorsunuz. Eskiden annemi çok ama çok sevdiğim herhangi bir insan olarak görürdüm. Kendiniz çocuk sevgisini tadınca her şey değişiyor. Bazen Yağmur'la geçirdiğim vakitlerde çıldırabilirim ama bu sevgi bambaşka.
  • Çıldırma derken...
    Yağmur 2 yaşındayken kişilik bulma krizleriyle neler yapmadı ki. Bir şey istiyor, verince atıyor, kırıyor, yere yatıp çığlık atıyor, sürekli ağlıyor... Benim sabrım da tükenmeye başlamıştı. Gece üçte kalkıp ben sokağa çıkacağım diye bağırıyor. Sokakta olmaya takık bu aralar. Buzdolabının üzerinde anıları hatırlatacak detayların yazılı olduğu bir kağıt var. Onları okudukça Yağmur'un tatlılıkları aklıma gelip öfkem diniyordu.
  • Bir örnek verir misiniz?
    Makyaj malzemelerimi alıp, parçalardı. Çekime gideceğim, malzemeler yok. Çıldırıyordum. Şöyle bir not yazmışım: "Sen çok tatlı bir kızsın, bunları merak ettiğin için böyle yapıyorsun. Bu dönemin geçici olduğunu biliyorum ve seni seviyorum." O sinirle gidip o yazıya bakıyorsunuz ve doğru söylüyor yazı.
  • Yağmur'u emzirdiniz mi?
    İki ay emzirebildim. Canım acıdı ama...
  • Doğumdan sonra canınızı acıtan başka şeyler oldu mu?
    Kabus başladı. Ben 10 saat uyurdum. Ama çocukla hayatım kaydı, gece hiç uyumuyor, haşat oldum. Neyse annem yanımdaydı da bir iki saat uyuyabildim. Emzirirken ikimiz de uyuyakalıyorduk.
  • Hangi ilkler sizi çok heyecanlandırdı?
    İlk yürüdüğünde çok heyecanlandım. Bir de mama dediğinde çok sevindim çünkü yemek problemimiz vardı. Ama mama demesi yemek yiyeceği anlamına gelmiyormuş.
  • Size anne deyince neler hissediyorsunuz?
    Bana İpoş deyince çok hoşuma gidiyor. Dışardaysa ve su falan isterse bana "İpek Teyze su ver," diyor. Çünkü arkadaşları öyle diyor.
  • Benzeyen yönleriniz neler?
    O da benim gibi çok süslü. Ayakkabılarımı giyip, rujumu sürmeye bayılıyor. Kırmızıya hasta, kırmızı eşarplar takıyor. Çikime (çekime) gidiyorum, diyor.
  • Beraberken neler yaparsınız?
    Yemek yaparız. Salataları tahta bıçakla keser. Annemden öğrenmiş salata yapmayı. Benim annem herhalde bizdeki tecrübelerinden de çocukların nelerden hoşlanabileceğini çok iyi biliyor. Beraber gezeriz. Daha geçenlerde Capitol'de karşılıklı oturduk. Bol sütlü kapuçino içti. Ona çocuk gibi davranılınca çok sinirleniyor. Alışverişe çıkıyoruz bakıyoruz. "Ayy, bu elbise de çok güzelmiş, bana da çok yakışır," diyor.
  • Yağmur size neler öğretti?
    Sabırlı olmayı öğretti ve bu sabır her işime yansımaya başladı. Bir de çocuklar neşeli insanlar. Durup dururken kahkaha atıyorlar. O bir anda kahkaha atınca benim de sıkıntılarım uçup gidiyor.
  • Size hediyeler getirdiği oluyor mu?
    Dışarı çıktığında çiçek getirir bana. Çiçek yoksa yaprak, çimen ne bulursa getirir. "Annecim, sana getirdim, seni çok seviyorum," diyor.
  • Yağmur'un doğumuna gelen zamanlarda Nurettin Ersoy'dan ayrıldınız. Bu anneliğinizi nasıl etkiledi?
    Yağmur'un doğmasına bir ay kala Nurettin'le evlerimizi ayırdık. Dost kaldık. Boşanmamız doğumdan sonra oldu. Bu arada eski eşimle son birkaç aydır yeniden beraberiz. Ama ayrı olduğumuz dönemlerde de Yağmur'la babası bol bol görüştüler.
  • Yağmur'un size karşı ilgisi nasıl?
    Anneni öp denince hemen saçlarımı öpüyor. Saçlarımı çok seviyor, kokluyor. Bazen bacaklarıma sarılır ve öyle kalır "Anneciğim," diyerek.
  • Ya siz onu nasıl seversiniz?
    Ben dudaklarından öpmeyi seviyorum.