Lüksemburg'daki rehine krizini, filmlerdeki gibi kamera içine yerleştirilmiş silah çözdü. Çocukları rehin alan Tunuslu, ünlü olayım derken hastanelik oldu
Lüksemburg'da önceki gün saatler 19.20'yi gösterdiğinde iki el silah sesi duyuldu.
Açılan ateş, yirmi dört saatten fazla süredir 26 çocuk ve üç öğretmeni rehin tutan Neji Bejaoui için sonun geldiğinin işaretiydi. Sabah saatlerinden itibaren hazır bekleyen Alman keskin nişancılar, Lüksemburg'un Wasserbilig kasabasındaki rehine krizine
son noktayı bir hile sayesinde koyabildiler.
Pazarlıkta son nokta
Bejaoui, olayın başlangıcında yapılan bir görüşmede "Size annemin başı üzerine yemin ederim çocukları çok seviyorum. Hiç kimseye kötlüğüm dokunmadı. Benim çocuklarımı aldılar ben de başkalarının çocuklarını alıyorum" diyordu.
Yine benzer bir söyleşi girişimi ise onun sonunu hazırladı. Polis, Bejaoui ile yürüttüğü pazarlıkta saldırganın isteklerini kabul etmiş gibi göründü. Bir otomobilin kreşin önüne getirileceği belirtilirken, Bejaoui'nin istemesi halinde bir televizyonla söyleşi yapabileceği kendisine iletildi.
Hayatının hatasını yaptı
Giderek yorgunluğu artan ve sinirli davranışlar içine girdiği gözlenen 39 yaşındaki Tunuslu, sonunda hayati hatasını yaptı ve bir RTL muhabirinin görüşme talebine yeşil ışık yaktı.
Bir süre sonra kamerasıyla binaya yaklaşan gazeteciyi gören Bejaoui, kendisini gösterdi. Ancak yaklaşanlar gazeteci değil, kameranın içine silah yerleştirmiş polislerdi. Bajoui, medyatize olma isteğinin kurbanı oldu.
"Kameradan" çıkan kurşunlar Bajoui'yi ağır yaralarken eyleme son noktayı koydu.