The Others Kaplan'ın iadesi sırada

Kaplan'ın iadesi sırada

03.11.1998 - 00:00 | Son Güncellenme:

Kaplan'ın iadesi sırada

Kaplanın iadesi sırada

       İSTANBUL Valisi Erol Çakır, Cumhuriyet Bayramı kutlamalarında uçakla Anıtkabir'e intihar saldırısı düzenlemeyi ve Fatih Camii'ni işgal etmeyi planlayan yasadışı Anadolu Federe İslam Devleti'ne (AFİD) yönelik operasyonun ayrıntılarını açıklayarak, örgüt lideri Metin Kaplan'ın Almanya'dan iadesi için gerekli prosedürün başladığını bildirdi.
       Çakır, İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nde Emniyet Müdürü Hasan Özdemir'le birlikte düzenlediği basın toplantısında, "Bu son olay vatana, devlete ve cumhuriyete ihanetin ne boyutlarda planlandığını, insan hayatına saygısızlığın ne düzeye ulaştığını ve yüce dinimize saygısızlığın da ne ölçüde sergilendiğini göstermesi açısından önemlidir" dedi.
       Çakır, Türk polis teşkilatına güven tazelediğini belirttiği AFİD adlı örgüte yönelik operasyon kapsamında, 29 Ekim'de İstanbul Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ve İstihbarat Şube Müdürlüğü ekiplerince örgütün Sivas ve Ağrı emirleriyle, Frankfurt ve Honnover eyaleti gençlik sorumlularının da aralarında bulunduğu 23 kişinin yakalandığını söyledi.
       Çakır, yakalananların sorgusu sonucu, mayıs ayında örgüt lideri Metin Kaplan'ın Almanya'nın Köln şehrindeki toplantıda "Türkiye'de Müslüman halka yapılan baskılar nedeniyle cihat seferberliği" başlattığını ve bazı örgüt elemanlarının bu aşamada kendisini feda etmesi gerektiğini ilan ettiğini açıkladı.

       Bu ilandan hareketle Tuncay Göğ, Selami Boztepe ve Kuddusi Armağan isimli örgüt mensuplarının 29 Ekim'de Ankara ve İstanbul'da eylem yapmak amacıyla 17 Ekim'de Almanya'dan Türkiye'ye geldiğini kaydeden Çakır, şöyle devam etti:
       "Bu kişiler, Mehmet Demir'in evinde 16 örgüt üyesiyle buluşarak, kutlamalarda 15 örgüt mensubunun Göğ'ün liderliğinde Fatih Camii'nde öğle namazını müteakip tevhid ve hilafet devleti bayrağını açarak silahlı işgal yapıp güvenlik kuvvetleriyle girişecekleri silahlı çatışmada ölene kadar direnme, dört örgüt mensubunun da Armağan liderliğinde kiralayacağı özel uçakla Anıtkabir üzerinde intihar saldırısı gerçekleştirmesi kararı almış."
       Bunun üzerine Armağan liderliğindeki dört kişinin intihar saldırısında kullanacakları uçağı belirlemek amacıyla 22 Ekim'de Bursa'da kiraladıkları uçakla deneme uçuşu yaptıklarını belirten Çakır, "28 Ekim'de uçağı kiralamak üzere aynı şirkete gittiklerinde hava muhalefeti sebebiyle uçağın kalkamayacağının söylenmesi üzerine eylemi 10 Kasım'da Anıtkabir'de yapılacak törenlerde gerçekleştirmek için ertelemişler" dedi.

       Eylemde kullanılacak patlayıcının TEM Otoyolu Bolu Mevkii'nde yol kenarına, bir kısmının da Fatih Camii işgalinde kullanmak için cami bahçesine gömüldüğü belirten Çakır, şunları söyledi:
       "Göğ'ün liderliğindeki 15 kişi ise, 28 Ekim'de Sivas'tan İstanbul'a gelerek aynı gün Fatih Camii'nde yapacakları eylemin, plan ve keşif çalışmasını gerçekleştirdiği belirlendi. Bu kişileri uzun süredir takip eden polis, 28 Ekim akşamı Gaziosmanpaşa'daki bir örgüt mensubuna ait evde bu kişileri yakaladı."

       Yakalananların kaldıkları ev ve gösterdikleri yerlerde yapılan aramalarda, iki tabanca, bu silaha ait şarjör ve 65 fişek, 3 pompalı av tüfeği, Anıtkabir eyleminde kullanılmak üzere birbirlerine paralel bağlanmış, içleri barut dolu 3 piknik tüpü, 9 fünye, 9 dinamit lokumu, 4.5 metre saniyeli fitil, 9 göz yaşartıcı sprey, 4 yeşil zemin üzerine beyaz Arapça yazıyla tevhid ve hilafet bayrağı, 2 el telsizi, bir teksir makinası, 2 Mercedes marka otomobil, örgüt kurucusu Cemalettin Kaplan'ın konuşmasını içeren 20 video kasedi, eylemde kullanılacak uçağı 28 Ekim akşamı gizlemek için 6 metre eninde ve 6 metre boyunda branda, eylemde uçağı kamufle etmek için kuyruğuna asılacak bir metre eninde ve 3 metre boyunda "Atam izindeyiz" pankartı, patlayıcıları taşıdıkları otomobil, bol miktarda örgütsel kitap ve giyim eşyası elde edildi.
       Olayın polisin planlı ekip çalışmasıyla ortaya çıktığını belirten Çakır, "Vatana, devlete, cumhuriyete hıyanetin ölçüsünü göstermesi açısından ibret verici durumdur. Ele geçirilen zanlılar, en kısa zamanda adalete intikal ettirilecektir" dedi.

       AFİD Lideri Metin Kaplan'ın Almanya'dan iadesi için gerekli prosedürü başlattıklarını bildiren Çakır, "Buraya kadarki bizim, sonrası devletin diğer mekanizmalarının işidir" açıklamasında bulundu.
       Yakalanan kişilerin dünyaca ünlü terörist Usame Bin Laden'le ilişkili olup olmadığı yönünde bir bulgu elde edemediklerini ifade eden Çakır, soruşturmanın yeni bulgular ele geçtikçe derinleştirileceğini söyledi.
       Örgütün Almanya gençlik sorumlusu Göğ, Selami Boztepe, Kuddisi Armağan, Nizamettin Kılıç, Kadir Kızıltaş, Murat Kızıltaş, Ali Karataş, Murat Özdemir, Seyit Ahmet Bay, Muharrem Kavak, Fikrit Cinci, Oktay Kuşkaya, Mehmet Bıyık, Bayram Koç, H. Ahmet Özdemir, Abdülkerim Demir, Tanju Pekdemir, Fikret Çakmak, Ahmet Bakır, Halis Serin, Ahmet Coşman'ın bugün İstanbul DGM'ye sevki bekleniyor.

       ALMAN iç istihbarat örgütü Anayasayı Koruma Örgütü'den (BfV) yetkili uzman Stachelsheid, karases Cemaleddin Kaplan'ın ölümünden sonra liderliği üstlenen oğlu Metin Kaplan'ın da kendisini halife ilan ettiğini ve Anadolu İslam Federasyonu kurmak istediğini bildirdi.
       Almanya'yı eylül ayı başında ziyaret eden 12 Türk gazeteciye, Bonn yakınlarında BfV tarafından bir brifing verildi. BfV'nin ikinci adamı olan Klaus - Dieter Fritsche kuruluş üzerine bilgi verirken, Stachelsheid isimli uzman Almanya'daki Türkiyeli aşırı gruplardan Kaplancıları anlattı.
       Cemaleddin Kaplan'ın hayattayken kendisini halife ilan ettiğini hatırlatan Stachelsheid, oğul Metin Kaplan ve örgütün son durumu için şu değerlendirmede bulundu:
       "Tuhaf ve ilginç bir örgüt. Anadolu İslam Federasyonu kurmak istiyorlar. Saçma sapan ajitasyonlarda bulunuyorlar. Kaplan'ın ölümünden sonra oğlu Metin Kaplan kendini halife ilan etti. Çok agresif birisi, babasından daha ileri gitti. Köln'de bir yerel gazeteyi tehdit ettiler, cihat çağrısı yaptılar. Demokrasiyi yıkmak istiyorlar. Alman etkili çevreleri, dini temelli örgütlerle politik emeller için dinin kullanılmasını birbirinden ayırmak istiyor. Almanya, Kaplan'a siyaset yasağı koydu, ama dini faaliyet yapma yasağı koymadı. Kaplan'ın bin 300 taraftarı var. Düzenli bağış topluyor. Siyaset yapma yasağına karşı gelirse, alacağı ceza bin mark. Kaplan için bu parayı bulmak çok kolay. Kaplan'ın iltica talebi kabul edildi. Onun sınır dışı edilmesi mümkün değil.
       Almanya'da tarihsel bir deney var. Bir örgütü yasaklamak en son çaredir. Önce diyalog aranır, konuşulur. Yasak bazen önemli bir adımdır, ama beyinlerde bir değişim yaratmaz. Beyni değiştirmek lazımdır."

       EMNİYET Genel Müdürü Necati Bilican, Metin Kaplan yanlılarının Anıtkabir'e intihar saldırısı hazırlığı yaparken yakalandığı operasyonla ilgili olarak "Bu operasyon bir anda olmadı. Avrupa'dan beri takipteydik. Dünyayı sarsmak ve Türkiye'nin imajını zedelemek amacındaydılar" dedi.
       Özel Tim'in Emniyet Genel Müdürlüğü Özel Harekat Daire Başkanlığı Gölbaşı Tesisleri'ndeki tatbikata katılan Bilican, Türkiye'ye iki koldan giren ve Bursa'dan kaçıracakları uçağa dinamit yükleyerek 29 Ekim günü Anıtkabir'e intihar saldırısı planlayan "Karases" Cemalettin Kaplan'ın oğlu Metin Kaplan yanlılarıyla ilgili olarak şu açıklamayı yaptı:
       "23 kişi şu an gözaltında, eylem planları ele geçti. Soruşturma sürüyor. Eylemi yapsalardı, devletin önemli şahsiyetleri ve bayram dolayısıyla Türkiye'de bulunan devlet misafirleri zarar görecekti. İçlerinden özellikle ikisi özel yetiştirilmiş, uçak kullanmayı da biliyor. Daha çok kan dökülsün diye dinamitler tüplerin içine yerleştirilmiş.
       Devlet olayı dikkatle takip ediyor. İstanbul ve Avrupa'daki hareketleri takip edilmek suretiyle yakalandılar. Bir anda olmadı. İş olgunlaşınca ele geçirdik. Oyunlarını zamanında bozduk. Hainlikleri burada, devlet büyüklerine zarar vermekle bütün dünyayı sarsmak, Türkiye'nin imajını zedelemek istiyorlardı."

       DİYANET İşleri Başkanı Mehmet Nuri Yılmaz, Kaplancılar diye bilinen yasadışı örgütün Anıtkabir'e yönelik saldırı planlarını "delilik" olarak nitelendirdi.
       80 il müftüsünün katıldığı ve camilerin Diyanet'e devrinin görüşüldüğü Antalya'daki toplantıda konuşan Yılmaz, "Almanya'daki sözde Anadolu Federe İslam Devleti örgütü lideri Metin Kaplan ve adamlarının yaptıklarının İslamla bağdaşır yanı yok. Bunların yaptığı delilik" dedi.
       Dinin siyasi ve ticari amaçlara alet edilmesinin en büyük sıkıntılardan biri olduğunu vurgulayan Yılmaz şöyle devam etti:
       "Dinin amacı insanları mutlu etmektir. Türkiye'de din bir kavga aracı haline getiriliyor. Huzur ve barış dini olan ilahi sistemi kavga aracı haline getirirseniz bundan Türkiye zarar görür."

       DYP Genel Başkan Yardımcısı Nahit Menteşe de, Türkiye'de teokratik devlet kurma özlemi taşıyan "Karases" yanlılarının PKK gibi tehlikeli olduğunu belirterek "Hizbullah PKK'yla ortak hareket etti. Anıtkabir'e yönelik eylem planlayan teokratik devlet heveslisi Karases, ağzımızın tadını bozmak istedi. Emniyetin ve diğer istihbarat birimlerinin başarılı operasyonları sonucu facia önlendi" dedi.