The Others Kebap ve spiker

Kebap ve spiker

27.09.2003 - 00:00 | Son Güncellenme:

Kebap ve spiker

Kebap ve spiker



Şeyda Elçi "özel televizyonların" parlak döneminin isimlerinden. Daha doğrusu ilk adımların atıldığı, daha medya savaşlarının pek bilinmediği bir dönemin, yani güzel günlerin isimlerinden. TRT'de 5 yıllık spikerlik tecrübesinin ardından İstanbul'a transfer olur. Kanal, o yıllarda spikerlerini Ankara'dan alan Star'dır. Şeyda Elçi'nin adı burada "felaket tellalı"na çıkar. Çünkü Elçi hep kazaların, yani "son dakika" canlı yayınlarının vazgeçilmez ismi olur. Bu alanda bir de rekoru var Elçi'nin. 1994 yılında Boğaz'da çok büyük bir deniz kazası yaşanır. Kıbrıs Rum Kesimi petrol tankeri ile Yunan bandıralı kuru yük gemisi çarpışmış, 33 gemici yaralanmış, 16'sı kaybolmuştur. Şeyda Elçi "Gece Hattı"na o gece saat 22.30 civarında girer, stüdyodan çıkışı ise sabah 10.30'u bulur... Daha sonra HBB, Kanal 9 ve İzmir'de Ege TV günleri... "Sıtkım sıyrıldı ve artık yeter dedim" diyor Elçi. Şimdi deneyimli spiker, iletişim yeteneğini başka bir alanda sürdürüyor. Yaklaşık 10 yıldır sahil yolu Bakırköy istikametinde Türkmen Sofrası'nın (artık Anadolu Türkmen Sofrası) yöneticiliği. Kendi deyimi ile "direksiyonun başına geçtim ve rotayı değiştirdim" diyor. Çağırdı, gittik, yedik... Toros kebabı bu mekanın yıldızı. Patlıcan, biber, domates közleniyor. Üstüne tavuk, kuzu şiş ve Adana harmanlanarak konuyor. Onun da üstüne kaşar ve fıstık serpiştiriliyor. Ve hazır tabak kömürün üzerinde kıvama gelene kadar pişiriliyor. Bakın anlatırken bile biraz karışık oldu ama ağız sulandırıyor yani. Bir de babaganuş yedik meze olarak. O da acayip iyi gitti. Yani burası Bakırköy'e giderken gayet keyifli bir yer. Yeni imajıyla (moda deyimle) resmen 10 Ekim'de açılıyor. Bir de "Türk Bar" var... Sabaha kadar muhabbet olabilirmiş, hatırlatalım.

Olimpia, Manhattan oldu
Ankara Manhattan (Ankara'nın marka müzik mekanı) bundan böyle İstanbul'da... Cazın her tadı ve rock gruplarının iyilerine her zaman kapılarını açmış, böylece Ankara'nın bozkırında müziğe hasretleri misafir etmiş bir yer. Ben çaldığımız dönemde (Bulutsuzluk Özlemi olarak) tanıştım Manhattan ile. Ankaralı, kendine güvenen, gençlerine de (Süleyman Bağcıoğlu, bizim Utku, basçımız Burak mesela) "hadi gelin çalın bakalım" diyerek epey güçlü bir grup (Bu arada Ankaralıların muhafazakar rock'çı ve çok disiplinli olduklarını söyleyebilirim) geleneğine de ön ayak olmuş bir yer...
***
İstanbul Manhattan aslında tarihe de tanıklık ediyor. Yani eski Olimpia Pavyon... Saint Antoine kilisesinin biraz ilerisindeydi otobüs durağı. Ben okul çıkışı durağa giderken çerçevelenmiş bir afişin önünden geçerdim. O Özcan Tekgül'ün resmiydi. Ve o resmin sahibi de Olimpia Pavyon'da sahne alırdı. Çok güzel bir kadındı. Annesi Feriha Tekgül 1950'li yılların starıydı. Sonra bu unvanı o devraldı.
***
Olimpia 1976 yılında Mehmet Bahar tarafından açılmış. İçeri kravatsız girmek mümkün değilmiş. "Ekaliyetin girdiği bir gece kulübü"ymüş. Zerrin Egeliler, Türkan Şoray, Sezen Aksu sahnede yer alırlarmış. Bir de Türk filmlerinin gazino sahneleri hep burada çekilirmiş. Sonra kulübü burada komilikten başlayıp şef garsonluğa kadar yükselen Mustafa Kocataş almış. Revülerin moda olduğu yıllar. Ve gel zaman git zaman Olimpia belini doğrultamamış. Kader onun yolunu Manhattan'ın sahibi Taner Akdoğan ile buluşturmuş. Türk filmlerinin unutulmaz gazinosu artık cazın, eskiden şaşmayan rock'çıların ve 80'li kuşağın ritimleri ile yeni bir yolculuğa çıktı. Hayırlı olsun diyelim...
Not: Bu bilgilere Selcen Tanınmış'ın, Hürriyetim internet sitesindeki "Kuzey Yıldızları" başlıklı yazısından ulaştım. n