The Others Kelepçeli muteber!

Kelepçeli muteber!

02.10.2000 - 00:00 | Son Güncellenme:

Kelepçeli muteber!

Kelepçeli muteber


       Cumartesi gecesi. Deniz Baykal'ın tatilden döner gibi CHP'nin başına geçişini beklerken, gazetenin bir haftalık sayılarını gözden geçiriyorum.
       Tuhaf...
       Şu bir haftalık ömrümüz neler görmüş geçirmiş.
       Birkaç günlük hayata ne kadar da ak düşmüş!
       * * *
       Pazartesi. Manşetimizde, Ömer Erbil'in, daha sonra aklanan Mehter Takımı'nın başı hakkında, Hizbullahçılık soruşturması açıldığı haberi var. Aynı gün Barçın Yinanç, Türkiye'nin, Kuzey Irak'a cep telefonu şebekesinin ambargoyu delip delmeyeceğini araştırdığını yazmış. Bir önceki haber de ambargoya ilişkin: Rus ve Fransız uçakları yasağı delerek Bağdat'a uçuyor. BM kınıyor, ABD rahatsız!
       Salı. Başyazarımız Güneri Cıvaoğlu'na demeç veren Baykal'ın, "İşi ehline verin" sözleri manşette. Manşette üç sütun da, Devlet Bakanı Recep Önal'ın, üç kamu bankasının özelleştirilmesine ilişkin kararnameyi Cumhuraşkanı'nın iade edebileceğini Dünya Bankası'na iletmesine ayrılmış. Krizi haber veren sözleri, sadece Milliyet manşetine taşımış. Ruşen Çakır, Abdullah Karakuş ve Güven Özalp'in izlediği Recai Kutan'ın Avrupa'da uğradığı hüsrana ilişkin dizinin ilk bölümü de aynı sayfada.
       Çarşamba. Güneri Cıvaoğlu, "O ehil biziz" diyen Altan Öymen'in Baykal'a yanıtını yazıyor. Manşette, bir gün önce duyurduğumuz Çankaya - hükümet krizini ilan eden açıklamalar da var.
       Perşembe. Fikret Bila, Ecevit'in çevresindeki değerlendirmeleri "Sezer'de hata yaptık" başlığıyla veriyor. "Hata yaptık" sözleri, hükümet üyelerinin resmi açıklamalarıyla sürüyor.
       Aynı gün büyüyen diğer haber; yazarımız Meral Tamer'in, deprem için kaleme aldığı "Enkazın baş sorumlusu kim" başlıklı yazısında "9. Cumhurbaşkanı Demirel'e hakaret ettiği" gerekçesiyle 16 ay hapis cezasına çarptırılması. Diğer adaylarla CHP turunu tamamlayan Cıvaoğlu'nun söyleşileri... Mehmet Çiftçi'nin futbolcu Oktay'ın İspanya'da tehdit gördüğünü içeren özel haberi de birinci sayfada.
       Cuma. Fikret Bila'nın Rahşan Ecevit'le yankı yaratan söyleşisi "Rahşan Hanım'ın af listesi" başlığıyla manşette. Yasemin Çongar'ın, Ermeni soykırımı iddialarını içeren tasarının görüşmelerinin ertelendiği... Tolga Şardan'ın, uyuşturucu operasyonunda kuşkulanılan köstebeklerden birisinin İstanbul Valisi'nin koruması çıktığı haberi de ilk sayfada.
       Ve Tolga'nın, yatla yurtdışına kaçacağı ayrıntısıyla verdiği Egebank'ın eski sahibi Yahya Murat Demirel'in gözaltına alınışı aynı gün sürmanşette: Demirel'e çete kelepçesi!
       Cumartesi. Demirel'in Marmaris'te hazırlattığı yatın Hasan Dalgıç tarafından çekilen fotoğrafı manşete çekilmiş. Aylardır Egebank vurgununu belgelerle yazan Tarık Yılmaz'ın, uçurulan paraların rotasına ilişkin dosyaları da.
       Yukarıdaki satırlar altı günün özeti sayılır.
       Ne yazık ki bu hafta aşina olduğumuz bir skorun da, medyadaki dostlara karşı şakayla karışık tekrarı:
       Altı - Sıfır!
       * * *
       Şu, neredeyse bir ziynet eşyası gibi yutturulmaya çalışılan çete kelepçesini önemsemek gerekir. 9. Cumhurbaşkanı, "Yeğenimin bir kusuru varsa, kanun icabını yapacak" diyor ve ekliyor:
       "Yalnız, herkesin de hukukun içinde kalınarak muameleye tabi tutulması gerekiyor."
       Çağrışımı ne kadar çok, soruları ne kadar doğurgan bir eşitlik talebi.
       Yeğeninin, gazeteci Metin Göktepe gibi, polisin elindeyken "duvardan düşüp", Allah muhafaza, ölmemesini mi kastediyor?
       Ya da Ulucanlar'da delik deşik olan, Burdur'da kolları bacakları kopan canları devlete emanet mahkumları... Yeşilyurt'ta dışkı yedirilen köylüleri... Manisa'da işkenceden geçirilen çocukları mı?
       Belki de, gözaltında ölüveren niceleri gibi sendikacı Süleyman Yeter'i kastediyor eski Cumhurbaşkanı...
       Veya hiçbirini anımsatmayı zinhar düşünmüyor da... Gözaltında iskender kebap ve tavuk getirten yeğeni gibi diğer sanıklara da servis yapılmasını istiyor!
       Ne olursa olsun, şu manzaraya bakar mısınız:
       - Yeğen, "çete kurarak banka boşaltmakla suçlanıp, yurtdışına kaçmaya hazırlanırken" yakalanıyor.
       - Amca, "bu" yeğeni için Azerbaycan Devlet Başkanı'na "Banka sektöründe tecrübeli, muteber bir işadamı olarak dürüstlüğünden şüphe duymadığım Sayın Murat Demirel'den yakın ilgi ve desteğinizi esirgemeyeceğinizden eminim" diye mektup yazıp, "Cumhurbaşkanı" olarak imzayı basıyor.
       - "Cumhurbaşkanlığı makamına hakaret"ten mahkum edilense, depremde yıkılan binaların altında kalan 17 bin hayatın hesabını soran Meral Tamer oluyor!
       Evet. Yasalar önünde eşitlik.
       Bütün banka batıranlar için bir Cumhurbaşkanı mektubu: "Pek dürüsttür, pek muteber!"
       Gözaltındakilere bir sandviç, tavuklu.
       Ve herkese 1.5 iskender.
       Yoğurtlu!