KKTC yönetimi: Kamu yönetimine yoğunlaşmak

Türkiye’de yaşanan gelişmeler, dikkatimizi Kıbrıs’ın ötesine kaydırıyor. Bunu herkesin anlayabileceğini sanıyorum. Kıbrıslı Türklerin geleceği ile Türkiye’nin geleceğini birbiri ile ilintili görenlerin, dikkatlerini Türkiye’ye ve Türkiye ile ilgili olaylara yoğunlaştırması beklenen bir şey olduğundan daha çok bir gerekliliktir.
Ne var ki, kaderimiz Türkiye ilişkidir diye edilgen bir pozisyonda, olaylara seyirci halde yaşayamayız; yaşamamalıyız. Türkiye’den alınacak siyasi ve mali desteğin hayatımızı iyileştirebilmesi için Kıbrıslı Türkler ve onların siyasi temsilcisi olanların da sorunlarını bilmesi, tanımlaması ve çözüm yolları üzerinde çalışması gerekir.

Son günlerin demeçleri
KKTC’deki yeni hükümetin liderleri olarak Başbakan Özgürgün ile Başbakan Yardımcısı Denktaş’ın son günlerde verdikleri demeçler, hükümetin yönelimlerini ortaya koymaktadır.
Bir hükümet, ülke gündemindeki bütün sorunlarla ilgilenmelidir. Bu bağlamda Başbakan ve Başbakan Yardımcısı’nın konuşmalarında bütün sorunlarımız ile ilgili ip uçları bulmak mümkündür. Herkes, kendini ilgilendirdiği kadarını okuyup, hükümetin yeni dönemde yapabilecekleri hakkında öngörü sahibi olabilir ve kendi de bu öngörüye göre pozisyon alabilir.
Bu iyi bir şey!
Ama KKTC hükümeti gibi kapasitesi sınırlı herhangi bir hükümet, her sorunla ilgilenirken, “esas mesele” veya “kök sorun” diye nitelendirilebilecek bir veya iki konuya yoğunlaşmasını da bilmelidir. Tersi durumda başarı şansı yoktur ve idare-i maslahat kaçınılmazdır.

Esas mesele
Ülke sorunlarımıza genel bir bakış, Kuzey Kıbrıs’taki esas meselenin veya diğer birçok soruna kaynaklık eden temel sorunun kamu yönetimi olduğunu açıkça ortaya koymaktadır:
Susuzluk çekiyoruz: Çünkü kamu yönetimi üzerine düşeni yapmamış, Türkiye’den gelecek suyun nasıl dağıtılacağına ilişkin kağıt üstü hazırlıkları bile yapmamıştır.
Yatırım eksikliği var: Çünkü kamu yönetimi Ülkesel Fiziki Planı ancak 40 senede yapabilmiş, imar planlarını yapamamış; nereye ne yatırımı yapılabileceğinin kararını bile vermemiştir.
Maaş sorunu var: Çünkü kamu yönetimi şişirilmiş, olmayan işlere işe gitmesine bile gerek olmayan insanlar alınmış ve maaşlar ödenemeyecek düzeye çıkarılmıştır.
İsterseniz daha yüzlerce örnek verebilirsiniz. Nereye el atsanız, karşınıza verimsiz kamu yönetimi çıkacaktır.

İşe başlama noktası
Bu durumda, işe başlama noktamızın mutlaka ve mutlaka kamu yönetimi olması gerekir. KKTC Meclisi’nde kamu reformuna başlangıç oluşturacak Kamu Görevlileri Değişiklik Yasa Tasarısı bulunuyor. CTP, UBP ve DP, bu tasarının oluşmasına katkı koydukları gibi çıkmasında da işbirliği yapmalıdırlar.
10 yıldan beri üzerinde çalışılan e-devlet projesi en az bu yasa değişikliği kadar önemlidir. Bu proje de olabildiği kadar hızlanmalıdır.
Ama bunlar yapılsa bile kamu yönetimi kendiliğinden düzelecek değildir. Bu iki temel üzerinde yükselecek bir de aksiyon planına ihtiyaç vardır.
Ve tabii ki liderliğe...
Başbakan ve Başbakan Yardımcısı, demeçlerinden de anladığımız kadarıyla pek çok konu ile ilgilenmeye gönüllüdürler. Ama liderlik göstermek istiyorlarsa, esas olarak kamu yönetimine yoğunlaşmalarını öneriyoruz. Gerisinin çorap söküğü gibi gelme ihtimali vardır.
Enerjilerini buna harcamaya değecektir.