The Others Koskoca devletin bir anneye ettiği

Koskoca devletin bir anneye ettiği

09.09.2001 - 00:00 | Son Güncellenme:

"Minik Kuş, Minik Kuş" çocukları elinden alınan bir annenin trajik ve gerçek öyküsünü anlatıyor

Koskoca devletin bir anneye ettiği

Koskoca devletin bir anneye ettiği

"Minik Kuş, Minik Kuş" çocukları elinden alınan bir annenin trajik ve gerçek öyküsünü anlatıyor

Koskoca devletin bir anneye ettiği
ALİN TAŞÇIYAN

Gerçeklik çoğu zaman kurmacayı aşar. Bazı olayların gerçek yaşamda meydana geldiği bilinmese izlediğimiz filme inanmakta güçlük çeker, abartılı bir melodram olduğunu düşünürüz. "Minik Kuş"u duygusallık batağına düşmekten kurtaran, elbette Ken Loach’un yalın anlatımı ve politik tavrı. Bir de başrol oyuncusu Crissy Rock’ın olağanüstü performansı.
Film, dokunaklı olmakla birlikte aslında ciddi hukuki bir soruna eğiliyor: Devletin birey üzerindeki baskısına. Sosyal devletin özel yaşama nereye kadar müdahale edebileceği ve başlı başına sosyal devlet kavramı sorgulanıyor. Thatcher sonrası dönemde İşçi Partisi’nden Başbakan John Major’ın hükümetinin politikaları, karmaşık bir davayla mercek altına alınıyor.

Ölçülü ve duyarlı bir anlatım
Maggie, hiçbiriyle evlenmediği dört ayrı erkekten dört çocuğu olan bir kadındır. Filmin hemen başında öyküsünü bir gece birlikte olduğu Latin Amerikalı politik sığınmacıya anlatır.
Maggie, iş bulursa çalışır, bulamazsa sosyal yardımla geçinir. Sık değiştirdiği sevgililerinden sonuncusu ona ve çocuklarına karşı şiddet kullanınca bir kadın sığınağına gider. Bir gece dışarı çıkıp eğlenmek için çocuklarını odaya kilitler. Anahtarı bir komşusuna bırakmayı da akıl etmez. Ancak odada yangın çıkıp büyük oğlu ağır yaralanınca çocuklarını ondan alırlar. Ailenin yeniden bir araya gelmesi için bir sosyal merkezde kalmaları şart koşulur. Burada rahat edemeyen Maggie bir daire tahsis edilmesi için başvuruda bulunur ama isteği kabul edilmez. Bunun üzerine Simon’a döner. Birlikte çocukları kaçırırlar! Yakalanınca çocukları mahkeme kararıyla Maggie’nin velayetinden alınır...
Ölçülü ve duyarlı yaklaşımıyla bu modern politik sinema klasiğini kaçırmayın.
CNBC-e / 21.00

"Minik Kuş, Minik Kuş / Ladybird, Ladybird"
• Yön: Ken Loach
• Gör: Barry Ayckroyd
• Sen: Rona Munro
• Müz: George Fenton
• Oyn: Crissy Rock, Vladimir Vega, Sandie Lavelle, Mauricio Venegas


Karanlık bir western
Örneğine pek sık rastlanmayan karmaşık kişilikler içeren "Laramieli Adam"ın zengin bir oyuncu kadrosu var
Karanlık atmosferli, karmaşık karakterli bir western’e kolay rastlanmaz. "Laramieli Adam" Antony Mann’ın mizanseni, James Stewart, Arthur Kennedy ve Aline MacMahon’un başarılı performanslarıyla da ilgiyi hak ediyor.
Filmimiz, New Mexico yakınlarındaki Coronado kasabasına erzak taşıyan bir konvoyun varışıyla başlıyor. Will Lockhart (James Stewart) ve yarı - Apaçi yardımcısı Charley’in asıl amacı Apaçilere tüfek satan kişiyi bulmak. İsyancı Apaçilerden bir grup bu tüfeklerle aralarında Will’in erkek kardeşinin de bulunduğu askerleri öldürmüş... Kasabadan eli boş dönmek yerine çöldeki tuzladan biraz tuz yüklemek isteyince başı zengin çiftçinin saldırgan oğluyla belaya giriyor.
Kör olmak üzere olan ve paranoyak eğilimler gösteren baba Alec Waggoman (Donald crisp), Kral Lear’i anımsatan trajik bir kişilik. Oğlu ve oğlu gibi sevdiği kahyası Vic (Arthur Kennedy), bir zamanlar evlenmek üzereyken ayrıldığı Kate (Aline MacMahon) ve son olarak Will ile ilişkileri filme apayrı bir boyut ve gerilim katıyor.
Anthony Mann ile James Stewart’ın birlikte çalıştığı sekizinci film olan "Laramieli Adamöda bu işbirliğinin ne kadar uyumlu olduğu hemen göze çarpıyor. Stewart ile MacMahon arasında izleyiciye geçen elektriklenme daha sonra "Cimarron" adlı filmin başrollerini paylaşmalarına yol açtı.
OLAY / 00.45

"Laramieli Adam / The Man From Laramie"
• Yönetmen: Anthony Mann
• Görüntü: Charles Lang
• Senaryo: Philip Yordan, Frank Burt
• Müzik: George Duning, Lester Lee
• Oyuncular: James Stewart, Arthur Kennedy, Donald Crisp, Cathy O’Donnel, Alex Nicol, Aline MacMahon


Ayak takımını baştacı eden sinemacı
Türkiye’de en sevilen yönetmenlerden biri Ken Loach. Sosyalizmin değerlerini sinema endüstrisinin yozlaşmış anlayışına karşı savunan bir kale, adeta. Mike Leigh ile birlikte Britanya sinemasının 60’lı yıllardaki Özgür Sinema akımının günümüzdeki temsilcisi. Genç kuşak üzerinde derin bir etkisi var.

Sıcacık bir hümanizma
Ken Loach’un karizması yalnızca politik filmler yapmasından, sıcacık hümanizmasından kaynaklanmıyor. Tüm yaşamı sanatını desteklediği için klasik tarzını ve yalın anlatımını beğenmeyenler bile ona saygı duyuyor.
Loach’un filmlerini tüm kitleler için anlaşılır ve hissedilir kılan, özellikle de içinden geldiği işçi sınıfına ulaştıran belirli özellikleri var. Loach, sinemada tanınmamış oyuncularla çalışmayı tercih eder. Onlara senaryonun tümünü de vermez. Canlandıracakları kişiliklerin duygularını tatsınlar diye...

Didaktik değil duygusal
Filmleri hiçbir şekilde didaktik değil, hatta doğrudan eleştirel de sayılmaz. Aşk, aile bağları, dostluk ve dayanışma temalarının, bireyin ön planda olduğu öyküler anlatıyor. Karakterleri işsizler, vasıfsız işçiler, sorunlarla boğuşanlar insanlardan oluşuyor.
"Atayurdu", "Ayak Takımı", "Yağan Taşlar", "Gizli Dosya", "Ülke ve Özgürlük", "Carla’nın Şarkısı" gibi olağanüstü filmlere imza atan Loach, Venedik Film Festivali’nde "The Navigators" adlı filmiyle Altın Aslan için yarışıyor.

Ciddi konular da var, farklı söyleşiler de
CİHAT ŞENER’LE BİR HAFTA:
Cihat Şener, konuklarıyla geride kalan haftayı değerlendiriyor.
TV8 / 10.00

PACK-SHOT:
Reklamcı Güneş Tulga çekim ekibiyle, "12 Dev Adam" reklamının perde arkasını konuşacak.
TV8 / 14.10

MESLEĞİNİ RENKLENDİRENLER: ,
Farklı alanlarda da uğraş veren meslektaşlarını tanıtan Dr. Ali Nurettin Gürses bu kez, AKUT’çu Dr. Feridun Çelikmen’i konuk ediyor.
MEDICAL CHANNEL / 20.00

MEHMET ALİ-SEDA SHOW:
Müzik ve sohbetin iç içe geçtiği programın konuk listesinde Rober Hatemo, Cengiz İmren ve oryantal Zümre var.
KANAL D / 22.45

FLASH GÜNDEM:
Ferhan Şaylıman, "Türkiye’yi kasıp kavuran ekonomik kriz, bazı güçler tarafından mı sürdürülüyor?" sorusunu tartıştırıyor.
FLASH TV / 22.00

Basketbolda Avrupa’nın en büyüğü belli olacak
TÜRKİYE-LİBYA FUTBOL KARŞILAŞMASI:
Tunus’ta düzenlenen Akdeniz Oyunları’nda Türkiye bugün Libya ile karşılaşıyor. Maç naklen yayınlanıyor.
TRT 2 / 19.55

AVRUPA BASKETBOL ŞAMPİYONASI FİNALİ:
Ve büyük gün geldi çattı. Basketbolda, Avrupa’nın en büyüğü bugün belli olacak. Eğer yol çalışması sırasında bir kepçe TRT’nin fiberoptik kablolarını (geçen haftaki gibi!) koparmazsa; final maçı TRT’de naklen yayınlanacak. Milliyet Pazar baskıya hazırlandığı sırada finalistler belli değildi, dolayısıyla Türk Milli Takımı’nın şampiyonluk mu yoksa, üçüncülük için mi salona çıkacağı bilinmiyordu. Eğer "12 Dev Adam" final oynayamazsa TRT 1 ve TRT 3’ün yayın akışı değişecek. Final maçı TRT 3, Türkiye’nin oynayacağı üçüncülük maçı ise TRT 1’den naklen yayınlanacak.
TRT 1 / 21.10

BARCELONA-VALLECANO:
Banttan yayınlanacak maç, F. Bahçe’nin Şampiyonlar Ligi’ndeki rakibi Barcelona hakkında fikir vereceği için ayrıca ilginç.
TRT 2 / 22.00

MARATON:
Süper Lig’de tatil bitti. Haftanın maçlarından özet görüntüler, sıcağı sıcağına bu programda.
SHOW / 21.15

FUTBOL GECESİ:
Ligdeki son durumun konuşulacağı programda hafta içi yapılan milli maç da gündeme gelecek.
KANAL D / 23.45