Kuru gürültüye pabuç bırakmayın

Kuru gürültüye pabuç bırakmayın
Fanatik taraftarsınız, dilinizde marş, elinizde bayrak tribünlerdeki yerinizi aldınız... Gençsiniz, ya da ruhunuz genç, gece hayatını, eğlenceyi seviyorsunuz, sizi diskotek açıyor.... Bu ara dostlarınız pek sık evleniyor, düğün salonuna koşuyorsunuz. Maşallah, yerinizde torpilli, orkestra önü... Ya da "I Love This Game" diyerek basket maçlarını kaçırmıyorsunuz...
O halde, psikolojinize, sinir sisteminize, işitmenize... El Fatiha...
Şaka bir yana;
Evde, tenor babaların otorite aryaları...
Pazarda birden kulağınızın dibinde patlayan "koş vatandaş" naraları...
Mahalle arasında çocukların muzipçe yola attıkları çatapatları...
Arasında, uzmanlara göre, kamyon sesi, ilerlesene birader "dat datöları artık hayatımıza panik olarak girmeyi başardı.
Oysa, kim korkar gürültüden derken;
Her golü en fiyakalısından 7. 65’le kutlayan...
Ağzı olanın konuştuğu ortamda, küçük bir tartışmayı üste çıkmak uğruna ağız dalaşından sortisi bol it dalaşına çeviren...
500 metrekarelik salonda, bir uçtan bir uca arkadaşına bağıran...
Bir dublede beste, büyükte cümle aleme meydan "okuyan" bir toplumun üyesi olarak...
Yine uzmanlara göre, klakson ve araç sesinden ürküyor, sürekli gürültü alanlarında ürperiyorsak, lütfen sağa çekin.
Çünkü, tansiyonun tavan yaptığı, nabzın panik attığı bir ortamda, çaya çorbaya limon kadar, kalbe huzur gerekiyor.
Ki, "nasıl bilirdiniz" demesinler...




İSTANBUL