The Others Kutsal hazine avcıları

Kutsal hazine avcıları

25.10.1998 - 00:00 | Son Güncellenme:

Kutsal hazine avcıları

Kutsal hazine avcıları
25 Ekim 1998
Önay YILMAZ Bolu Emniyet Müdürlüğü ile Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü'ne bağlı ekipler Saddam'ın askerlerinin yağmaladığı tarihi eserlerle sikkeleri büyük bir operasyonla ele geçirdi. Kaçakçıların bu hazineyi yurtdışında pazarlama hayalleri böylece suya düştü. İşte operasyonun adım adım öyküsü...

Gecenin sessiz karanlığında Adana'dan İstanbul'a doğru bir minibüs ilerlemekteydi. İçindekiler birkaç saat sonra olacaklardan habersiz, taşıdıkları piyasa değeri 5 trilyon liralık defineyle neler yapılabileceğinin hayalini kurmaktaydı. İstanbul, ardından Avrupa ve ondan sonra gelsin paralar... Büyük bir servetin sahibi olmaya birkaç saat daha kalmıştı. Sürücü her an bir kontrol olabileceği endişesiyle tedirgin, aracın içinde bulunan diğer kişiye malları iyice saklayıp saklamadığını sordu. Aracın içindeki kişi sürücüye, "Merak etme iyice sakladım. Sen şüpheli davranma..." diye cevap verdi.
Minibüs hafif puslu bir havada Bolu'ya doğru ağır ağır ilerlerken içinde bir tarih taşıyordu. Karton kutuların içinde Roma, Bizans, Hellen, İslami ve Osmanlı dönemine ait birçok sikke ve değerli eşya vardı. Bu eşyaları kimler mi kullanmıştı? Roma imparatorları Dioklatunos, Constantin, Tacitus, Crispus ve İmparatoriçe Fausta ve daha niceleri... Aracın içindekiler sessizdi; sadece kazanacakları dolarları düşünüyorlardı. Başarılı bir işi gerçekleştirmenin gururunu da taşıyorlardı.
Eşyaların arasında nadide cam kandil Alaaddin'in Sihirli Lambası da vardı. Araçtakilerden biri, "Ya içinden bir cin çıkarsa?" diye sordu. "O zaman uçan halı ister daha rahat gideriz," dedi öteki. Gülüştüler. Nasıl olmuştu da bu eserler onların eline geçmişti? Bir taraftan da bunu düşünüyorlardı. Saddam'ın askerlerine dua ettiler. Onlar olmasaydı, yani Irak Kuveyt'i işgal etmeseydi, bu defineye asla sahip olamayacaklardı. Eserlerin çoğu Irak askerleri tarafından Kuveyt işgali sırasında yağmalanmıştı. Acaba Irak askerlerinin Kuveyt'e girişi Alaaddin Sihirli Lambası'nı ele geçirmek için miydi? Sonra bu eserler Kuzey Irak'ın Zaho kentinden Şanlıurfa ve Mersin'e, oradan da Adana'ya getirilmişlerdi. Eserlerden bazıları da Antalya Elmalı'dan kazı ile çıkarılmış; bazıları ise Rusya'dan gelmişti.

Suya düşen hayaller
TEM Otoyolu D - 100 Karayolu'nu kullanarak ilerleyen araç, Abant turnikelerine doğru yol almaktaydı. Bu arada gerçekten çok başarılı bir istihbarat yaparak büyük bir hazinenin gideceği güzergahı öğrenen Bolu Emniyet Müdürlüğü ve Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü'ne bağlı ekipler, araçtakilerin pembe hayallerini suya düşürecek operasyonu başlatmışlardı bile... Bolu Emniyet Müdürü Uğur Gür, ekiplere son talimatlarını veriyordu. Herkes yerini almıştı. Ve heyecanlı bir bekleyiş başladı. Günlerce, haftalarca, aylarca beklenen başarılı çalışmanın son perdesine gelinmişti. Son darbe vurulmak üzereydi. 01 TU 234 plakalı minibüsün yolda olduğu ve turnikelere doğru geldiği haberi alındı. Bir süre sonra beklenen an gelmişti. Minibüs uzaktan gözükmüştü. Operasyonun tamamlanmasına artık saniyeler kalmıştı. Minibüs turnikelerde durduğu zaman araçta bulunanlar için her şey bitmişti. Hayalleri suya düşmüştü. Aracın içindeki karton kutulardan 765 parça tarihi eser çıktı. Polis, aracın sürücüsü Nesih Ceylan ve eserlerin sahibi olduğu belirlenen Abdül Kuddüs Şen'i ve olayla ilgili 3 kişiyi daha gözaltına aldı. Bir kişi daha kalmıştı. O da, tarihi eserleri yurtdışına çıkaracağı belirlenen İstanbul'da 4 yıldızlı bir otelin sahibi Nihat Koşan'dı.

Her şeyi anlattılar
Şimdi sıra sanıkların konuşturulmasına gelmişti. Onlar da anlatmaya başladılar. Söz konusu eserlerden bir bölümü Irak'ın Kuveyt'i işgali sırasında, bu ülkeden Irak askerleri tarafından kaçırılmıştı. Bu eserler Zaho kentindeki Iraklı bir şahıs aracılığıyla Mersin'e, oradan da Adana'ya getirilmiş, bazıları ise Sarp sınır kapısından 1990 yılı içersinde, geçişlerin serbest olduğu dönemde, Ruslar tarafından ülkemize sokulmuştu. Yine sanıklar Antalya ili Elmalı'da yasa dışı yollarla çıkartılan tarihi ve maddi değerine paha biçilemeyen altın sikkeleri Amerika ve İsviçre'ye kaçıran otel sahibinin, ele geçirilen eserlerden önemlilerini başta yine ABD ve İsviçre olmak üzere değişik ülkelere pazarlayacağını belirtti. Otel sahibi Nihat Koşan'ın, yapılan araştırmada İstanbul'da 4 yıldızlı otelinin olduğu, yurdun değişik yerlerinde villa, yazlık ve gayrimenkullerinin bulunduğu ortaya çıkarıldı.
Yakalanan 765 adet tarihi eserin yurtdışına pazarlanması halinde piyasa değerinin en az 5 trilyon lira olacağı da ifade edildi.
Bu büyük operasyon başarıyla tamamlanmıştı. Sonuç olarak eserlerin hepsi ele geçirilmiş, beş sanık yakalanmış ve bir kişi de aranmaya başlamıştı.

Hazinede neler var neler?
* Geç Roma Dönemi: 3 adet altın sikke, 191 adet bronz sikke. M.S. 200 - 400 yılları arasında kurulan imparatorluğun bu dönemine Geç Roma dönemi deniliyor. Bu eserler, Roma imparatorlarından Dioklatunos, Constantin, Tacitus, Crispus ve İmparatoriçe Fausta'ya ait. Bu sikkelerin koleksiyon değeri ve maddi değerleri çok yüksek.
* Roma Dönemi: 24 adet gümüş sikke, 2 adet bronz sikke, 145 adet bronz ok ucu, 1 adet tanrıça heykel başı, 3 adet taş yüzük, 2 adet bronz yüzük, 5 adet altın yüzük, 9 adet cam sırça, 1 çift altın küpe, 1 adet bronz küpe, 1 adet figürün, 1 adet cam kap, 1 adet kurşun obje. Roma dönemine ait bu eserlerin M.S. 260 -261 yılları arasında Roma imparatorları olan Macrianus ve kardeşi Quietuz, diğer ok uçları, heykel başları ve cam eserlerin M.Ö. 490 - M.S. 1087 yılları arasında belirlenen tarih dilimi içersinde yer aldıkları, yine aynı döneme ait 24 ayar som altından yapılmış, Roma imparatorlarının evlilik yüzüğü olarak kullandığı, üzerlerinde Avrelius Bitus, Botu, Herkuli ile kaşında filozof Kameo başı yer alan yüzükler eşi ve benzeri az bulunan eserler.
* Bizans Dönemi: 7 adet altın sikke, 3 adet bronz sikke, 1 adet bulla. Bizans dönemine ait olup, o dönemde Solidus olarak adlandırılan altın sikkeler imparatorluğun devamı süresince krallar tarafından bastırılmış, orijinalliğini koruyan maddi ve tarihi değerleri yüksek olan eserler.
* Osmanlı Dönemi: 1 adet altın sikke.
* Atina Dönemi: 120 adet gümüş sikke. M.Ö. 490 - 407 yılları arasında basıldığı sanılan, bütün Ege ile Akdeniz sitelerinde kullanılan gümüşten sikkeler dönemin kralı Perikles tarafından bastırılmış olup, tarihi değeri yanında çok yüksek maddi bir değere sahip.
* Grek Roma Dönemi: 17 adet gümüş sikke, 16 adet bronz sikke, 1 adet gümüş drahmi. Roma döneminde bastırılan Grek şehir sikkeleridir. Bir yüzünde dönemin imparatorunun resmi, diğer yüzünde ise şehrin Grekçe ismi yazılı. Basımı az olduğundan Roma döneminin en değerli ve en az bulunan sikkeleri.
* Hellenistik Dönem: 7 adet bronz sikke, 40 adet Büyük İskender dönemine ait sikke, 8 adet Büyük İskender dönemine ait drahmi, 2 adet gümüş obal. Bu eserler Makedonya Kralı Büyük İskender ile Suriye krallarından Antiochus Evpatoros ve XI. Antiochus'un krallıkları döneminde basılmış olup, tarihi ve maddi değeri çok yüksek.
* İslami Dönem: 1 adet bronz sikke, 5 adet altın sikke. İslami döneme ait bu sikkeler Emeviler tarafından bastırılıp, o dönemde kullanılan tarihi ve maddi değeri çok yüksek eserler.
* M.Ö. 374 - 450 Yılları ile 1. Bin Yıllarını Kapsayan Dönem: 15 adet gümüş sikke, 1 adet oturan koyun heykelciği, 1 adet mermer kasecik, 6 adet hayvan tasviri, 1 adet boğa heykelciği, 1 adet dağ keçisi heykelciği, 3 adet bronz heykel, 2 adet bronz saç iğnesi, 2 adet bronz at heykelciği.
* Dönemleri hakkında kesin bilgi edinilemeyen 114 adet kolye tanesi, hamail, yüzük, küpe ve silindir mühürler, cam eserler, sikkeler, mezar eşyası atfedilen cam kandil.