The Others Muhalefet güçlü değil

Muhalefet güçlü değil

07.10.2000 - 00:00 | Son Güncellenme:

Muhalefet güçlü değil

Muhalefet güçlü değil


Sırbistan'daki gelişmeleri Bilgi Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı ve Rektör Yardımcısı Doç. Dr. Şule Kut'la konuştuk.


       *Belgrad'daki halk gösterileri "ihtilal" ve "devrim" olarak nitelendi. Siz bu değerlendirmelere katılıyor musunuz?
       Biraz abartılı buluyorum. Spontane yani kendiliğinden bir halk hareketi diyebiliriz ama bir devrim demek zor. 10 yıl önce Sırbistan'da halk sokağa dökülüp, milliyetçi liderleri istemediğini söylemiş olsaydı, iktidara yapışan Miloşeviç'i göndermek isteseydi, buna bir halk ihtilali diyebilirdik.
       Ülke nüfusunun yarısı muhalefete oy verdi ama diğer yarısı da vermedi. Muhalefet sanıldığı kadar güçlü değil. Vermeyenlerin muhalefetin bu hareketine karşı nasıl tepki göstereceği son derece önemli. Şunu unutmamak lazım: Halk destek verdiği için Miloşeviç Hırvatistan, Bosna ve Kosova'da bildiğimiz şeyleri yapabildi. Bunu gözardı edip, "demokratik bir toplumun başına bir felaket geldi; 10 yıldır bundan kurtulamıyordu, nihayet kurtuldu" şeklinde bir düşünce yanlış. Biraz temkinli olmalıyız.

       *Muhalefet lideri Kostunica nasıl birisi? Seçim kampanyasında Miloşeviç'i "Batı'ya teslim etmeyeceği"ni söylemişti...
       Kostunica uluslararası hukuk profesörü, karizması güçlü birisi değil. Onu çok inatçı ve dürüst birisi olarak anlatıyorlar. Ancak o da Sırp muhalefetinin içinde yer alan diğerleri gibi milliyetçi. Kostunica kendisine oy vermeyenleri de gözetmek durumunda. Pervasız çıkışlar yapacağını düşünmüyorum. Zaten Miloşeviç'in Savaş Suçları Mahkemesi'ne teslim edilmeyeceğini söylemesi de nüfusun diğer yarısının tepkilerini hafifletmek içindi. Konuşmalarına bakınca biraz kafası karışık ama belki haklıdır durum çok karışık.

       *Miloşeviç dönemi bitti mi?
       Miloşeviç diktatörlüğünün bittiğini söyleyebilirz. Atladığımız bir şey var: Aslında son komünist diktatörlük ortadan kalkıyor. Diğerleri bunu 10 yıl önce yapmıştı. Sırbistan için bu çok gecikmişti. Nasıl bir dönemin başladığını söylemek de kolay değil.
       Bütün Orta Avrupa ve Balkan ülkeleri 10 yıldır bir geçiş döneminde. Ancak, Yugoslavya için, bu geçiş dönemi bilinmezliklerle dolu. Şu anda Sırbistan'da bir saat sonra ne yaşanacağını bilmiyoruz. Sadece biz değil, Sırp muhalefeti de bilmiyor. Bir hafta önce muhalefetten bazı insanlarla görüşmüştüm. Onlar da ne yapacaklarını, ne olacağını, sokağa mı çıkılacak, çıkıldı mı bilmiyorlardı. Miloşeviç taraftarları sindi ama sonuçta bunun bir çatışmaya dönüşmeyeceğini kesin olarak söylemek de zor.

       *Rusya Kostunica'yı destekliyor mu? Miloşeviç'e destek olmuşlardı...
       Rusya'nın Sırbistan'la özel ilişkileri var. Ülke ikiye ayrılmış durumdayken, düşen iktidarı açık açık desteklemesinin bir nedeni yok.

       *Artık Sırbistan'ın demokrasiye doğru evrilişinde daha umutlu olabilir miyiz?
       Evet ama kırılgan bir dönem olduğunu da bilmek lazım. Kendisi ne kadar milliyetçi, parçalanmış bir muhalefetin başında olursa olsun, Kostunica'nın bir dikta rejimi kurmak emeli olacağını sanmıyorum. Ayrıca bir diktatörün gitmesi bir ülkeye demokrasinin gelmesi anlamına da gelmez. Sırbistan toplumunun demokratikleştiğini söylemek için erken.
       Komşu ülkeler, Karadağ ve Kosova rahat değil. Kimse Kostunica'nın nasıl bir politika izleyeceğini bilmiyor. Çünkü o bireysel bir lider olarak sivrilmiş değil. Üzerinde uzlaşılmış bir lider. Ama Sırbistan siyasetinde ne kadar gücü olacak bu henüz belli değil.
       Miloşeviç'in gitmesiyle Sırbistan'a yaptırımlar kaldırılacak. Ama şöyle felsefi bir problem var. 10 yıldır Miloşeviç'e destek vermiş bir halk, Miloşeviç gitti diye müthiş bir aklanma olgusu yaşıyor. Son derece kolay bir kurtuluş. Tamam Sırbistan halkı çok çekti, tamamı Miloşeviçci değildi. Ama Miloşeviç, kendisiyle aynı argümanları paylaşan bir halkın lideriydi.

       *Halkın bir özeleştirisi mi olmalı?
       Evet. Sırbistan silkinmeli. Halkları tarihin ipoteği altında bırakmanın bir yararı yok ama yine de felsefi düzeyde bunun bir sorgulanmasının olması da gerekli.

       *Karadağ ve Kosovalılar nasıl değerlendiriyor?
       Konuştuğum bazı Karadağlılar, "Bizim bağımısızlığımızın önü açıldı" diyor. Diğer bir kısmı da, "Daha demokratik bir Sırbistan'la, eşit koşullarda, gevşek bir federasyonda birlikte yaşayabiliriz" diyor. Bana da bu mümkün görünüyor. 10 yıllık Miloşeviç'in arkasından gelen birisinin Kosova ve Karadağ'ı kendi haline bırakmasını, ayrılmalarına izin vermesini zor görüyorum. Ben aksine bu son gelişmelerle Kosova'nın bağımsızlığının iyice gecikeceğini düşünüyorum.
       Kostunica'ya oy vermiş insanların, "Evet biz küçük Sırbistan'dan yanayız, paralar gelsin, ne olursa olsun" dediklerini hiç zannetmiyorum.

       *Sırbistan hapisanelerinde olan Kosovalılar var. Bunlar serbest bırakılır mı?
       Bu mümkün olabilir. Özellikle siyasi suçları ve entellektüelleri bırakması için baskı görecektir. Ama cezaevinde olan herkes siyasi tutuklu değil. Sırbistan'ın politikasını beğenmediğimiz için, sanki onun karşısında olan herkesi masum zannediyoruz. Ama öyle değil. Suçlar arasında bir ayrım yaılmalı. Ciddi bir mafya örgütlenmesi de var.

       *Seçimleri gerçekten kim kazandı?
       Miloşeviç'in kazanmadığı açık . Ama muhalefet kazandı mı, kuşkuluyum. Yüzde 51 hassas bir oran. Yüzde 51'i Miloşeviç almış olsaydı Batı ortalığı birbirine katar; seçim sonuçlarının güvenilir olmadığını söylerdi. Örneğin muhalefet yüzde 65 alsaydı sonuçlardan kuşku duymazdım.
       Ayrıca Anayasa Mahkemesi seçimleri iptal etti. İktidara el konulması demokratik midir? Anayasa Mahkemesi'nin meşruiyetini kaybetmiş bir rejimin mahkemesi olduğu söylenebilir ama prosedürel olarak iktidar değişikliği nasıl olacak bu belli değil. Ama ABD ve Avrupa bunu tartışmak istemiyor. Çünkü birincil hedef, Miloşeviç'in gitmesi.