The Others Mumcu Komisyonu'nda bilgi-belge kavgası

Mumcu Komisyonu'nda bilgi-belge kavgası

30.03.1997 - 00:00 | Son Güncellenme:

MİT, Mumcu Komisyonu'na "cinayete ilişkin elimizde bilgi ve belge yok" yanıtını verirken, dönemin Ankara Emniyet Müdürü Mehmet Canseven "MİT'le müşterek çalıştık" dedi. İki kurum yetkilileri birbirini suçladı

Mumcu Komisyonunda bilgi-belge kavgası

UĞUR Mumcu cinayetini araştırmak üzere kurulan Meclis Araştırma Komisyonu'na "cinayete ilişkin elimizde bilgi ve belge yok" yanıtını veren MİT Müşteşarlığı'nı, dönemin Ankara Emniyet Müdürü Mehmet Canseven'in verdiği bilgilerin yalanladığı ortaya çıktı. Komisyonda dinlenen MİT ve Emniyet yetkililerinin birbirini suçlaması komisyon üyelerini şaşırttı.
Mumcu cinayetini araştırmak üzere kurulan Meclis komisyonuna bilgi veren MİT ve Emniyet yetkililerinin çelişkili beyanları güvenlik güçlerinin cinayete yönelik araştırmalarının ciddiyetine yönelik kuşkuları artırdı. MİT Müşteşarlığı tarafından geçtiğimiz ay içinde komisyona gönderilen yazıda "elimizde belge ve bilgi yok" denilirken komisyona bilgi veren ve halen Edirne Valiliği görevini sürdüren Canseven, o dönemde soruşturmayı MİT ile birlikte yürüttüklerini açıkladı. Canseven, Mumcu'yu öldüren örgütün "devlet çetesi" olmadığını belirtirken o dönemde MİT ile birlikte yürüttükleri soruşturma bulgularının cinayetin dış kaynaklı örgütlerce işlendiğini ortaya koyduğunu belirtti.
Canseven, 1993 yılında, "Türkiye'de isteyen bir ülkenin istediği eylemi yapabileceğini" belirtirken Mumcu cinayeti için "Kanımca yurtdışı bağlantılı bir olay. Bunun çözüm noktası da polis değil. Bunu çözecek olan ülkemizin başka kuruluşları var" diyerek MİT'i suçladı.
Canseven'in tutanaklara geçen ve MİT'in "elimizde bilgi ve belge yok" yanıtını çürüten yanıtları şöyle:
Canseven: Profesyonel bir iş bu; sıradan bir iş değil.
Piriştina: Peki siz MİT'e bilgi veriyor muydunuz?
Canseven: Mumcu hadisesinde çok değerli bir MİT Bölge Başkanı ve MİT Bölge Başkan Yardımcım vardı; yani, hakikaten ellerinden gelen herşeyi yaptılar; ama biz devlet olarak zayıfdık, sayın milletvekilim, onu söylemek istiyorum.
Piriştina: Şimdi, sizin bir dosyanız var, ayrı bir yönden çalışıyorsunuz, MİT'in bir dosyası var, ayrı bir yönden çalışıyor. Bu çalışmayı müşterek mi yürütüyorsunuz?
Canseven: Müşterek yürüttük.
Piriştina: MİT, Mumcu'nun ölümünden sonra bir çalışma sürdürdü ve gerektiğinde size destek oldu veyahutta onlar sizden birşey öğrenmek isterse siz onlara destek oldunuz. Bunu doğru anlıyorum değil mi efendim?
Canseven: Doğru.
Canseven'in verdiği bilgiler arasında MİT Ankara Bölge Müdürlüğü'nün elinde kapsamlı bir dosya bulunduğunu belirtmesi üzerine komisyon dönemin Ankara MİT Bölge sorumlusunu da dinleme kararı aldı. Geçtiğimiz hafta içinde komisyonda dinlenen dönem sorumlusu Dursun Özberk de görevli olduğu dönemde Emniyet ile işbirliği içinde soruşturma yaptıklarını belirtirken ağırlıklı olarak İslami Hareket Örgütü ve bu örgütün dış bağlantıları üzerinde durduklarını anlattı. Özberk'in komisyonda "Arzu ederdim ki, sizin tüm sorularınıza sizi tatmin edici ölçüler içerisinde bilgi vereyim. Tamamen bu benim sorumluluk alanım dışında olduğu için, ben burada samimiyetle söylüyorum, şuradan çıkarken en azından sorularınızı tatmin edici... Ama, benim şu ifadem gerçekten gerçeği yansıtıyorum; ama, sizin amaçta, bu komisyonun kuruluş amacına uygun bilgiyi aktarabilseydim, onun sıkıntısı içerisindeyim" şeklinde konuşması komisyon üyelerini şaşırttı.
DSP İzmir Milletvekili Ahmet Priştina şaşkınlığını tutanaklarda şöyle dile getiriyor:
"Güldal Hanım, Sayın Mumcu'nun eşi, Ülkü Coşkun'un da bir ifadesini söylüyor. Ülkü Çoşkun'un söylediği şu; tutanaklara geçmemiş görüşme aşamasında. `Bunu devlet yapmıştır, siyasi otorite istese çözer bunu.'
Ülkü Coşkun bunu söylüyor Güldal Hanıma. Şimdi, bunu sonradan da `ben böyle söylemedim, yanlış anlaşılmış' diyor. Şimdi, siyasi otorite de o dönemde `namus borcumuzdur, onur borcumuzdur' diyor. Fakat geliyorsunuz, hakikaten de sizin biraz önce söylediğiniz gibi, `keşke yardımcı olabilseydim' diyorsunuz. Şimdi, MİT Bölge Müdürü bize yardımcı olamıyorsa, Emniyet Genel Müdürlüğü olamıyorsa savcılığa, Savcı kendisi bizler de savsaklamaya kanaat oluşturacak ihmaller yapıyorsa, acaba diyorsunuz, hakikaten bu devletin içinde çete var mı, birileri olay anında, işleme anında mı aktif bir rol oynadılar veyahut da birileri de onran sonraki aşamada, ortaya çıkması aşamasında mı bazı bilgi akışlarını kesiyorlar?"
Komisyonun daha sonra dinlediği itirafcılar Murat Demir ve Murat İpek'in cinayette MİT kuşkusunu dile getirmeleri; MİT Kontterör Daire Başkanı Memet Eymür'ün bu itirafcıları Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkan Yardımcısı Hanefi Avcı'nın yönlendirdiğini dile getirmesinin komisyon üyelerindeki şaşkınlığı iyice artırdığı öğrenildi.