The Others Nerede kalmıştık?

Nerede kalmıştık?

22.10.1998 - 00:00 | Son Güncellenme:

Nerede kalmıştık?

Nerede kalmıştık

Nerede kalmıştık
       İki hafta önce sizlere bir "veda" mesajı iletmiştim.
       Milliyet'i devredecektim!
       Gazetemi neden bırakmak durumunda kaldığımı sizlerle paylaşmak istemiştim.
       O günkü yazımda aynen şunları yazmıştım:
       "Milliyet'i ekonomik gerekçelerle devretmiyorum. Nedenim, maddi değil, manevidir.
       Son yıllarda 'Türk basınında tekelleşme eğilimleri olduğu' yolunda söylemler başladı. Bunlar, bağımsız basına karşı kini olan bazı siyasi çevreler ve onlara alet olan besleme basın tarafından çıkarılmıştı.
       Ne yazık ki samimiyetinden en küçük şüphe duymadığım bazı gazeteci arkadaşlarımın ve meslek kuruluşlarının da bu hasmane propagandadan etkilendiklerini gördüm.
       Bu haksız tutum giderek basının toplum gözündeki imajını olumsuz etkiledi.
       Sektörün en eskisi ve en büyüğü olarak üzerime ağır bir sorumluluk yüklendiğini hissettim.
       Yapabileceğim tek şey vardı. Sahibi bulunduğum gazetelerden birini devretmek."
       Bu duygularımı ifade ederken, Milliyet gazetesinin geleceği konusunda en küçük şüphem yoktu.
       Çünkü 48 yıllık geçmişiyle Milliyet, "basında güven"in simgesiydi. Yazılı bir anayasası ve her şeyden önce gazetenin ilkelerini amansızca savunacak yürekli bir kadrosu ve Milliyet'le bütünleşmiş okur kitlesi vardı.
       Onların bu gazeteyi geleneksel çizgisinden ve kimliğinden saptırmayacağına inancım tamdı.
       Veda yazısını yazarken, devir süreci başlamış, ancak tamamlanmamıştı.
       Dolayısıyla, okurların ve çalışanların nezdinde gazetenin kurumsal kimliğinin güvencesi olan "künye"si değişmemişti.
       Ayrıca Milliyet okurlarına karşı kendimi şöyle bağlamıştım:
       "20 yıl boyunca arkadaşlarımla birlikte şeref ve gurur duyarak yayımladığımız 'Milliyet'in sahibi olma sorumluluğunu devrederken, Türk demokrasisinin vazgeçilmez güçlerinden biri olan Milliyet'in yayın ilkelerini ve "doğru haber hür yorum" kavramı etrafında kenetlenmiş yazı ailesinin özgürlüğünü sürdürmesini, satış protokolünün bir maddesi haline getirdim. Dileğim, Milliyet'in aynı anayasa ile devam etmesidir.
       Milliyet'in, çalışanlarından ve gerçek sahibi olan okurlarından aldığı güçle, geleceğe güvenle baktığını ifade etmeliyim."
       Geride kalan günler göstermiştir ki Milliyet, çalışanlarından ve anayasasından aldığı güçle Türkiye'nin en sağlam kurumlarından biridir.
       Gazetemizle ve okurlarımızla bu açıdan da gurur duyuyorum.
       Son gelişmeler, Türkiye'nin geleceği açısından da önemlidir. Milliyet'in ayakta kalması, "Cumhuriyet'in 75. yıldönümüne bir armağandır." Milliyet gibi kurumlar gücünü korudukça Türkiye'de temiz toplumu savunan herkes geleceğe güvenle bakabilir.
       Gerekçesi ne olursa olsun, kamuoyu Milliyet'in başka ellere geçişini onaylamadı. Binlerce, on binlerce faks, mektup ve elektronik posta mesajıyla okurlarımız bize güç verdi.
       Bu durumda son değerlendirmeyi yapmak yine bana düştü.
       Nerede kalmıştık diyerek, gazetemin başına döndüm.
       Türk basınının "yüzakı" olan gazetemizde, çalışma arkadaşlarımla ve siz okurlarımızla bundan böyle hep beraber olacağım için sevinçliyim.
       Milliyet camiasına hayırlı olsun.
       Milliyet, Atatürkçü, laik, demokratik, özgürlükçü çizgisiyle Türkiye'nin aydınlık geleceğine olan yolculuğunu, güvenle sürdürecektir.
       Saygılarımla...


       AYDIN DOĞAN