The Others Niçin 8 yıllık temel eğitim?

Niçin 8 yıllık temel eğitim?

24.07.1997 - 00:00 | Son Güncellenme:

Niçin 8 yıllık temel eğitim?

Niçin 8 yıllık temel eğitim

Teknik ayrıntılar ve finansal hesaplar dışında temel tercihle ilgili bir tereddüt olmamalı. 8 yıllık zorunlu temel öğretim büyük yararlar sağlayacak bir reform. Bu reformu engelleme çabalarına girişeceklerin sorumluluğu büyük.

Refahyol koalisyonunun dağılmasında rol oynayan ve yeni hükümetin "yumuşak karnı" olarak nitelenen 8 yıllık kesintisiz temel eğitim konusunda parlamentoya sunulacak yasa tasarısı üzerinde Bakanlar Kurulu'nda bir mutabakata varıldı. İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Burhan Şenatalar, 8 yıllık temel eğitimin bilimsel gerekçelerini yorumluyor.
Koalisyon partileri, "8 yıllık zorunlu öğretim" konusunda bir uzlaşmaya vardı. Ancak tartışma TBMM komisyonlarında, Genel Kurul'unda ve kamuoyunda sürecek. Bu tartışmaların bilimsel ve nesnel bir temele oturması büyük önem taşıyor.
Eğitim hizmetlerinin ekonomik katkısı özellikle 1960'lardan bu yana iktisat literatüründe önem kazanan bir konu oldu. Eğitim hizmetleri siyasal katılım ve demokratikleşme, toplumsal kaynaşma ve bütünleşme, bölgesel ve sınıfsal eşitsizliklerin azaltılması vb. açılardan da büyük önem taşımakta.
Eğitim hizmetlerinin ekonomik katkısını (üretkenlik, üretim ve gelir artışı) ölçmeye yönelik araştırmaların büyük bölümü gelişmekte olan ülkeleri incelemekte ve çoğunlukla şu bulguları ortaya koymaktadır:
* Eğitim büyüme hızını belirleyen en önemli etkenlerden biri. Özellikle temel öğretim Doğu Asya'daki ülkelerin hızlı gelişmesini açıklayan bir numaralı etken (The World Bank, The East Asian Miracle, Oxford UP 1993).
* Eğitim yatırımlarının toplumsal getirisi gelişmekte olan ülkelerde, gelişmiş ülkelere göre; kız öğrencilerde erkek öğrencilere göre daha yüksek.
* Eğitim aşamaları açısından bakıldığında, eğitim yatırımlarının getirisi temel öğretim aşamasında en yüksek, yüksek öğretim aşamasında en düşük.
* Temel öğretim aşamasının getirisi bu aşamanın uzunluğu ile ilişkili. Burada bir "kritik eşik"ten söz edilebilir. Örneğin 4 yıllık bir temel eğitim ekonomik açıdan önem taşıyan becerileri sağlama bakımından alt sınırı oluşturmakta; temel öğretimin süresi uzadıkça ekonomik katkısı büyümekte (The World Bank, World Development Report 1990: Poverty, Oxford UP 1990).
Türkiye'de 5 yıllık zorunlu öğretimi bitirenlerin yüzde 30'a yakın bir bölümü eğitim sisteminden ayrılmakta. Böylesine büyük bir fire nedeniyle ortaokulda okullaşma oranı hala yüzde 70 dolayında; lisede de yüzde 50 dolayına düşmekte.
Ayrıca okullaşma oranı bölgeler arasında önemli farklar göstermekte; Doğu ve Güneydoğu'da en alt düzeye inmekte. Okullaşma oranı cinsiyetler arasında da belirgin farklar göstermekte; bu fark da Doğu ve Güneydoğu'da en üst düzeye çıkmakta.
Böyle bir tablo karşısında 8 yıllık zorunlu temel öğretimin en kısa zamanda gerçekleştirilmesi ekonomik açıdan da büyük önem taşıyor: Bu atılımla, ortaokul düzeyindeki yüzde 70'lik okullaşma oranı yüzde 100'e yaklaşırken; temel öğretim süresinin uzatılması eğitimin ekonomik katkısında önemli bir artış sağlayacak.
İkinci olarak, bu atılım özellikle Türkiye'nin geri kalmış yörelerini etkileyeceğinden, bölgesel kalkınmaya ivme kazandıracak, bölgesel ve sınıfsal eşitsizliklerin azalmasına katkıda bulunacak.
Üçüncü olarak, özellikle kız çocukların eğitim düzeyinde önemli bir iyileşme sağlanacak ki, bu da yalnız cinsiyetlerarası eşitlik açısından değil, aynı zamanda toplumun sağlık düzeyi açısından da büyük önem taşımakta. Çünkü gerek Türkiye'de, gerek birçok gelişmekte olan ülkede yapılan araştırmalara göre, annenin eğitim düzeyi yükseldikçe bebek ölüm hızı düşmekte; çocukların sağlıklı beslenme olasılığı artmakta (U.N. Development Programme, Human Development Report 1996, Ankara, 1996).
Geçtiğimiz aylarda "kesintisiz 8 yıla" karşı olanlar zaman zaman Avrupa ülkelerinden örnekler vererek tezlerini savunmaya çalıştılar. Avrupa ile ilgili örnekler önümüzdeki günlerde de tartışılacağından, konunun netleşmesi açısından şu noktaları ayırdetmekte yarar var: a) Zorunlu öğretimin süresi, b)Kesintili ya da kesintisiz oluşu, c)Mesleki eğitimin başladığı aşama.
Tabloda görüldüğü gibi Avrupa ülkelerinde zorunlu öğretim (istisnalar dışında) 9 - 11 yıl arasında değişmekte. Başlama yaşı da çoğunlukla 5 ya da 6 yaş. Zorunlu temel öğretimin çoğunlukla genel nitelikte iki aşamadan oluştuğu görülmekte: Örneğin İngiltere'de "primary school" (5 - 10 yaş) ve "secondary school" (11 - 15 yaş); İtalya'da "scuola primaria" (6 - 10) ve "scuola media" (11 - 13); İspanya'da "educacion primaria" (6 - 11) ve "educacion secundaria" (12 - 15).
Zorunlu öğretimi tek okul tipi içinde gerçekleştiren ülkeler azınlıkta. Örneğin Danimarka'da "folkeskole" (7 - 15) ve Portekiz'de "ensino basico" (6 - 14). (Europaische Kommission, Schlüsselzahlen zum Bildungswesen in der Europaischen Union, Brüksel 1995).
Önemli olan nokta şu: Avrupa ülkelerinde zorunlu öğretim tek aşamalı da olsa, iki aşamalı da olsa, genel nitelikte ve mesleki öğrenim esas olarak zorunlu genel öğretimden sonra ya da bazı durumlarda son yılda başlamakta. Ayrıca bu ülkelerin temel öğretim sistemleri din adamı yetiştirme gibi bir amaç taşımamakta.
Günümüzde ortokul düzeyindeki tüm meslek okullarının kapatılması ne kadar gerekli ise, tüm meslek liselerinin kapasitelerinin ekonomik ve sosyal gereksinime göre yeniden düzenlenmesi de o ölçüde gerekli. İmam hatip liselerine hazırlık niteliğindeki kimi derslerin temel öğretim içine yerleştirilmesi niyetleri de gereksiz bir zorlama.
Sorunlara objektif yaklaşmak istenirse, Türkiye açısından tablo çok net. Teknik ayrıntılar ve finansal hesaplar dışında temel tercihle ilgili bir tereddüt olmaması gerekir. 8 yıllık zorunlu temel öğretim birçok açıdan büyük yararlar sağlayacak, yaşamsal önemde bir reform. Bu reformu kısa vadeli oy hepaslarıyla engelleme ya da zayıflatma çabalarına girişeceklerin sorumluluğu büyük.

Tablo - Zorunlu öğretim süresi ve kapsadığı yaşlar

ÜlkeSüre (Yıl)Yaş grubu

Almanya96 - 14
Belçika106 - 15
Danimarka106 - 15
Fransa106 - 15
Hollanda115 - 15
İrlanda96 - 14
İspanya106 - 15
İtalya86 - 13
Lüksemburg114 - 14
Yunanistan95,5 - 14,5

Kaynak: Europaische Kommission, Schlüsselzahlen zum Bildungswesen in der Europaischen Union, Brüksel 1995.