The Others ‘O bizi biz yapandı’

‘O bizi biz yapandı’

05.09.2000 - 00:00 | Son Güncellenme:

‘O bizi biz yapandı’

‘O bizi biz yapandı’


Nesin Vakfı’nın üniversiteden mezun olan ilk çocuğu; Vesile Sazak. ‘Hayatımdaki en değerli şey’ dediği Aziz amcasını, şimdilerde o kadar özlüyor ki...


       O, mizah yazınımızın usta kalemi Aziz Nesin’in kimsesiz çocuklar ve yardıma muhtaç çocuklar için kurduğu Nesin Vakfı’nın ilk kız çocuğu; Vesile Sazak. Şimdilerde ekmeğini eline almış koca bir genç kız o.
       Eskişehir’in Okçu Köyü’nde yoksul bir ailenin kızıyken, 14 yaşında gittiği vakıf tarafından yetiştirilen Sazak, 1992’de İstanbul Üniversitesi Jeoloji Bölümü’nü bitirdi. Ancak branşında iş bulamadığından bankacılığa yöneldi.

       Yemek yapmak matematiğe benzer
       Aziz Nesin’in de kitaplarında övgüyle sözettiği Sazak, aynı zamanda vakfın üniversiteyi bitiren ilk öğrencisi. Bakın, babası gibi gördüğü Nesin’le geçirdiği on yılını nasıl anlatıyor Vesiye Sazak...
       “1985’te vakfa geldiğimde İstanbul’u ve denizi ilk kez görmüştüm. Vakıf’taki ilk günümde Aziz amcamın pişirdiği balığı yedim. İlk altı ay, aşçı olmadığından bütün yemekleri Aziz amcam yaptı. Sonra da bana öğretti. Aziz amcam yemek yapmayı matematiğe benzetirdi. ‘Ölçüsünü doğru kullanırsan lezzetli olur’ derdi."

       ‘Komünizm nedir?’
       Sert gibi görünen ‘Aziz amcası’nın aslında altın gibi bir kalbi olduğunu söyleyen Sazak, anılarını şöyle sürdürdü:
       “Hafta sonları hep birlikte mutlaka opera, klasik müzik konserleri ya da tiyatroya giderdik. 2 - 3 yaşındakiler de bizimle gelirdi. Çocuklar, ona ‘dede’ derlerdi. Büyüdükten sonra ‘amca’ demeye başladıklarında ise bozulur, ‘Çocuklar siz büyüyünce, ben gençleşmiyorum. Bana dede deyin’ derdi.
       Haftada bir vakıfta toplantı yapar, hangi kitapları okuduğumuzu, okulda bir sıkıntımız olup olmadığını sorardı. Toplantı sonunda bize ‘Hepiniz doktor, mühendis olamazsınız. Ancak ne olursanız olun, yaptığınız işin en iyisini yapın’ diye nasihatlarda bulunurdu.
       Vakıfta din ve siyaset konuşulmazdı. Ancak insanlar yanlış yorumlar yapıyordu. Bir defasında vakfın çocukları karakola çağrıldı. Bize ‘Orada neler yapıyorsunuz? Ne tür kitaplar okuyorsunuz? Komünizm nedir?’ gibi sorular sordular."

       “Deprem değil üç kağıt öldürür"
       Nesin’i kaybettiği gün, hayatındaki en değerli insanı da yitirdiğini anlatan Sazak sözlerini şöyle noktaladı: “Aziz amcam hayatımda çok farklı bir renkti. O bizi biz yapandı. Eğer hayatta olup da 17 Ağustos depremini görseydi eminim yorumu da şöyle olurdu; ‘Deprem öldürmez, üç kağıt öldürür."

       Bir dönüm noktası: Sivas olayları
       SİVAS olaylarının onu çok yıprattığını belirten Vesile Sazak, Aziz Nesin’in o günden sonraki ruh halini ise şöyle anlattı: “Sivas’tan acı içinde döndü. Geldiği gün bizi biraraya topladı. ‘Kışkırtıcı’ olduğu iddia edilen konuşma metnini bir kez de bize okudu ve ‘Orada yaptığım konuşma budur. ‘Yorum sizin’ dedi. O günden sonra çok durgunlaştı. Gözlerinde hep hüzün vardı."