The Others Okur denetiminde 10. yılı da geçirdik

Okur denetiminde 10. yılı da geçirdik

30.03.2009 - 03:22 | Son Güncellenme:

Milliyet’in yazılı basında ilk olarak 22 Mart 1999 tarihinde başlattığı Okur Temsilciliği, 10. yılı geride bıraktı. Biz de bir derleme yaptık

Okur denetiminde 10. yılı da geçirdik

Milliyet, kurum içi eleştiri sürecine 10 yıldır okurlarını da katıyor. Dünyanın saygın gazetelerinde ‘editoryal denetimi’ sağlamak üzere oluşturulan Haber Ombudsmanlığı, 22 Mart 1999’dan bu yana her hafta bu sayfada yayımlanan okur şikâyetleri üzerinden kurumsal bir nitelik kazandı.
Okur Temsilcisi gazetenin “vicdanı” olarak görev yapıyor. Okurlarla yazı işleri arasında köprü kuruyor.  Şeffaflığı sağlıyor. Cevap ve düzeltme haklarına titizlikle uyulmasını gözetiyor. Bu diyalog sonucu Milliyet okurlarının daha kaliteli, güvenilir bir gazete için eleştirileriyle “editoryal” katkı sunduklarını söylemek yanlış olmaz.
10. yılda bu sayfada yer verdiğimiz ve giderek gazete içi “içtihat” niteliği kazanan konulardan seçmeler yaptık:
Kadın ve şiddet haberlerinde dil ve üslubun önemi 
Töre ve namus cinayetlerinin gündemden düşmemesi, medyanın aile içi şiddet olaylarına son yıllarda artan yoğunlukta ilgi göstermesi, aile içi şiddetin önlenmesine yönelik uğraşlar, medyanın haber dili, üslubu ve özellikle kadına bakış açısıyla ilgili zihinsel kodlarda da değişiklik gerektirince, Okur Temsilcisi konuyu sayısız kez sayfalarına taşıdı. “Kadın ve Şiddet’ başlığı bunlardan sadece biri... (24 Aralık 2007)
Sağlık haberlerinde genelleme yapmanın sakıncaları
Dünyada her yıl 11 milyon kişinin kansere yakalanması, kanserle ilgili araştırmalar, kanseri yenmeyi başaran hastalarla yapılan söyleşiler kamuoyunun her zaman ilgi odağı olunca, Milliyet bu çalışmaları “Pozitif düşünce kanseri yenmiyor” başlığı altında haberleştirdi. Ancak Milliyet Okur Temsilcisi bu haberlerle ilgili şikâyetleri değerlendirdi ve bu tür araştırmalardan yola çıkarak genellemelere gidilmesinin yanlışlığına, olumsuz negatif yargılamalarla okura iletilmesinin yaratacağı sakıncalara değindi. (5 Kasım 2007)  

Devlet sırrı ve ifade özgürlüğü
Okur temsilcisi sadece okurların şikâyetlerini değil, okurun haber alma hakkının önüne geçen düzenlemeleri de okurlarıyla paylaştı. Anayasa taslağı görüşmeleri sırasında “devlet sırrı” kavramı yeni sınırlandırmalara yol açınca meslek kuruluşlarının tepkilerine yer verdi. “Devlet sırrı” alanını genişleterek, ifade özgürlüğünün sınırlandırılmasının haber alma hakkını nasıl ortadan kaldıracağını “Devlet sırrına güvence” başlığı altında inceledi. (8 Ekim 2007) 

Futbolda heyecan ve militarizm Milliyet’in yayın çizgisi ve geleneksel okur profilinin fanatizmden uzaktır. Ancak Norveç’i 2-1 yenmek medyada “askeri zafere” dönüştürülünce Milliyet spor sayfaları da bu atmosferden etkilendi. “Kramponlu Mehmetçikler” manşeti üzerine Okur Temsilcisi futbol medyasının milliyetçilik, şiddet ve militarizm yüklü dilini eleştiren okurlardan gelen açıklamalara yer verdi. (26 Kasım 2007) 

Ergenekon soruları
Danıştay saldırısı, Cumhuriyet gazetesine atılan bombalar ve “Ergenekon çetesi”nin darbe planları arasındaki bağlantıları içeren haberler sanık hakları açısından pek çok tartışmayı da beraberinde getirdi. “Ergenekon soruları” başlığı altında emniyet ve savcılıktan sızan kimi bilgilerin iddianameye ne ölçüde yansıyacağı konusundaki sorumluluk süzgecini Yazı İşleri’ne anımsattık. (3 Mart 2008) 

İstanbul depremi üzerine tezler
Deprem gibi insanların yaşamını ve İstanbul’un geleceğini doğrudan etkileyecek haberlerde güvenilir verilere dayanmak gerekiyor.
Marmara depreminden bu yana bilim çevrelerinin de etkisiyle olası risklerle ilgili bilgilerin kamuoyu nezdinde hayli aşındığı bir gerçek. Bilimsel gerçeklerden uzak,kesin yargı içeren “Büyük istanbul depremi tezi çürütüldü” gibi haberlerin verilmesinin yol açtığı panik ve güvensizliğe dikkat çektik. (7 Nisan 2008)  

Krizin adı durgunluk
Küresel mali kriz patlayınca “resesyon”un ekonomide durgunluğu mu küçülmeyi mi ifade ettiği tartışması başladı.Okur Temsilcisi konuyla ilgili uzmanların görüşlerine başvurdu. “Resesyon” yerine Türkçe sözcük kullanılması gerektiği ve kelimenin tam karşılığının “ekonomide durgunluk” olduğu yönündeki değerlendirmeleri okurlarla paylaştı... (15 Aralık 2008) 

Mahremiyet, aleniyet, siyaset
Seçim kampanyası sırasında siyasetçi yakınlarıyla ilgili olarak açılan dosyalar, “özel hayatın sınırlarının nerede başlayıp nerede biteceği” tartışmalarını yeniden alevlendirince, kamu adına denetim görevi yapan medyanın yolsuzluk haberlerinin üzerine gitmesinin şeffaflığın gereği olduğunu savunduk. (9 Mart 2009) 

Darbe Günlükleri
Özden Örnek ve Mustafa Balbay’a ait oldukları öne sürülen günlüklerin yayımı, 2003-2004 yılında askeri yetkililerce planlanan Sarıkız, Ayışığı darbe girişimlerinin açığa çıkarılması ve sorumlularının yargılanması yönüyle bir özel olmaktan çok kamusal yönüyle gazetecilik işlevi gördü. Milliyet de iddianameye giren notları kişisel yanlarını ayıklayarak yayımladı. (23 Mart 2009)

Sınır ötesi harekât ve barış gazeteciliği    
Güneydoğu’da şiddetin yeniden tırmandığı ve sınır ötesi harekat hazırlığı yapıldığı dönemde okur temsilcisi “barış gazeteciliği” başlığıyla medyanın haberciliğinin önemi üzerinde de durdu. Ve barış gazeteciliğinin kılavuzu niteliğindeki çalışmaları okurlarıyla da paylaştı. Yanlızca bir tarafın acılarına, korkularına, dertlerine odaklanmaktan kaçınmak için. (15 Ekim 2007)