The Others Olağanüstü hal 10 yaşına girdi

Olağanüstü hal 10 yaşına girdi

19.07.1997 - 00:00 | Son Güncellenme:

Olağanüstü hal 10 yaşına girdi

Olağanüstü hal 10 yaşına girdi

Doğu ve Güneydoğu'da PKK eylemlerine karşı 19 Temmuz 1987'de ilan edilen Olğanüstü Hal uygulaması bugün 10 yılını dolduruyor. OHAL halen 9 ilde uygulanıyor

PKK'nın terör eylemlerine karşı Doğu ve Güneydoğu'da 19 Temmuz 1987'de ilan edilen Olağanüstü Hal uygulaması 10 yaşını doldurdu. Geçen 10 yıllık dönemde Özel Harekat Timleri ve geçici köy koruculuğu uygulamasıyla PKK'ya ağır darbeler indirildi. Söz konusu sürede bölgede 2 bin 600 dolayında köy ve mezra terör yüzünden boşaltılınca, örgütün kırsal alandaki lojistik desteği önemli ölçüde kesildi.
Olağanüstü halin ülke ekonomisine yılda 8 milyar dolar (yaklaşık 1.3 katrilyon lira) yük getirdiği hesaplanıyor. Son altı yılda yönetim ve askeri harcamaların boyutu 48 milyar dolara (yaklaşık 7.5 katrilyon lira) ulaştı. Milli Güvenlik Kurulu (MGK) kararları doğrultusunda, TBMM tarafından uzatılan olağanüstü hal halen Diyarbakır, Batman, Tunceli, Van, Siirt, Hakkari, Şırnak, Bingöl ve Bitlis'te uygulanıyor.
PKK'nın lojistik desteği kesilerek yurtiçi ve sınır ötesi operasyonlarla bölücü örgüte ağır kayıplar verdirildi. Bölgede sıkışan PKK, Kuzey Irak'a yerleşerek eylemlerini ağırlıklı olarak buradan sürdürdü.
Güvenlik güçleri bölgede PKK'nın yanı sıra, Hizbullah örgütüyle de mücadeleyi sürdürdü. Özellikle 1991 - 1994 arasında işlenen faili meçhul cinayetlerle adından söz ettiren Hizbullah, Batman ve Diyarbakır kent merkezleriyle Silvan, Nusaybin ve Kızıltepe ilçelerindeki gücü etkisiz kılındı. Bölgede 55 bin maaşlı korucu bulunurken, maaş almadan görev yapan çok sayıda da gönüllü korucu var.
Kırsaldan kentlere 1993'te başlayan ve giderek yoğunlaşan göç bölgedeki kentlerde nüfusu katlayarak artırdı. Örneğin Diyarbakır nüfusu 400 binden 2 milyona ulaştı. Göçe hazırlıksız yakalanan şehir merkezinde işsizlik, konut, sağlık ve eğitim sorunları dev boyuta ulaştı. Kent merkezleri her an patlamaya hazır bir dinamite dönüşürken, açlık sorunu baş gösterdi.
Bu olumsuz gelişmelere karşılık, kent merkezlerinde huzur ortamının sağlanması sonucunda devletin başlattığı kalkınma projeleri çerçevesinde özel sermaye bölgeye ilgi göstermeye başladı. Bölgede halen bin 652 okul güvenlik gerekçesiyle, 844 okul da öğretmen eksiği nedeniyle kapalı bulunuyor.
Siyasi partiler muhalafetteyken olağanüstü hale karşı çıkıp, iktidar olduklarında uzatılması kararı aldı. MGK'nın uzatmaya ilişkin tavsiye kararlarının gerekçeleri bazen Bakanlar Kurulu'nda görüşülmeden bakanların imzasına açılabiliyor.
Bölgede en fazla milletvekiline sahip olan RP de, muhalafette karşı çıktığı olağanüstü hali iktidar döneminde savundu. RP Diyarbakır Milletvekili Haşim Haşimi, partilerin bu tutumunu şöyle değerlendirdi:
"RP'nin iktidarda olduğu dönemde bölgeye yönelik politikalarını desteklemek mümkün değildir. Ancak bu yüzden RP'yi ya da bir partiyi eleştirmek de mümkün değil. Çünkü olağanüstü hal MGK'nın tavsiye kararları doğrultunda uzatılıyor. Olağanüstü halin öncelikle bir devlet politikası olmaktan çıkarılması gerekiyor."
Bölgede en güçlü parti olmasına karşılık, ülke barajını aşamadığı için TBMM'ye giremeyen HADEP Genel Başkanı Murat Bozlak, olağanüstü halin bir an evvel kalkması gerektiğini savunarak şunları söyledi:
"10 yıl süren bir uygulama çözüm getirmemişse ondan vazgeçmek gerekir. Bir 10 yıl daha sürse yine çözüm olamaz. Çünkü olağanüüstü hal bölge halkına baskı getirmiştir. Bölgedeki devlet görevlilerinden suç işleseler bile hesap sorulamamaktadır. Faili meçhuller artmıştır. Bölgede HADEP'in politika yapmasına engel olunmaktadır."
DTP Hakkari milletvekili Mustafa Zeydan ise uygulamayı şöyle değerlendirdi:
"Demokrasi açısından olağanüstü hali desteklemek mümkün değil, ama bölgede gerçekten olağanüstü koşullar var. Bugün gelinen noktada uygulamanın bölgede huzuru sağlamak yönünde önemli başarılar elde ettiği görülüyor. Artık yapılması gereken olağanüstü hali kademeli olarak kaldırmaktır. Ancak bugün TSK da uygulamanın kalkmasından yana. Asker `Ben üzerime düşeni yaptım. Artık sivil otorite üzerine görevini yapmalı' diyor. Bu da bölgede ekonomik kalkınmanın sağlanması ve mahalli idarenin yetkilerini artırmaktır. ANASOL - D hükümetinin düşüncesi uygulamayı kademeli olarak kaldırmaktır."