The Others OLİMPİYAT RUHU

OLİMPİYAT RUHU

20.08.2012 - 02:30 | Son Güncellenme:

Londra’dan 5 madalya ile dönen Türkiye’nin 2020 olimpiyatlarını düzenlemeye aday ülke olarak sporu futbolun tekelinden kurtarması gerekiyor Bu konuda büyük görev medyaya düşüyor. Milliyet Spor Servisi, sayfalarını bireysel, amatör sporlara açarak, öncülük yapabilir

OLİMPİYAT RUHU

Milliyet, arka sayfasını spora ayırarak Babıali’de tarih yazmış bir gazetedir. Geleneksel “Yılın Sporcusu” ödülü 58 yıldır veriliyor. Bu yıl liglere düşen “şike gölgesi” nedeniyle futbolun değerendirme dışı tutulduğu yarışmada ilk kez olimpiyatlara katılma başarısı elde eden Kadın Voleybol Milli Takımı Kaptanı Neslihan Darnel ile Kadın Basketbol Milli Takım Antrenörü Ceyhun Yıldızoğlu’nun ödüllendirildiğine tanık olmuştuk. Özellikle kadın basketbolculer Londra’da çok iyiydiler.

Rekor katılım, 5 madalya
Türkiye 2012 Londra Olimpiyatlarına “rekor” sayıda 114 sporcu ile katıldı. Toplam 5 madalya ile 32. sırada yer aldı. Halter ve güreşte yaşanan düş kırıklıkları ardından “tarihi” başarı altetizmde geldi. 1500 metrede Aslı Çakır Alptekin, “olimpiyat şampiyonu” oldu. Aslı’yı olimpiyat madalyasıyla İstiklal Marşımızın okunduğu kürsüde izlemek gurur vericiydi. Yarışı Aslı’nın ardından ikinci bitiren Gamze Bulut da gümüş madalya kazandı. Nevin Yanıt ise final koştuğu 100 metre engellide 5. oldu. İki milli sporcunun Helsinki’deki Avrupa Şampiyonası’nı da peş peşe tamamladıklarını çoğu seyirci Londra’da 1500 merte fnalinde ipi göğüsledikleri anda öğrendiler.
Futbolun egemenliğindeki spor ve “spor medyası” açısından yüzme, atletizm gibi alanlar “olimpiyat meşalesi” gibi dört yılda bir yanıp söndüğü için bellekler Süreyyan Ayhan’da kalmış durumda. Ne yazık ki onu da “doping kurbanı” bir sporcu olarak hatırlıyoruz.

Eğitim sisteminin sonucu
Şimdi önümüzde Rio Olimpiyatları’na kadar dört yıl var: Aslı, Gamze, Nevin gibi başarılı kadın sporcular, yeni kuşakların önünü açacak.
Tekvando’da olimpiyat şampiyonu Servet Tazegül ile gümüş madalya kazanan Nur Tatar’ın, güreşte tek madalyayı getiren Rıza Kayaalp’in başarılarını da unutmamalıyız. Ancak 114 sporcu ile katıldığımız Londra Olimpiyatları’nda kazanılan 5 madalya tam da “yetmez ama...” dedirten bir sonuç. Denizlerle çevrili bir ülkenin insanlarıyız ama yüzücü çıkaramıyoruz! Yelkende, kürekte, atlamada yokuz! Orta Asya’dan gelmekte övünüyoruz ama “binicilikte, okçulukta, atıcılıkta” yokuz. Eskrim bize fazla ‘estetik’ mi geliyor? Diski,çekici sallıyoruz ama nedense ağa takıyoruz!

Bisiklette yoruluyoruz.
Artistik jimnastikte seyirciyiz. Tenisçi çıkaramıyoruz. Bu sonuçlar, çocukları “yarış atı” gibi koşturan bir eğitim sisteminde sporcu yetiştirmenin güçlüğünü yansıtıyor.

Futbola hapsolmayalım
Neyseki voleybol, basketbol gibi takım sporarına ilgi giderek artıyor. Salonlar doluyor.Aynı desteğin “sponsor” kuruluşlar, kulüpler ve yerel yönetimler tarafından bireysel, amatör sporlara da sağlanması gerekiyor. Ayrıca spor sayfalarını ve ekranları “futbol”a hapsetmek yerine, olimpiyatlarda inanılmaz rekorlara imza atan dünya sporcularına, NBA dışında müsabakalara açmak gerekiyor. Milliyet Spor, her gün bir sayfasını “olimpik sporlara” ayırarak öncülük edebilir. 60 yıldır “sporda öncü” olan Milliyet’e yakışan budur.