Oltaya takıldık gidiyoruz

TÜrkİye - AB Karma Parlamento Komisyonu Eş Başkanı Joost Lagendijk "Kriteröde Ahmet Sever’e hikayeyi çok net anlattı. "AB’ye üyelikte 6 ay paniği olmamalı. Bu süre 9 ay ya da bir yıl olabilir" diyen Başkan, "ama ebedi adaylık da olmaz" dedi. Yani vatandaş diyor ki; "6 ayda olmadı, bu iş yatar diye düşünmeyin". Bir önemli nokta da temcit pilavı gibi söylenen idam cezası... Adam diyor ki; "Kopenhag kriterleri sadece bu konudan ibaret değil. Yani bu konuyu çözünce diğerleri çözülmüş olmuyor." Bizim tarafta "AB’ye hayır" diyenlerle Avrupa cephesinde "Onlar üye olmak istemiyor" diyenlerin de "kendi aralarında bir bütünlük arzettiğini söyledi başkan. Bir oltaya takılıyoruz gidiyoruz. Ne heyecanlı milletiz!..

"Otel"imiz başladı Star’da. Adaylar tanıtıldı. Eline gitarı kapan, kıvırmasına güvenen ve taklit kapasitesi "Sakıp Ağa"da takılmış gençlerimizi izleyeceğiz.

Ece Erken, sevilen, iyi para kazanan bir sunucu. Hatta artık "kendini kurtarıp" iş hayatına da atıldı. Yani kısacası yırttı. Bunu sağladığı sunuculuk mesleğinde artık "eksikleri" tamamlamanın zamanı geldi. Biraz özenli konuşur insan. Kazandığı paraların yüzü suyu hürmetine. "Sıtar Tivi" demez artık. Hızlı konuşma, bıcır bıcır görünmekle sınırlı kalmaz. Ama bu bir iç "özeleştiri mekanizmasıdır", olduğu kadarı ile idare ederek de bu ülkede acayip paralar kazanılıyorsa ne gerek var değil mi? Aynen "Sıtar TV" ya da "de mi?" gibi

"Ana Haber Bültenölerinde özel TV’lerin (daha doğrusu en çok izlendiği söylenen üç TV) de yeni izlenme oranlarını gündeme getirdi. Son dönemde ortalama yüzde 4 civarındaki Show’un ortalaması birden yüzde 2.5’lere düştü. atv, ortalamasını (yüzde 3 civarında) korurken, Kanal D inişli çıkışlı bir grafik izler oldu. Ana haber ortalamaları yüzde 3 ile yüzde 2 arasında gezinecek bu yaz. Yazın izlenme oranlarında genel bir düşüş var. Asıl sorun, eylülde başlayacak yeni yayın döneminde, yükselecek olan genel izlenme oranları içinde ana haber bültenleri ne yapacak? Özellikle Show TV?

Can Çobanoğlu şu sıralar pek revaçta. Karizmatik olduğu ve iyi giyindiği için mi? Şenol Güneş’in bu "özellikleri" yoktu ya!