Onlar gülüyor

YILMAZ Erdoğan şovda, Cem Yılmaz onu izliyor. Biliyorum, "ne olur gelin bizi çekin" demiyorlardır. Şimdi Yılmaz Erdoğan tatil ile gösteri arası bir şekilde günlerini geçiriyor, biz de izliyoruz. Bir baktım Yılmaz Erdoğan’ın Rumelihisarı gösterisinden görüntüleri. Ama aynı zamanda Akdeniz yörelerinden de konuşuyor aynı programda. Biri iki Yılmaz’ın muhabbeti, diğeri tek başına Yılmaz Erdoğan’ın görüntüleri. Hepsi iç içe olunca ben algılama özürlü olarak yoruluyorum. Yılmaz espri yapınca, diğer Yılmaz habire gülüyor "bak bak ne diyor" gibisinden hareketler de çekiyor. Onlar güldürüyor biz gülüyoruz. Ya da onlar "gülünecek" diyor, biz gülüyoruz. Tabii bu zorla olmuyor, içten gülüyoruz, belki de alıştırıldık. Mutlaka komik bir şeyler söylüyorlardır diye şartlanmış olabiliriz. Cem Yılmaz arkadaşı Yılmaz Erdoğan’a gülerken baktım, ben de gülüyorum. Çünkü onlar gülüyor.

OKAN Bayülgen kızmış, hem de çok kızmış. İzledim görüntüleri. Bozulacak bir durum söz konusu değil. Bekâr adamsın, bir hanım gelmiş ziyarete, çıkarken de görüntülenmiş. Koltukta oturup da izleyince hiç de öyle "Aaaa" dedirtecek numaralar yok. Hatta epey sıradan, bu haftanın en az ilgi gören magazin haberi bile olmuş olabilir. Okan Bayülgen’e sesleniyorum; "Asayiş berkemal, sen keyfine bak. Takma kafana"... Bu arada dikkat ettim bahçenin biraz daha bakıma ihtiyacı var.

SANIRIM "televizyon tarihinin en uzun süren Kemal Sunal filmini" Star’da izledik. Süt kardeşlerin hikâyesi bitmedi. Yağmur yağdı, misafir yedi içti gitti, çocuklar küçük büyük tuvaletlerini yaptılar, yağmur dindi, karnımız acıktı tost yaptık, Cem Uzan parmağını bize doğru uzatarak konuştu, film bir türlü bitmedi.

TELEVİZYON kanalları yeni bir numara bulmuşlar; sona sakladıkları reklamı başa almışlar. Yani bir program bitiyor dibinden ötekisi başlıyor. Örneğin dizi ise şöyle bir özet yapıp reklama giriyor. Bu şekilde baştan reklamı verince izleyici mecburen terk edemiyor. Bak bu iyi fikir. Bunu ben bile düşünememiştim. (!) Hep sonlara eklenen reklamları eleştirmiştim. "Haydi bakalım şimdi ne diyeceksin?" diye sorduklarını duyar gibiyim. Sizinle uğraşmak olmaz.