The Others Özlem sınır tanımadı

Özlem sınır tanımadı

19.03.2000 - 00:00 | Son Güncellenme:

Özlem sınır tanımadı

Özlem sınır tanımadı


Şanlıurfalı 2 bin 358 Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı bu Kurban Bayramı'nın 3. ve 4. günlerinde Suriye'deki akrabalarına iade - i ziyarette bulunuyor


       Yağmur aynı yağmur. Orada da yağıyor, burada da. Ceylanpınar'dayız, yani Türkiye'de; Songül Baran burada ıslanıyor. Birazdan Resulayn'da olacağız, yani Suriye'de; Songül'ün kız kardeşi Latife de orada ıslanıyor. Yağmur aynı yağmur.
       Geçen yılki Kurban Bayramı'nda ilk kez arada tel olmadan Suriye'deki akrabalarıyla görüşen, Şeker Bayramı'nda da onları evlerinde ağırlayan Şanlıurfalı 2 bin 358 Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı bu Kurban Bayramı'nın 3. ve 4. günlerinde Suriye'ye iade - i ziyarette bulunuyor. Ancak 48 saat kalacakları sınırın öte yakasındaki akrabaları için azami 570 Alman Markı değerinde hediye götürme izni verilmiş. Viranşehirli Özen ailesi Resulayn'daki akrabaları için aldıkları mutfak robotlarının önünde gururla poz veriyorlar. Geçen Kurban Bayramı'ndan beri görmedikleri akrabaları Türkiye'den bir tek mutfak malzemesi istemiş.
       Ceylanpınarlı Hasan Kılıç ve yanıbaşındaki 11 kişilik nüfusu bu kadar masraf yapamamış. "Battaniye, tütün ve tırnaklı ekmek yani pide götürüyoruz" diyorlar.

Yaza düğün var

       Sınırın her iki tarafında birden davullar çalmaya başladığında kalabalığın içinden sesler yükseliyor: "Allah bu görüşmeyi ayarlayanlardan razı olsun. Ölmeden akrabalarımıza misafir de olacağız."
       Sınır Türkiye tarafında bekleşen ve arada bir ileriye doğru atak yapınca güvenlik görevlileri tarafından disipline edilen kalabalığın arasında elbetteki çok hikayeye rastlanabilir. Ama bir tanesi kahramanının güzel yüzünden hemen okunuyor: Şükran Gezici Resulayn'daki amca oğlunu ilk kez geçen Kurban Bayramı'nda görmüş. Gençler birbirlerini beğenince Şeker Bayramı'nda Türkiye'de nişanlanmışlar. Şimdi bugün erkek, kıza doğup büyüdüğü şehri gezdirecek, yazın da evlenecekler. Hızmalı, sürmeli Şükran'a nişanlısına hediye olarak ne götürdüğünü soruyoruz. O cilveli gözlerini kaçırırken yanındaki diğer kızlar, "Kendisini götürüyor, daha ne götürecek" diyorlar gülerek.

Özleme duvar dayanmaz

       Bu arada sınırın öte yakasındaki kalabalığı zaptetmek iyice güçleşiyor. Askerler ve sivil polisler gazetecileri görünce atak yapan kalabalığı ellerindeki değnekle iteliyor. Kalabalık slogan atmaya başlıyor: "Her zaman her yerde en büyük Hafız, canımız kanımız Hafız Esat."
       İzci kıyafetleri giymiş ve Hafız Esat ile ölen oğlu Beşir'in fotoğrafları ve Suriye bayraklarını taşıyan Çeçen asıllı çocuklar, Ceylanpınar Kaymakamı Ahmet Ümit ile Resulayn Mıntıka Amiri Yarbay Yasin Elşufi'nin karşılaşmasına oyunlarıyla eşlik ediyorlar.
       Kalabalığın heyecanı giderek artıyor. Latife kolumuzdan çekip, "Songül'ü gördünüz mü?" diye soruyor. Mustafa'nın ise derdi başka. Türk televizyonlarındaki kadınları soruyor. O arada elini mikrofon yapıyor.
       Birazdan Suriye'ye geçecek 570 ailenin öncüleri sınır kapısından giriyor. Artık kalabalığı denetlemek imkansız. Sınır bölgesi zaten ova. Coğrafi sınır olmayınca siyasi sınır da, yani güvenlik görevlilerinin bedenlerinden oluşan duvar da özleme fazla dayanamıyor.
       Abdülhalim Tuncer altı kişilik ailesi yanında, tam 45 yıldır görmediği kardeşiyle kol kola ayrılıyor kayıt masasından. Gözler yaşlı.
       Recep Kahraman dokuz kişilik ailesiyle amca oğullarını arıyor. Suriye'de 15 - 20 evlerinin olduğunu söylüyor ziyaret edilecek.
       Artık gazetecilerin sorularına kimse cevap vermiyor. 48 saatlik geri sayım başladı. Özlem alelacele dindirilmeli.