The Others Randevulu teslim!

Randevulu teslim!

11.02.2000 - 00:00 | Son Güncellenme:

Randevulu teslim!

Randevulu teslim


Hizbullah'ı çökerten operasyon kilit bilgilerini veren itiraçı Tunç, teslim olmak istedi. Polisi ikna edemedi. Örgüt evinin adresini verip, baskın yaptırınca değeri anlaşıldı! 'Gelin beni alın!' dedi. Yarım saat de bekledi


       Kavacık'ta basılan hücre eviyle başlayan "Hizbullah operasyonu"nu hazırlayan en önemli bilgilere örgütün itirafçısı Abdülaziz Tunç sayesinde ulaşıldı. Tunç, polise teslim olmadan, örgüt evlerinin adreslerini telefonla bildirdi. Sonra operasyonlar yapıldı, Tunç'un "değeri" anlaşıldı. Bunu takip eden aşamada ise Tunç, telefonda kendi betimlemesini yaptı, yarım saat olduğu yerde bekledi. Polisler bu süre sonunda gelip Tunç'u aldılar. İtiraflar devam etti, güvenlik güçleri Hizbullah'ın kilit noktalarına böylece ulaştılar.

Çekirdekten Hizbullahçı

       Abdülaziz Tunç, Hizbullah örgütlenmesine 1978 - 79 yıllarında Batman'da lise öğrencisiyken katılıyor. Milli Türk Talebe Birliği'nde Edip Gümüş, İsa Altsoy, İhsan Yeşilırmak, Abdurrahman Ersari, M. Emin Tekin, ve Süleyman Direk'le birlikte dini konferanslar düzenliyor.
       1985'te Hizbullah'ın lideri Hüseyin Velioğlu'yla tanıştırılıyor. 1988 yılında İran'a eğitime gidiyor. Velioğlu da İran'da kendisini gelip görüyor. Tunç'un dönüşü "muhteşem" oluyor. Hizbullah'ın sorgu elemanı olarak örgüt kimi yakalarsa Tunç onun tepesine çöküyor. 1990'lı yıllarda Hizbullah Batman'da "fırtına gibi" esiyor.

Ölümcül sorgucu

       Emniyet birimlerinin de -şimdi- kabul ettiği üzere örgüt ellerinde telsizler, altlarında polis otolarının tıpkıları, kendilerine "polis görüntüsü" vererek PKK sempatizanı, militanı, yatakçısı kimi tespit ederlerse alıp götürüyorlar!
       Abdülaziz Tunç, "kitlesel" hizmetlerini şöyle anlatıyor:
       "1994'te Batman Çamlıca Mahallesi'nde cemaatten İzzet'in evinde altındaki sığınıkta PKK'lı oldukları şüphesiyle tutulan 10 kişiyi sorguladım!"
       "1994'te Batman Hürriyet Mahallesinde Salih isimli şahsın evinin bodrumunda Menzil Grubundan Melle Behçet ve Mİt görevlisi olduğundan şüphe edilen şahısları sorguladım."

Yakalandı, bırakıldı

       Abdülaziz Tunç 1996 yılının haziran ayı ortalarında Batman'da örgüt elemanları Ahmet Semitoğlu ve Süleyman Yakut'la birlikte yakalanıyor. Poliste örgütsel faaliyetleri hakkında bilgi vermiyor. Batman Cumhuriyet Savcılığı da Tunç hakkında "koğuşturmaya yer olmadığına" karar veriyor.
       Hizbullah cinayetlerinin en fazla kamuoyuna yansıdığı dönemde Hizbullah örgütünün önemli militanı polis tarafından yakalanıyor, ancak faaliyetleri hakkında yeterli bilgi "edinilemediğinden" savcılık da serbest bırakmak zorunda kalıyor.

Sonun başlangıcı

       Hizbullah hareketi artık "eylem özgürlüğüne" ulaşmış, Güneydoğu'nun her kentinde PKK'ya veya kendi örgütü içindeki "şüphelilere" karşı ölümcül sorugular sonunda infazları "otomatiğe" bağlamıştır. Diyarbakır'da halk arasında 16.00 - 18.00 arası "faili meçhul saatleri" olarak anılmaya başlanıyor.
       Abdülaziz Tunç, bu sırada kitap okuyor. Prof. Dr. Mehmet Aydın'ın Din Felsefesi ve Prof. Dr. Süleyman Uludağ'ın İslam Düşüncesinin Yapısı isimli kitaplarından etkileniyor. 1998'de kendisinde "psikolojik problemler" belirmeye başlıyor. Örgüt'e "eyvallah" deme zamanın geldiğini düşünüyor.
       12 Mart 1999 günü Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü'nün 234 56 92 numaralı telefonunu çevirerek diyor ki:
       "Ben Hizbullahçıyım, örgütle ilgili önemli bilgiler vermek istiyorum."
       O gün santral da "bürokratik ruhu" gelişmiş bir memur vardır:
       "İstihbarat Şubesini ara!"
       "Oranın numarası kaç?"
       Neyse memur o numarayı veriyor. Tunç, Mardin'deki örgüt evinin adresini bildirdiriyor. Başka adresler de var. Mardin'deki ev çok önemli, çünkü örgütün bütün icraatları buradaki bilgisayar disketlerinde bulunuyor. Polis adeta bir "istihbarat hazinesi"nin içine düşüyor!

Bekle terörist geliyoruz

       Aradan üç gün geçiyor, 15 Mart'ta Abdülaziz Tunç gene Emniyeti arıyor:
       "Verdiğim bilgiler doğru çıktı mı?"
       "Evet, hepsini toparladık!"
       "İyi o zaman gelip beni alın."
       "Neredesin?"
       "Bağlar PTT'nin önündeki parkın yanındayım. Üzerimde mavi renkli takım elbise, mavi gömlek ve sarı kravat var."
       Tunç telefonu kapatıp saatine bakıyor, 15.30... Bir sigara yakıyor, beklemeye devam ediyor saat: 16.00'da polisler geliyorlar. Verdiği bilgilerle Hizbullah'ı içerden çökerten adamı alıp gidiyorlar.

       Batman katili teslim oldu
       Batman’da Hizbullah adına birçok öldürme eylemine katılan Müslüm kod adlı Mehmet Fadıl Işık, vicdan azabına dayanamadığını belirterek “İtirafçı olmak istiyorum. PKK’yla mücadele için ortaya çıkan Hizbullah, zamanla PKK’dan daha tehlikeli bir terör örgütü oldu" dedi. Hizbullah içinde dokuz yıl faaliyet gösterdiğini anlatan Işık, PKK’ya karşı mücadele vermek amacıyla ortaya çıktıkları yönünde propaganda yaptıklarını ifade ederek, “Hizbullah’ın da masum insanları katlettiğini, insanlardan zorla haraç aldığını gördüm" dedi.

       Tetikçiler tutuklandı
       Hizbullah’a yönelik operasyonlar çerçevesinde Gaziantep’te yakalanan örgütün sözde askeri kanat sorumlusu Fuat Balca ile tetikçiler A. Kerim Kaya ve M. Feysel Bozkuş, Diyarbakır DGM’ye çıkarıldı. Gaziantep’te yakalanarak Diyarbakır’a getirilen ve burada işledikleri cinayetlerle ilgili önceki gün yer göstermelerde bulunan Balca, Kaya ve Bozkuş, polisteki sorgulamalarının tamamlanmasının ardından sevk edildikleri Diyarbakır DGM Savcılığı’nda ifade verdiler ve eylemleri itiraf ettiler.

       Örgüte savcı yetişmiyor
       Hizbullah operasyonları devam ederken yakalanan sanık sayısı giderek artıyor. Güneydoğu’da sürdürülen operasyonlarda örgüt evleri ve sığınaklarda 100 bin sayfalık doküman ele geçirildi. Dokümanlarda örgütle bağlantısı olan binlerce kişinin kimliği saptandı. Bölgede Hizbullah soruşturmasını yürüten savcıların iş yoğunluğu nedeniyle gece yarılarına kadar çalıştığı bildirilirken, Diyarbakır DGM Başsavcısı Nihat Çakar, Adalet Bakanlığı’ndan soruşturmaya yardımcı olması için beş savcı daha gönderilmesini istedi.