The Others ŞARKICI SİNEAD O'CONNOR NEYİ PROTESTO EDECEK

ŞARKICI SİNEAD O'CONNOR NEYİ PROTESTO EDECEK

09.05.1999 - 00:00 | Son Güncellenme:

Arızalı dazlak

ŞARKICI SİNEAD OCONNOR NEYİ PROTESTO EDECEK
Müzik dünyasında son yıllarda bir sinirli, protestocu kadınlar furyasıdır gidiyor. Alanis Morrisette, Fiona Apple, Tori Amos... Bir şeyleri protesto edip, bağırıp çağırıyorlar ama gerçekte kadın olmaktan başka bir şeye itiraz ettiklerini sanmıyoruz. Çünkü bu sahte arızalarla dolu tüm listeler. Yılların protesti, emekçi dostu Joan Baez bile İstanbul'a geldiğinde kendisine limo kiralanmadı diye arıza çıkarmıştı. Görün işte nasıl protestler! Bu dünya, onyıllardır bir tek büyük protestocu gördü. Neyi, niye protesto ettiğini söyleyen, ardından arızasını yürürlüğe koyan: Sinead O'Connor. O 1990'da bir törende Amerikan Milli Marşı'nı söylemeyi reddetti. Ünlü boksör Mike Tyson tecavüz suçuyla yargılandığında, onu tecavüzle suçlayan kadınların başlarına gelenli hakettikleri anlamına gelen bir şeyler söyleyip, Tyson'ın tarafını tuttu. Grammy'leri reddetti. Opera eğitimi almak için, en çok para kazandığı dönemde popu bıraktı. McDonald's'ları topa tuttu. En önemlisi, televizyona çıkıp tüm Katolikleri karşısına almak pahasına, milyonların önünde Papa'nın resmini yırttı. İrlanda'daki kiliselerin aile içi çocuk tacizine ve şiddete engel olmadığını, hatta desteklediğini söylüyordu. Buna dayanamazdı. Çünkü tüm çocukluğu boyunca kendisi de annesinin tacizine ve dayaklarına maruz kalmıştı. Geçtiğimiz günlerdeyse çok daha anlaşılmaz bir şey oldu. İnanması zor, Sinead yıllarca inkar ettiği Roma Katolik Kilisesi'ne papaz oldu. Ve unvanını da Fransa'da, Roman Katolik Kilisesi'ne bağlı olan Latin Tridentine Kilisesi'nden aldı. Dini çevrelerde artık "Mother Bernadette Mary" olarak anılıyor. Aslında Katolik Kilisesi'nde kadınların papaz olması kabul görmüyor. Ama O'Connor vaftiz gibi küçük törenleri idare yetkisinin olduğunu iddia ediyor. Tabii ki durup dururken onu papaz yapmadılar. O'Connor altı hafta da Tridentine piskoposundan eğitim aldı. Peki şimdilerde dinine hizmet etmek için bunca debelenen Sinead O'Connor bir zamanlar dünyanın en büyük din skandallarından birinde başrolünü oynamamış mıydı? Yaptığının anlamı neydi? Yoksa kel kafalı büyük bela bu kez kendisini mi protesto ediyordu? Olanları anlamak için hikayenin aslını bilmek gerek. 1992 yılında O'Connor, Amerika'da 20 milyon kişinin izlediği Saturday Night Live adlı şovda Papa'nın resmini yırtmış ve "Gerçek düşmanla savaşın. Her zaman yalnızca bir yalancı vardı. O da Kutsal Roma İmparatorluğu," diye bağırmıştı. Programa binlerce protesto telefonu geldi. O'Connor bir süre sonra biraz da olsa pişmanlık duydu ve "Fotoğraf Papa'nın İrlanda da çekilmiş bir resmiydi ve anneme aitti. Bu yüzden tamamen bilinçaltından gelen bir hareketti yaptığım. Annemden ve çocukluğumdan kurtulmak istedim. Papa ailenin simgesiydi. Böyle yaparak rock yıldızı imajını da öldürebilirdim," dedi ama nafile... Sinead için zor günler başlamıştı. Bu olaydan iki hafta sonra Bob Dylan'ın müzik kariyerinin 30. yılını kutlamak için Madison Square Garden'da bir konser düzenlendi. Sinead'in konserde Dylan'ın "Sana İnanıyorum" adlı şarkısını söylemesi planlanmıştı. Ama o sahneye çıkar çıkmaz, içerideki kalabalığın dörtte üçü yuhalamaya ve küfretmeye başladı. Bu başlı başına ilginç bir durumdu. Çünkü bu özel konseri izlemeye gelen kalabalık, çoğunluğu Yahudi olarak bilinen New York'taki Amerikan medyası ve onların davetlilerinden oluşuyordu. Aralarında hemen hiç Katolik yoktu. Sinead şarkıyı söyleyemedi. Tam sahneden inmek üzereyken country'ci Kris Kristofferson gelip, kulağına herkesin duyacağı şekilde "Bu piçlerin seni çökertmesine izin verme," diye fısıldadı ve gitti. Sinead aniden kulaklığını attı. Ve Bob Marley'in "Savaş"ını söylemeye koyuldu. Şarkıda geçen Güney Afrika öznesinin yerine "çocuk tacizi"ni koydu. Salondakileri iyice delirtti ve sonunda Kristofferson gelip onu götürdü. O anda dünyanın Katolik olmayan kısmı "İşte rock'n roll böyle anlarla yaşıyor," dedi içinden... Ama Katolikler için Sinead bir linç nesnesiydi sadece. Sinead hep her şeyin nedeninin annesi olduğunu söyledi. Küçükken annesi ona işkence yaparken o da Tanrı'ya kendisini bu durumdan kurtarması için dua edermiş. Ve bir gün bu durumdan kurtulursa borcunu ödeyeceğine...

Bu durumdan kurtuldu. Protestolarıyla dünyaya İrlanda'daki aile içi şiddet olaylarını duyurarak borcunu da ödedi. Kendi annesi gibi bir anne olmamak için, ilk çocuğunu doğurmadan önce terapi gördü. Şimdi kendisi gibi "gangsta rap" seven 12 yaşında bir oğlu ve 3 yaşında bir kızı var. Bu arada kiliseden özür diledi, hatta papaz oldu. Ama hala bir Katolik değil. Rastafarianizm'e ilgi duyuyor. Çünkü ona göre Hıristiyan Kilisesi üyelerine Tanrı'nın öldüğünü, Rasta kiliseleri ise Tanrı'nın hayatta olduğunu ve herkesin içinde yaşadığını öğretiyor. Sanırsınız ki O'Connor artık huzura kavuştu. Hayır... Bir garip çelişkilerin kadını bu. Yıllar önce intihara teşebbüs edip, tedavi gördükten sonra bir gazeteci, "Artık huzura kavuştun mu, mutlu musun?" diye sorduğunda "Hayır," demişti, "sadece uğraşıyorum." Doğruymuş. Çünkü geçtiğimiz günlerde, valium hapları ve alkolle, yeniden denedi ölmeyi. Yine beceremedi... Arızalı bir kadın olarak, bu dünyada yaşamaya devam ediyor. Bir dahaki sefere neye kızacağını kestirmek güç. Ama insanların gücü, düşmanlarının çokluğuyla doğru orantılıdır derler. Sinead'in de yaşamaya yetecek kadar düşmanı var.