The Others Sel gitti, ‘rüşvet’ iddiası kaldı

Sel gitti, ‘rüşvet’ iddiası kaldı

21.09.2009 - 01:00 | Son Güncellenme:

Ayamama Deresi’ndeki sel felaketi ardından başlayan imar tartışmasına görüşleriyle katılan ODTÜ öğretim üyesi Doç. Tarık Şengül, Milliyet’te yayımlanan ‘rüşvet döndüğü’ iddiasına ‘rüşvet değil, teklif’ diye itiraz ediyor

Sel gitti, ‘rüşvet’ iddiası kaldı

İstanbul’da 24 kişinin hayatını kaybettiği sel felaketi sonrası Ayamama Deresi’nin bulunduğu bölgenin imara açılmasıyla ilgili tartışmalar nedeniyle, Milliyet gazetesi davada bilirkişilik yapan Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) öğretim üyesi ve Şehir Plancıları Odaları Genel Başkanı Doç. Tarık Şengül ile görüştü.
12 Eylül tarihli Milliyet’te yayımlanan haberde Şengül’ün iki öğretim üyesi arkadaşıyla hazırladıkları bilirkişi raporundaki “Ayamama Deresi’nin imar için riskli bölge olduğu” tespitinden hareketle “Uyardık, Ayamama dere yatağı, sıkıntı yaratır, dedik. Mahkeme dikkate aldı kararı iptal etti. Ama belediye arkadan işler çevirmiş” sözlerine yer verilmişti.
Önder Yılmaz’ın haberinde Şengül’ün ‘imar işlerinde bilirkişiye rüşvet verildiği’ iddiası çarpıcıydı. Şahit olduğu bir olayı anlatan Şengül, “Bilirkişilere 1’er milyon, 5’er milyon gibi milyon dolarlar bizim gözümüzün önünde teklif edildi. Çünkü bu imar eşikleri aşılıyor. Bu rakamlar bu kadar yüksek çünkü insan hayatının pazarlığı yapılıyor. Milyon dolarların dönmesinin nedeni; bilimin gösterdiği doğruyu çarpıtıyorlar. Doğruları eğri yapıyorlar. O eğrinin fiyatı 1 milyon dolar. Yasayı, yönetmeliği, insan haklarını çiğnedikleri için bu kadar büyük rüşvetler dönüyor” demişti.

Rüşvet değil teklif!

ODTÜ öğretim üyesi Doç. Tarık Şengül, Okur Temsilcisi’ne gönderdiği açıklamada ‘rüşvet’ iddiasına açıklık getiriyor:
“Ayamama Deresi çevresine yönelik Mimarlar Odası tarafından açılan davada, bilirkişilik yapmam nedeniyle, Parlamento muhabiri Önder Yılmaz’la son beş yılda yapılan plan değişiklikleri üzerine yaptığımız görüşme; içeriğinden uzaklaşan ve yer yer yanlışlıklar içeren bir biçimde yayımlanmıştır.
12 Eylül tarihli gazetenizin birinci sayfasında ‘Şengül, genelde bilirkişilere rüşvet verildiğini öne sürdü’, iç sayfada ise ‘Şengül çarpıcı bir iddiada bulunarak imar işlerinde bilirkişilere rüşvet verildiğini öne sürdü’ biçiminde aktarımlar yapılmıştır.
Tarafımdan yapılan değerlendirme kesinlikle bu nitelikte değildir.
Konuşmamızda bu tür tekliflerin yapıldığını, bunları duyduğumuzu, bilirkişilerin yakınmalarına şahit olduğumuzu söyledim. Ancak rüşvet verilmesi ile teklif edilmesi arasında önemli bir fark bulunmaktadır. Bir de buna genelde bilirkişilere rüşvet verildiği ifadesi eklendiğinde (bilirkişilerin de aldığı anlamını da taşıdığından), bugün çok dürüst biçimde görevlerini yapan ve bu nedenle iktidar çevrelerince de sık sık suçlanan, büyük bölümü üniversitelerden gelen geniş bir bilirkişi kesimine büyük bir haksızlık yapılmaktadır.
13 Eylül 2009 tarihinde kendisiyle telefonda yaptığım görüşme üzerine düzeltme içeren bir metin üzerine kendisiyle anlaşılmış olmakla birlikte, bu metin 14 Nisan tarihli Milliyet gazetesinde yer bulmamıştır. Bu haliyle ortaya çıkan durum gerek bana, gerekse aşağıda da açıklayacağım gibi, imar konularında çeşitli zorluklara karşın bilirkişilik yapanların büyük bölümüne haksızlık niteliğindedir. Aşağıda bu konuya açıklık getirilmektedir. Bu konuda gazetenizin bir düzeltme yapması gerektiği düşüncesindeyim. Bu tavrın kentleşme ve imar konularında en sağlıklı yayın politikasına sahip olduğunu düşündüğüm gazetenizin kendi yayın politikası açısından da önemli olduğunu düşünüyorum.”

Rüşvet ifadesi teyp kaydında

Milliyet Parlamento Büro Şefi Önder Yılmaz’ın sözleri şöyle:
“Şehir Plancıları Odası Genel Başkanı Doç. Tarık Şengül ile 11 Eylül 2009 tarihinde hem telefonda hem de yüz yüze görüşme yaptım. Söylediklerini de teyp kaydı ve çözümü doğrultusunda olduğu gibi habere yansıttım. Şengül’ün habere ilişkin ‘içeriğinden uzaklaşan ve yer yer yanlışlıklar içeren bir biçimde yayımlanmıştır’ ifadelerini kabul etmem mümkün değildir. Kendisinin ses kaydı halen bulunmaktadır. Aynı konuşma metninde ‘rüşvet dönüyor’ ifadelerini görmezden geliyor. ‘Rüşvet dönüyor’ demek, rüşvet ‘alıp-verme’ eylemidir. Bunu herkes böyle bilir.
Sayın Şengül’ün ağzından çıkmayan hiçbir söz, tırnak içi olarak habere yazılmamıştır. Her gazeteci haber metnini güçlendirmek için tırnak içi ifadelere benzer ifadeler kullanır. Sayın Şengül’ün ‘tırnak içi’ söyledikleri ifadeleri unutup haber metnine itiraz etmesi kabul edilemez. Kendisi bir de 13 Eylül’de benimle telefon görüşmesi yaptığını ve düzeltme metni üzerinde anlaştığını yazıyor. 2 kez telefonla konuştuk. Hemen teyp kasetini yeniden dinledim ve haber metniyle karşılaştırdım. İkinci telefon görüşmemizde hatalı olmadığımı, ifadelerde herhangi bir yanlışlık bulunmadığı ‘rüşvet dönüyor’ ifadesini görmemezlikten geldiğini söyledim.
Ayrıca kendisi birilerine karşı zor durumda kaldıysa aynı konuyla ilgili yazacağım bir başka habere söyleyeceği yeni ifadelerini ekleyebileceğimi belirttim. Ayrı bir düzeltme değil. Ancak o haberimiz gazetemiz tarafından yayımlanmadığı için bu ifadelerde gazetede yer almamış oldu. Sadece önem verdiğim bir şahsiyet ve bir haber kaynağının zor durumda kalmaması için birkaç cümlelik ifadeyi iyi niyetle başka bir haberin içine koyma girişimimi ‘sanki gazeteci olarak ben hatalıymışım’ şeklinde algılamasını da kabul etmiyorum. Son dönemde yaygınlaşan, haber kaynaklarının nasıl bir tepki uyandıracağını kestiremeden kullandıkları ifadeleri tepki gelince veya başka endişelerle ‘ben böyle söylememiştim’ diyerek düzeltmek istemeleri, hem gazeteciliğe hem toplumsal sürece katkı sağlamamaktadır.”

Haberin Devamı

OMBUDSMAN’IN GÖRÜŞÜ:
Ayamama Deresi’nde daha önce de benzer felaket yaşandığı için bölgedeki çarpık yapılaşma ve imar kararları İstanbul’daki rant ilişkilerinin kirli yüzünü de açığa vurmaktadır. Pek çok masum insan bu yüzden hayatını kaybetmiştir. Milliyet’in kamusal yayıncılığın gereği olarak ‘rüşvet’ iddialarının üzerine gitmesi doğaldır.
Önder Yılmaz bu alanda ciddiyetiyle tanınan bir gazetecidir. Konuştuğu kişi de daha önce Mimarlar Odası’nca açılan Ayamama davasında bilirkişilik yapmış bir uzman. Doç. Tarık Şengül’ün, ‘rüşvet’ sözünün nereye gideceğini öngörmemesi düşünülemez. Kaldı ki, görüşme teybe kaydedilmiş. Dolayısıyla Doç.Tarık Şengül’ün “Bilirkişilere 1’er milyon, 5’er milyon gibi milyon dolarlar bizim gözümüzün önünde teklif edildi. Çünkü bu imar eşikleri aşılıyor... Yasayı, yönetmeliği, insan haklarını çiğnedikleri için bu kadar büyük rüşvetler dönüyor...”
İfadelerine rağmen habere itiraz etmesini anlamlı bulmuyoruz. Bazı haber kaynaklarının oluşan tepkiler sonrası habere itiraz etmeleri sadece haber kaynaklarını değil aynı zamanda muhabirlerimizi de güç durumda bırakmakta. Ayrıca Şengül’ün ‘rüşvet‘ kelimesini kendisi de kullandığı halde, ‘teklif’ kelimesinin, ‘rüşvet’ anlamına gelmediğini iddia etmesi de hem haberi yapan arkadaşımıza hem de okurlarımıza haksızlık olur. Malum, ‘rüşvetin belgesi’ olmuyor!
Medyaya düşen görev, elbette bu demeçlerden sonra rüşvet iddialarının üzerine gitmektir.
Milliyet, görevini yapmıştır.

Yazarlar