The Others Sınırda deprem var

Sınırda deprem var

26.03.1999 - 00:00 | Son Güncellenme:

Sınırda deprem var

Sınırda deprem var


Hatay nüfusunun çoğunluğunu oluşturan çiftçiler Ankara'ya öfkeli. Ekonomisi bozulan kentteki siyasal depremi en az hasarla atlatan parti, Ankara vizesini alacak

Nilgün Cerrahoğlu - İskenderun


65 milyonluk bir ülkenin sınırının bittiği yerde, bir "nomen's land" - sahipsizlikle - burun buruna gelmek insanı sarsıyor...
Yol kenarında baharlar açmış, güneş göz kamaştırıyor. Dikenli sınır telleri, dağ yamaçlarından geçiyor. Türkiye'nin en verimli ovası - Amık - arkamızda. Az ilerde uzanan topraklar, Suriye. Elle tutulacak kadar yakın, bir o kadar uzak. Yanımızdan geçen tek sivil araç yok. Gözümüzün önünde kıvrıla kıvrıla uzanan yol üzerinde tek bir turist "oto"suna rastlamıyoruz.
"Cilvegözü" burası. Sınır kapısında kümelenmiş pamuk balyaları yüklü Arap TIR'ları görüyoruz yalnızca. Türkiye'ye giriş yapmak için formalite tamamlıyorlar. 70 - 80 kamyonluk dev bir filo. Yörenin can damarını oluşturan pamuk üretimine son darbeyi vuran kamyonlar...
Özal sonrası hükümetlerin tümü - istisnasız - Hataylı çiftçiyi perişan etmiş. Pamuğa verilen düşük fiyatlar, girdilerdeki artışa bir de son yıllarda Suriye'den ithal edilen bu "ucuz ve kalitesiz pamuk" eklenmiş. İthal pamuk, Türkiye'ye üç yıl yetecek miktarda bir pamuk fazlası yaratmış. Borcunu kapatmak isteyen çiftçi tarlasını, traktörünü satıyor.

Ağır fatura

Sınıra dek bana refakat eden CHP ikinci sıra milletvekili adayı Dr. Mehmet Ali Edipoğlu, Hatay ekonomisindeki krizin pamukla sınırlı olmadığını anlatıyor:
"Benzer sorunlar nedeniyle, zeytin, buğday ve tütünde de yaşanıyor. Tarım en ölü döneminde. Ticaret sıfırlandı. Liman çalışmıyor. Mersin'in serbest bölge ilanından bu yana İskenderun Limanı durdu. Sayısız nakliye ve ihracat firması iflas noktasında. Apo krizi yüzünden Suriye konfeksiyon alımını durdurdu. Türkiye'ye bir nevi ekonomik ambargo uyguluyor. İşsizlik had safhada. Gayrimenkul fiyatları düştü. '80 öncesinde kişi başına düşen GSMH'da üçüncü sırada olan Hatay, bugün çok arkalara 14. - 15. sıraya düştü."
Sermaye sahibi, malını mülkünü satıp İstanbul, Ankara gibi büyük kentlere yerleşmek üzere Hatay'ı terk ediyor bu nedenlerle. Büyük illerimizin tümünde görülen göç olgusu, "Hatay'ı terk" şeklinde ters yönde işliyor.
'95 seçimlerini de Hatay'da izlemiştim. Aradan geçen dört yılda birbirine zincirleme eklenen, kümelenen bu kadar ağır sorun altında böylesine beli bükülen bir ille karşılaşacağımı beklemiyordum.
Dramatik boyutlara varan bu tablo, seçmeni, kendi gündemiyle iştigal eden Ankara'ya iyiden iyiye yabancılaştırmış. Herkesin birleştiği ortak değerlendirme şu: Çöküşün faturası birilerine çıkartılacak. Bu da merkez sağ olacak. Merkez sağla kastedilen adres daha ziyade ANAP. DYP'nin çiftçiyi nispeten hoş tuttuğu düşünülüyor. Ayrıca şöyle bir kanı da var: "Rizeli Yılmaz bizden esirgediğini Karadeniz tarımına veriyor. Fındık üreticisini kollarken, bizi hesaplamıyor..." Neticede "ANAP oyları düşer; çıkartsa çıkartsa buradan bir milletvekili çıkartır" diyorlar.

Kriz FP'ye yaradı

Bu ciddi zelzelede "oy"una bilinçle sahip çıkan iki parti var: FP ve CHP.
Geçen seçimde "sürpriz" yaparak Hatay'dan iki milletvekili çıkaran FP'nin aynı sayıyı bu seçimde de koruması bekleniyor. Kriz, işsizlik, Ankara'ya yabancılaşma; en çok bu partinin ekmeğine yağ sürmüş. İkinci sıradan aday Mustafa Geçer, partisinin işçi bulma kurumu gibi çalıştığını söylüyor. "Öyle seçmenler var ki" diyor; "yeni açılan Yimpaş mağazalarından bir 'başvuru formu almanız' için bize çaresizce yalvarıyor". FP'liler üstelik, ANAP'tan kayan oyların bu partiyi ihya edeceğinden emin görünüyorlar.
CHP'ye gelince; hala güçlü burada. Partinin ülke barajını aşmasını sağlayan il Hatay'da - bu kez de barajı geçerse - birinci parti olmasına ciddi olasılık gözüyle bakılıyor ve üç olmasa dahi en az iki milletvekili çıkartabileceği iddia ediliyor. CHP'nin bu seçimdeki en büyük sorunu, ülke genelinde "Apo rüzgarını" alan DSP değil; ÖDP. Samandağ gibi tartışmasız CHP'nin olan kaleler, ÖDP'ye kaymış çünkü. "ÖDP", CHP oylarını bölecek. Bu kesin. Ama DSP de, geçen seçimde çıkarttığı bir milletvekilinden fazlasını buradan biraz zor alır diyor Hataylılar.
El yordamıyla oy kullanan bir seçim olacak 18 Nisan. Ankara'ya toplam 10 milletvekili gönderen bu sınır ilimizde, genel hatlardan oluşan kaba eğilimler dışında, partiler arası ciddi bir sıralama yapmak olanaksız. ÖDP'nin CHP üzerindeki etkisi, merkez sağ partiler arasındaki kaymalar, listelerdeki küskünler, CHP ve '95'te Hatay'dan 70 bine yakın oy alan MHP'nin baraj durumu her türlü sağlam analizi olanaksız kılıyor. Bilinen bir şey var o da şu: Hataylı seçmen sandığa çok öfkeli gidiyor. "Öfkeyi umuda dönüştürmeyi beceren parti", nispeten paçayı kurtaracak!


HATAY

İlçeleri: Merkez, Altınözü, Belen, Dörtyol, Erzin, Hassa, İskenderun, Kırıkhan, Kumlu, Reyhanlı, Samandağı, Yayladağı.
Nüfusu: 1.197.139
Milli Gelirden Aldığı Pay: 2562 USD
1995 ve 1999 Seçmen Sayısı: 522.004 / 695.183
1995'te Seçime Katılma Oranı: %85.79
1995'te Partilerin Aldığı Oy Sayısı ve Oranı: CHP 114.417 (%21.9), DYP 99.922 (%19.2), RP 96.355 (%18.5), ANAP 75.863 (14.6), MHP 69.100 (%13.3), DSP 40.312 (%7.7), HADEP 16.513 (%3.2), MP 3.024 (%0.6), YDH 2.250 (%0.4), İP 1.248 (%0.2), YDP 1.097 (%0.2), YP 717 (%0.1).
1995'te Seçilen Milletvekilleri ve Partileri: Abdülkadir Akgöl (DYP), Ali Uyar (DYP), Levent Mıstıkoğlu (ANAP), Hüseyin Yayla (ANAP), Ali Günay (DSP), Süleyman Metin Kalkan (RP), Mehmet Sılay (RP), Atilla Sav (CHP), Fuat Çay (CHP), Nihat Matkap (CHP).
18 Nisan'da Çıkaracağı Milletvekili Sayısı: 10