The Others Sitcom, yarışma, dikiz

Sitcom, yarışma, dikiz

23.06.2001 - 00:00 | Son Güncellenme:

Sitcom, yarışma, dikiz

Sitcom, yarışma, dikiz

Sitcom, yarışma, dikiz

Bu yıl TV kanallarından fazla bir şey beklemeyin. Tablo özetle şöyle; üç kanal iş yapacak. Geçen yıla göre 30-40 milyon dolarlık zarar durumları içinde sıkışan özel TV’ler, kendi aralarında daha iyi geçinip; sitcom, yarışma ve "gözetleme" programları ile idare etmeye çalışacaklar.

Yarışmalara devam
Bu, TV profesyonellerinin yorumu. "Dadı" tutunca Amerikan ithali formatlarda durum komedisi modası ortaya çıkaracak. Hülya Avşar ilk adımı atan isim olacak. Bu yapımlar ucuza geliyormuş. Bir mekânda geçen hikâyeler. Peki bizde yapmaya kalkışılmadı mı? Format deyip geçmeyin. Kitabı, adabı var bunun da. En iyisini de Amerikalılar yapıyor. O zaman yerli malı bulmak için uğraşmak yerine, olanı getirip kendimize benzetmek daha mantıklı oluyor. "Dadı"da bunun böyle olduğu da ortaya çıktı. "Kim 500 Milyar İsteröden sonra ardı arkası kesilmeyen yarışma furyası başlamıştı. Yine ithal malı ya da ithal malına yerli yama şeklindeki yarışmaların ömrü kısa sürdü. Ama bu yıl yine bir-iki deneme olacak. Yine yabancı formatlarda. Yeri gelmişken belirtelim; bazı yarışmaların ödülleri olan paralar hâlâ ödenmemiş. Zaten bundan sonra da üzerine bir bardak su içmekte yarar var. Biri bir şey yapınca hepsi ardına takılır bizim TV dünyasında. Bu peşine takılmaların her zaman hüsranla bittiği ise hiç anlaşılmamıştır. Bu takip olayı, sadece magazin ve yerli dizilerde bir nebze olsun pek zarar vermez.

Haberler çok mu uzun?
Haber bültenlerinin uzunluğu üzerine bir tartışma var. Bazıları haberlerin en çok izlenen zaman dilimlerini işgal ettiği görüşünde. Hem içine reklam da alamıyorsun. Reklam gelen yerden para esirgeniyor gibi bir anlayış. Haber sürelerinin kısaltılması bazı TV’ler için geçerli olabilir. Bu durumda bazı "anchormen" sorunları da yaşanabilir! Bana sorarsanız haber bültenlerinin lastik gibi uzamasının bir anlamı yok. Türkiye AB üyesi ülkeler içinde en uzun haber bülteni yayınlanan TV yayıncılığına sahip. Bir saati aşan bir rekora sahibiz...

Rekabet yok

Kısasa kısas bir rekabet yaşadı özel TV dünyası bugüne kadar. Ama kriz hepsini öyle bir vurdu ki kıpırdayacak halleri kalmadı. Süt dökmüş kediye döndüler diyebilirim. Yorgunluk var, dinamizm kayboldu. Programcılık eski dizilerin tekrarları, gösterim sayısını bizim unuttuğumuz Kemal Sunal’ları sağa sola yerleştirmek... Yeni ve gişe yapan film satın alımı da yok. Çok izlenen zamanda yayınlanan pahalı filmleri çok çabuk harcadılar. İzleyiciyi görsel tüketime fena alıştırdılar. "Bu filmi daha önce görmüştüm, yeni film yok mu?" açlığını durdurmaları zor. TGRT ve ATV eski gücünde değiller. Show TV, Kanal D ve Star bir şekilde "yenilikleri" yapacak kapasiteleri olan özel TV’ler. Bir de TRT gerçeği var. Bir yoruma göre TGRT’nin izleyisini de kapmış ve izlenme oranını yükseltmiş. Yoğun bir yerli dizi atağına da kalktı. Ve hâlâ yatırım yapıyorlar. Peki kimin parası ile? Elektrik paraları ile!